23. Bölüm "Eymen Bozoklu'nun Sadizm Tutkusu"

34.3K 1.5K 239
                                    

Arkadaşlar, çok yorgun olduğum için ithaf bölümümüzü bu seferlik atlayacağım. Lütfen beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Verilen ciddi bir emek söz konusu, siz de duyarlı olursanız beni inanın çok mutlu edersiniz. İyiki varsınız dostlarım. Hepinize kucak dolusu sevgilerimi yolluyorum. Hayatınızdan aşk eksik olmasın :)) 

"Sana gözlerime bakmayacaksın demedim mi lan adi sürtük." diyerek parmaklarını, altında çırılçıplak yatan kadının çenesine geçirdi. "Bir kez daha o bakışlarını yakalarsam, sana istediğini vermeden bu evden defolup gidersin beni anladın mı?"

Sıkılan çenesinin acısı ile gözünden düşen bir damla içindeki hazzı daha da körüklerken, üstündeki bu adamın hâkimiyetine hayran kalmıştı kız. Gözlerini adama çevirmeden başını sallamakla yetindi. Oysa, gözlerini o kapkara gözlerin içine dikip gelecek olan cezadan sonuna kadar zevk almak istiyordu. Ama karşısındaki adamın göz teması konusunda ne kadar hassas olduğunu biliyordu ve oyuna daha yeni başlamışlardı. Kendini alacağı zevkten mahrum bırakmak istemezdi değil mi?

"Aferin" diyerek yatağın iki yanına sabitlenmiş zincirlerin ucundaki kelepçeleri bir hamlede yüzükoyun döndürdüğü kadının bileklerine geçirdi. Zincirlerin boyu yeterince uzun olduğundan bu sürtüğe rahatça istediği şeyleri yapabilecekti. "Hazır mısın?" diye sordu yatağın yanına fırlattığı kemerini eline aldığında.

"Hazırım efendim." Diye fısıldadı kadın elleri ve ayakları üzerinde durup gelecek olan darbeyi büyük bir haz ile beklerken.

"Belki de sana istediğini vermemeliyim" Yatağın üstünde eğilmiş olan kadının saçlarına asıldı. "Uslu bir kız olmaya söz verirsen belki de bir şeyler düşünebilirim." Kadının kafası acıdan geriye doğru bükülmüştü. Bu fahişe ile birkaç kez birlikte olmasına rağmen aklındaki hazzın yüzde birini bile yaşayamamıştı. Artık hiç birşey ona zevk vermiyordu. Kadının saçlarını bırakır bırakmaz elindeki kemeri, gelecek olan acıyı sabırsızlıkla bekleyen kadının sırtına geçirdi. Odayı dolduran çığlık ona ufak bir zevk yaşatsa da istediğini vermekten çok uzaktı. O; her ne kadar altındaki kadının acıları ile doyuma ulaşacaksa, bu fahişe de vücuduna aldığı her acı darbesi ile zevkten kendinden geçecekti. Kırbacı bir kez daha kadının çıplak sırtına indirdi. Böyle danışıklı ilişkiler artık ona yeteri kadar zevk vermiyordu. O, gerçekten acı ile altında kıvranacak bir kadın istiyordu, acıdan zevk alan bir fahişe değil. Aklı seneler önce karşında savunmasızca duran genç kız gitti. Kızın vücuduna vurduğu her bıçak darbesinde o ela gözlerden dökülen yaşların gerçekliğini düşünmek onu daha da sertleştirdi. Elindeki kırbaçı bütün gücüyle sağa sola savururken darbelerin nereye geldiği umurunda değildi. Tek önemli şey zihninde yapmaması için yalvaran o genç kızın yakarışlarının vücudunda yarattığı adrenalindi.

Elindeki kırbacı yatağın yanına fırlatarak ellerini sertçe tuttuğu kadının kalçalarına geçirip onu bacaklarının arasına çekti. Kadının sırtı ve kalçaları aldığı darbelerden ötürü kabarmıştı ve bu ona daha da çok zevk vermişti. Altında yatan fahişenin üzerinde gidip gelirken aklı sadece tek bir kişideydi. Nehir... Yıllarca kendisine zevk veren kızda... Ona senelerce fiziksel olarak zarar vermiş olsa da onun tadına bakamamanın acısını hala hissediyordu. Altında çığlık çığlığa kalan fahişe, umurunda bile değildi. O, sadece vuslata erene kadar onu tatmin eden bir aracıydı. Sonuna yaklaştığını hissettiğinde yine aynı şey oldu. Tam tatmin olacakken gözünün önüne gelen siluet, onu bu zevkten mahrum bırakmaya yetiyordu. Gözlerini sıkıp önünde beliren görüntüyü uzaklaştırmaya çalışsa da başaramadı. Eylül'ün kırgın ve yıkılmış bakan gözleri yerini bile unuttuğu kalbini titretmeye, tüm konsantresini bozmaya yetmişti. Aniden altındaki kadını kendinden uzaklaştırdı. Kadın ne olduğunu anlamadan yatağa yığılırken, bir hışımla yerdeki pantolonunu ayağına geçirdi.

HIRÇIN GÜVERCİNWhere stories live. Discover now