7. Bölüm "Buradayım, Yanındayım..."

40.8K 2.6K 125
                                    

Bu bölümü; kitabı okuyup da yıldıza basmaya üşenen arkadaşlara ithaf ediyorum dostlarım. Onları da seviyorum. Keşke hayalet okuyucu olmaktan çıkıp yorumlarınızı ya da beğenilerinizi belirtseniz. İnanın beni daha da mutlu edeceksiniz.

Yorumlarını esirgemeyen ya da yıldıza basıp beni mutlu etmeyi ihmal etmeyen dostlarım; sizin yeriniz benim için paha biçilmez. Hepinize ileriki bölümlerde tek tek teşekkürlerimi sunacağım iyiki varsınız...

Başımda hissettiğim inanılmaz ağrı ile gözlerimi yavaşça açmaya çalıştım. Çok sıcak hissediyordum. Terlemiştim, iç çamaşırlarım bile sırılsıklam olmuştu. Göz kapaklarımı kaldıracak mecalim yoktu. Sarındığım yorganı üstümden atmak için huzursuzca kımıldadım. Daha doğrusu kımıldamaya çalıştım ama bir güç bana engel oluyordu. Hiç bu kadar ağır bir yorgan görmemiştim. Gözlerimi hafifçe araladığım. Pencereden belli belirsiz gelen ışık huzmesi akşam olduğunun habercisiydi. Tekrar rahatsızca kımıldayınca beni mengene gibi saran şeyin yorgan değil de Yağız olduğunu fark ettim. Kollarımız ve bacaklarımız birbirine dolanmış vaziyette yatıyorduk. Durumu fark edince ne yapacağımı bilemez halde öylece kalmıştım. Yavaşça beni sımsıkı tutan kolların arasından çıkmaya çalıştım ama nafile, ben kımıldadıkça o daha da sıkıyordu. Yağız’ın bacaklarının üstüne attığım bacaklarımı çekmeye çalışırken Yağız’ın huzursuz çıkan sesini duyunca irkildim.

“Rahat dur Güvercin.”

Böyle bir durumun içinde olduğumuza inanamıyordum. Bir erkeğe bu kadar yakın durmak beni rahatsız ediyordu. Üstelik bu erkek benim düşmanımdı. Hoyratça vuruşlarıyla, göğüs kafesimi zorlayan kalbimin gürültüsü kulaklarıma kadar geliyordu. Nasıl bu hale gelmiştik ki? Aniden öğleden sonra olanlar aklıma geldiğinde kaşlarım çatıldı. Aklıma gelen sözler tüylerimi tekrar diken diken yapmıştı. ‘Benim olan hisseleri bana devrettiği an kardeşini yanında bilsin!’ Bütün her şey, bahsi geçen hisseler içinmiş demek. Yağız istediğini alır almaz beni Eymen’e teslim edecekti. İçimi bir panik hissi sardı. Tekrar o adamın eline kalmaktansa kendimi öldürürdüm. Eymen, ondan kaçmanın cezasını fitil fitil burnumdan getirecekti. Üstelik bu sefer sadece fiziksel zararla kalmazdı. O işkencelere, bir de tecavüz eklenirse gerçekten akıl sağlığımı yitireceğimi biliyordum. Aklıma gelen düşünceler beynimi bir örümcek ağı gibi sararken, bu karmaşanın içinden sağ salim çıkabileceğime dair inancım gittikçe azalıyordu. Yüreğimi saran panik duygusunu, bastırmaya çalışsam da iyice tedirgin olmuştum. Bu sefer daha sert bir şekilde kendimi Yağız’ın kollarından çekmeye çalıştım. Huzursuzluğumu fark etmiş olacak ki derin bir of çekti.

“Bir rahat uyutmadın” dedi kollarını gevşetirken.

Hızla üstünden çekilerek yataktan fırladım. “Sen kendini ne zannediyorsun, ne hakla benimle uyumaya kalkarsın?” dedim sinirle. Bir yandan da üstümü başımı düzeltmeye çalışıyordum. Yağız ile birlikte üstümdeki sıcaklık da çekilmiş, terli vücudum soğuk havada ürpermişti. İstemsizce ellerimi vücuduma sardım.

Üşüdüğümü farketmiş olacak ki “Terlisin üstünü değiştirmen gerekiyor” dedi yataktan kalkarken.

“Seni ilgilendirmez. Bu benim bileceğim bir şey.” Dedim sinirle. Hala neden bu zorbayla uyuduğumu anlamamıştım. Tüm cesaretimi toplayarak tekrar konuştum. “ Sana bir soru sordum Yağız. Benimle aynı yatakta ne işin var?”

Gözlerinden geçen ifadeyi çözmek mümkün değildi. “Kendi yatağımda uyumak için senden izin alacak değilim.” Kollarını sağa sola hareket ettirip gerinmeye çalışırken yüzünü buruşturarak “Senin yüzünden her yerim tutulmuş zaten.” dedi memnuniyetsizce.

HIRÇIN GÜVERCİNWhere stories live. Discover now