31.Bölüm "Sen Ömrümde Gördüğüm En Güzel Kadınsın Güvercin."

32.5K 1.4K 340
                                    

Dudaklarımız bir birinden ayrıldığında kendimi boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim. Yağız, beni usulca yere indirdi. Gözleri o kadar derin bakıyordu ki karşısında kendimi çırılçıplak hissediyordum. Bu adam, sanki bütün ruhumu görüyor, bir bakışıyla bile yaralarımı iyileştiriyordu...

Yağan yağmur şiddetini biraz olsun azaltmış olsa da üzerimizde kuru denecek bir yerimiz kalmamıştı. Eliyle, titreyen çenemi tutup birkaç defa okşayarak yüzümü yukarı; gözlerinin tam odağına çevirdi. Ben ne diyeceğimi ne söyleyeceğimi bilemiyordum. Eğer utancımı atabilmiş olsaydım; defalarca onu sevdiğimi haykırırdım. Bir elimle, çenemi tutan elini okşarken diğer elimi de birkaç günlük sakalının üzerinde gezdirdim.

"Çok korktum..." dedim fısıltıyı andıran sesimle. "Sana bir şey olacak diye çok korktum."

"Buradayım güzelim. Bak yanındayım." Diğer elini de yüzüme koyup göz hizama gelmek için eğildi. "Seni benden artık hiç kimse alamaz!"

Yağız'ın güven verici sözleri, ruhumun her zerresine yayılıyor koruyucu bir kalkan gibi bedenimi sarıyordu. Ne yağan yağmuru gözüm görüyordu, ne de bedenimi titretmeye yetecek soğuğu. Sadece içimdeki yangına sığınıyordum. Beni bazen yakıp küle çeviren, bazen de Yağız'ın kollarında erimemi sağlayan bu delicesi yangına...

"Beni bir daha bırakma Yağız, sakın bırakma. Sen olmayınca nefes bile alamıyorum ben..."

"Ohh gel buraya Güvercin." Diyerek içine sokarcasına bana sarıldı. Elleri teselli verircesine sırtımda dolanırken ben de kollarımı onun beline dolamıştım. Kafamı göğsünün sıcaklığına dayayıp ezbere bildiğim o eşsiz kokusunu defalarca içime çektim. Saçlarımda tüy gibi dolaşan eller, beni yavaşça kendinden uzaklaştırıp delici bakan yeşillere sabitledi. " Seni seviyorum Güvercin. Daha önce kimseleri sevmediğim kadar çok, kimselere hissetmediğim kadar yoğun ve tarifi mümkün olmayan eşsiz bir duyguyla seviyorum. Artık istesen de seni bırakamam."

"Be...Ben daha önce hiç bu kadar se...sevilmedim." dedim hıçkırığıma engel olamayarak. "Ailem bile beni bu kadar sevmedi Yağız..."

Yıllardır içimde kanayan yarayı kendi ellerimle Yağız'a sunmuştum. O kadar çok zamandır yalnız ve sevgisiz hissetmiştim ki kendimi ve o kadar zamandır her şeyle yalnız başıma mücadele vermiştim ki şimdi birinin beni hiçbir karşılık beklemeden sevmesi garibime gidiyordu. Beni kollarının arasında sımsıkı tutan bu adam tüm devrelerimi yakmış beni aşkın girdabına bırakmıştı. Bundan sonra; ne Eymen'e yapmaması için acıyla yalvaran küçük kız, ne de annesini inandırmaya çalışan Nehir'dim. Bundan sonra yalnızca Yağız'ın Güverciniydim. Bazen hırçın ve hoyrat, bazen de savunmasız ve muhtaç, ama hep Yağız'a ait...

"Titriyorsun Güvercin."

"Sen ısıtıyorsun ya."

Yağız'ın kahkahası her yere yayılırken " Sen böyle bana yapışmaya devam edersen inan bana ısınmak neymiş öğreneceksin."

Söylediği şeyi anladığımda yüzümü basan ateş ile ne yapacağımı şaşırarak, kafamı Yağız'ın boynuna daha da gömdüm. Ben ne ara Yağız'ın kucağına çıkıp bacaklarımı iki yanına sarmıştım bilmiyorum ama hiç de masum olmayan bu duruşu düzeltmezsem Yağız'ın ima ettiği şeyi yapması kaçınılmazdı. Isıtırdı... Hem de cayır cayır yakarak.

Usulca beni yere indirmesini sağladım. Çıplak ayaklarım ıslak zeminle buluştuğunda az önce içimi saran yangın biraz olsun hafiflemişti. "Biraz daha burada kalırsak hasta olacağız." Dedim konuyu değiştirmeye çalışarak.

HIRÇIN GÜVERCİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin