68. Bölüm "Dünyalar Güzelim."

15.8K 886 130
                                    

Keyifli okumalar canlarım :))

Çığlıklarım kulakları çınlatırken Eymen'in boğazıma dayadığı bıçağı umursamadan çırpınmaya başladım. Vazgeçmiştim... Yaşamaktan, mücadele etmekten, her şeyden vazgeçmiştim... Bir tek sevdiğim adama-Yağız'a- olan hasretim vardı yüreğimi acıtan, bir de onunla ilgili kurduğum hayallerin hiçbir zaman gerçekleşmeyecek olması... Boğazımı zorlayan bıçağın acısı değildi canımı yakan beni şuracıkta öldürse gıkım çıkmazdı. Canımı asıl yakan, bana yapabileceklerini bilmemdi. Eymen, söylediklerini gözünü bile kırpmadan gerçekleştirebilecek adi bir psikopattı.

Onunla mücadele edip hayatta kalmaya çalışmayacaktım, aksine ne kadar erken canımı alırsa o kadar erken olacaktı vuslata ermem. O yüzden boğazımı yakan çığlıklar kulakları çınlatırken kendimi boynumdaki bıçağa daha çok bastırdım. Ya ölecektim ya da öldürecektim. Onu öldürebilecek cesarete ve güce sahip olmadığımdan bana en cazip gelen yine ilk seçenekti, eğer gelecek olan işkenceleri çekmek istemiyorsam mümkün olduğu kadar erken ölmeliydim.

"Öyle erkenden ölmek yok!" diyerek beni geri doğru ittirdi Eymen. "Senden alacaklarımı almadan gözünü bile kapatamazsın."

Kestiği yer alev alev yanıyordu. Elimi boğazıma sarıp düştüğüm yerden doğrulmaya çalıştım. Etrafta kendimi öldürebileceğim bir şeyler var mı diye hızlıca çevremi taradım. Oda adını bile bilmediğim acayip aletlerle dolu olsa da hangisinin işimi göreceğine dair en ufak bir fikrim yoktu. Beni kurtuluşa taşıyacak en kestirme yol, küvetteki jiletlerdi muhtemelen. Onlara ulaştığım an bileklerimi dikine kesecek ve bu işten kurtulmuş olacaktım. "Bana zarar vermene izin vermeyeceğim." Dedim nefes nefese. "Hasta piçin tekisin." Dediğimde bir kahkaha attı. Hızla yerden kalkıp doğruldum. Gözüm bir Eymen'in elindeki bıçağa bir de Eymen'in arkasındaki küvete kayıyordu.

"Hastaysam bile bu, sana yapacaklarımı değiştirmiyor. Her şekilde seni altıma alacağım." Diyerek üzerime geldiğinde istemsizce bir çığlık daha attım.

"İmdat!" diye bağırarak ondan kurtulmak için bir manevra yaptığımda beni aniden yakalayıp yere serdi.

"Fahişeliğin lüzumu yok." Dedi boğazıma yapışarak. "Vücudunu haritaya çevirmeyenin anasını siksinler."

Elinde tuttuğu bıçağı almak için ona saldırdım. Bıçağın keskin yerini avucumla kavradığımdan hızla bıçağı çekmesiyle elimde hissettiğim acı gözlerimi yaşarttı. Elim kan içinde kalmıştı. "Bırak beni hayvan herif, bırak!" diyerek onu üstümden itmeye çalıştım ama o kadar kuvvetliydi ki.

Bir eliyle ellerimi başımın üzerinde sabitleyip, bıçak olana elini elbisemin yırtık yakasına geçirdi. "Benimle verdiğin mücadele sana olan isteğimi daha da perçinledi ufaklık." Diyerek bıçağı çektiğinde zaten yırtık olan elbise göbeğime kadar açıldı. Çırpınıp onu üzerimden atmaya çalışsam da o kadar güçlüydü ki bir türlü onu uzaklaştıramıyordum. "Çok güzelsin." Diye adeta kulağıma hırladı. Kafamı onun tersi yönüne çevirdim. Ondan nefret ediyordum, onu öldürmek istiyor, bana yaptıkları için en kötü şekilde cezalandırmak ve bir daha bana dokunamayacak hale gelmesini istiyordum.

"Bırak beni." Diye bağırmamla elindeki bıçağı yere koyup çenemi olan gücüyle kavradı.

"Yalvar, bağır çağır, ağla! İnan bana daha hoşuma gider." Deyip iğrenç bakışlarını vücuduma çevirdi. "Vücudunda, eskiden yaptığım izleri görmek gurumu okşadı." Dedi hayran hayran. "Söylesene ufaklık, sen de her aynaya baktığında beni hatırlayıp varlığımı özlemiyor musun?"

"Seni özleyeceğime ölürüm daha iyi." Diyerek yüzüne tükürdüm.

Çenemi daha da güçlü bir şekilde sıktı. Ağzıyla cık cık cık yaparak kafasını yaptığım hareketi tasvip etmezmişçesine sağa sola salladı. "Yaptığın hiç hoş bir şey değil ama hoşuma gitti." Dedi yüzünü yüzümün en yakınına getirdiğinde kafamı çevirmek istesem de çenemi sabitlediği için başaramadım.

HIRÇIN GÜVERCİNWhere stories live. Discover now