9.Bölüm "Öğreneceğimi Öğrendim"

42.9K 1.8K 110
                                    

Uzun bir bölümle karşınızdayım sevgili dostlarım. Bu bölümü yorumlarıyla hikayeme her zaman destek veren sevgili @KubraSisman1 e ithaf ediyorum. fantastik hikaye okurları sevgili yazarımızın GEÇMİŞİN SIRLARI adlı hikayesine de göz atmadan geçmeyin derim. Bölümü beğenmeniz dileğimle. İyi okumalar :)

Bir elin başımı okşamasıyla irkildim. Yağız gittiğinden beri hala aynı yerde oturuyordum. Dizlerime dayadığım kafamı kaldırmaya çalıştığımda, başımda hissettiğim korkunç ağrı ile ellerimi şakaklarıma koyarak gözlerimi açmadan bir müddet öylece kaldım. Berbat hissediyordum.

"İyi misin Nehir kız?"

Duyduğum sesin Demir'e ait olduğunu fark ettiğimde biraz da olsa rahatlamıştım. Bu adamı sevmiştim. Evet, sevmemem gerekiyordu. Sonuçta beni kaçıran adamın arkadaşıydı. Anlaşılan o ki o da bu işin içindeydi ama yine de onu sevmiştim... Sert görünüşünün altında espirili, yumuşak kalpli bir adam yattığına emindim. Gözlerimi araladığımda gözüme çarpan ışık resmen beynimi küçük küçük parçalara ayırdı.

"Lütfen şu ışığı kapatır mısın Demir" dedim tekrar ellerimi gözümün üstüne siper ederek. Henüz akşam olmadığı halde bu kahrolası ışık neden açıktı ki? Yanımda hissettiğim hareketlilikle Demir'in ışığı kapatmaya gittiğini anladım. Gözlerimi aralamaya dahi takatim yoktu. Başımın içinde zonk zonk vuran sese daha fazla dayanamayıp ellerimle şakaklarıma masaj yapmaya başladım.

Gözümü aralayıp baktığımda Demir'in kalktığı yere oturduğunu gördüm.

"Başın mı ağrıyor?"

"Hem de nasıl" dedim cılız çıkan sesimle. "Migrenim tuttu. İyi bile dayandım bu zamana kadar. Bu kadar keşmekeşin içinde tutmasa şaşardım zaten."

Demirle, yerde karşılıklı oturmuştuk. Yüzündeki ifadeden halime üzüldüğünü anlıyordum. Gözleri çaresizliğini dışa vuruyordu. Yağız'ın aksine duygularını saklamayan biriydi Demir. Bir müddet sessizce oturduk. İkimizde ne söyleyeceğimizi kestiremezken aramızdaki sessizliği bozan ben oldum.

"Ne zamandan beridir buradasın?" diye sordum.

" Yağız gittiğinden beri."

"Ne kadarını işittin peki."

"Neredeyse hepsini." diyerek göz kırptı. Bu hareketi karşısında ben de tebessüm etmiştim. Bu çocuk bana iyi geliyordu.

"Senin o arkadaşının; zorba, sinirli, acımasız ve duygusuz biri olduğunu biliyorsun değil mi?"

"Aynı zamanda sert, zalim, psikopat herifin tekidir."

Söyledikleriyle, aynı anda birbirimize bakarak gülüştük. Tükenen enerjim yerine gelmeye başlamıştı.

"Peki, neden ona yardım ediyorsun?" diye sordum.

Cevap vermeden önce yüzündeki tebessümü silip ciddi bir tavır takındı.

"Çünkü o; her ne kadar sert, zalim, acımasız, psikopat herifin teki olsa da, özünde iyi adamdır. Bu güne kadar kimseye haksızlık ettiğini görmedim. Eymen'le olan davasında da sonuna kadar haklı."

"Yani, çıkarları için masum insanları harcamakta tereddüt etmez diyorsun."

Ufak çaplı bir kahkaha attı. "Gerçekten, bildiğini okuyorsun Nehir kız. Masumları falan harcadığı yok. Sadece kendince, bu işten herkesi en az zararla kurtarabilmenin yollarını arıyor."

"Tabi tabi" dedim alay eder gibi gülümsemeye çalışarak. "Zaten Eymen'e beni teslim ettiğinde, gerçekten en az zararla bu işten kurtulmuş olacağım! Emin ol."

HIRÇIN GÜVERCİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin