41. Bölüm "Seni Hiç Bir Yere Bırakmam Güvercin."

24.2K 1.1K 195
                                    

Bölüm gecikmesi için kusuruma bakmayın arkadaşlar.Çok yoğun ve yorgunum bu aralar. Geçen bölüm yorumlarınıza cevap veremesem de büyük bir keyifle hepsini tek tek okudum. Umarım bölümümüzü beğenirsiniz. Yorum ve beğenilerde bir azalma var gibime geldi. Lütfen rahatsız olduğunuz bir durum varsa belirtmeye çekinmeyin. Bol bol Yağız ve Nehir'li bir bölüm oldu. Tabi Demir'i unutmamak lazım.Sizden bol bol yorum bekliyorum canlarım ve yıldıza basıp hikayemizi parlatmayı da unutmayın. Mutluluk hep peşinizde olsun inşallah. Sevgiyle kalın...

"Titreyen ellerimle kesilmiş bluzumun iki yakasını bir araya getirmek için çekeleştirirken bir yandan da süzülen sessiz gözyaşlarımı silmeye çalışıyordum. Bu gece işkence geri gelecekti ve ben yaşayacağım hiçbir şeye karşı gelme lüksüne sahip değildim. Buna ne gücüm ne de yalvarışlarım yeterdi. Dizlerimi kendime doğru çekip sessizce ağladım. 17 yaşında bir kız bu durumda ne yapabilirdi ki? Polise gidemezdim. Onlar, akıl hastası bir kıza mı inanacaklardı yoksa seçkin bir iş adamına mı? Bu sorunun cevabı çok basitti elbette. Vücudumun kasılması ve titremelerim geçene kadar bu şekilde bekledim. Gece; birkaç saat kadar uzağımda acı; Eymen var oldukça hep yanı başımda olacaktı...

*******

Gözlerimi bir hışımda açtığımda biraz olsun rahatlamıştım. Tekrar o acıyı yaşamak istemiyordum. Bu anılar peşimi ne zaman bırakacaktı bilmiyorum. İçimden her ne kadar isyan etsem de o adamın uzağında olduğum için binlerce şükürler ediyordum. Nefesimi düzenlemeye çalışıp kalp atışlarımın olası ritmini yakalaması için beklemeye başladım. Yatağa mıhlanmış gibi öylece duruyordum. Kımıldamaya gücüm kalmamıştı. Yağız beni belimden sarmamış olsa çoktan kokudan gözyaşlarına boğulmuş olurdum. Biraz rahatladıktan sonra vücudum da gevşemişti. Gözümün ucu ile yarı açık olan perdeden havanın henüz aydınlanmadığını farkettim. Gözlerimi kapatmaya korkuyordum... Rüyanın devamını tekrar yaşamaktan korkuyordum... Sırt üstü yattığım pozisyondan yavaşça yana doğru döndüğümde Yağız huzursuzca kımıldamış belime daha sıkı sarılarak beni kendine iyice çekmişti. Bir bacağı her zamanki gibi banim bacaklarımın arasındaydı. "Seni hiçbir yere bırakmam Güvercin." Diye sayıklayıp uyumaya devam etti.

Elimi saçlarında usul usul gezdirip yüzünün her zerresine ezberlercesine baktım. Parmaklarım gözünün kenarlarındaki kaz ayaklarının üzerinden defalarca geçti. Uzun ve sık kirpikleri, gözlerinin üzerine perde misali uzanırken keskin hatlarla çevrili dudakları masum bir çocuk gibi büzülmüştü. Yavaşça o dudakların kenarlarını okşadım. Bir an yüzünü buruşturtur gibi olsa da derin bir nefes alarak uyumaya devam etti. Bu adamı nasıl bırakıp gidebilirdim bilmiyorum. Elimde olsa hep dizinin dibinde oturmayı, her gece onu uyurken izlemeyi isterdim. Onun huzur yayan kendine has kokusu burnuma dolarken elimi kalbinin üzerine koyup o eşsizin ve dingin melodiyi dinlemeye başladım. Bu kalp ne olursa olsun atmaya devam etmeliydi. Benimle ya da bensiz ama daima canlı...

"Güzelim, neden beni okşamayı bırakıp biraz uyumuyorsun?" Yağız'ın uyku mahmuru çatallaşmış sesini duyduğumda elimi kalbinin üzerinden kaydırıp yarasına baskı yapmadan sarıldım.

"Seni izlemek uyumaktan daha cazip gözüktü gözüme de ondan." Dedim yanağına masum bir buse kondurarak.

Belimdeki elini kazağımın içinden sokarak tenimin üzerinde gezdirdi. Gözleri hala kapalıydı. Yavaşça yukarı doğru çıkan parmakları sutyenimin kenarına geldiğinde durdu. Bir müddet orada oyalandıktan sonra sırtıma geçip nazikçe okşadı. "Benim gözüme de neler cazip geliyor bir bilsen." Dedi dudağının kenarıyla gülümseyerek.

"Her daim terbiyesiz olmak zorundasın değil mi?"

"Sen böyle kulağımın dibinde mırıldanırken ahlaklı olmak elimde değil." Diyerek boynumun dibine sokuldu.

HIRÇIN GÜVERCİNDove le storie prendono vita. Scoprilo ora