Alıntı 2

12.4K 442 83
                                    

Öncelikle hepinizin kandili mübarek olsun. Tüm dualarınızın gerçekleşmesi dileğimle. Bölümümüz perşembe akşamı gelecek arkadaşlar. Öncesinde kısacık bir alıntı daha paylaşmak istedim. Beni yalnız bırakmayan bütün okuyanlara çok teşekkür ederim. Birtanesiniz ve iyi ki varsınız.  

Alıntımızı çok sevdiğim bir okurum olan sevgili @aysenurkulac 'a ithaf etmek istiyorum. Hikayemizin yayılması için arkadaşlarına Hırçın Güvercin'i tavsiye ettiğini (hatta baskı yaptığını) biliyorum :))  Ayrıca kardeşine ve okutmayı başardığın iki arkadaşına da buradan selamlarımı yolluyorum canım.  İyi ki varsın kuzum öpüyorum seni kocaman :)) 

Beynimden firar eden bir ses katil diye bağırıyordu. Kulaklarımı tıkamaya çalışsam da bundan kaçamazdım. Beni kurtarmak için birkaç adamı öldürmüştü. Yağız ne o adamı, ne de Eymen'i sağ bırakırdı. Bu, onu gerçekten katil yapar mıydı? Somut olarak düşününce maalesef ki bu sorunun cevabı 'evetti.' Katilleri öldüren bir katil...

Çocukluğumun katilini öldürmek kötü müydü? Ölüm; söylendiğinde bile insanın içini ürperten bir kelime. Bundan saatler önce sevdiğim adamı az kalsın kaybedecektim. Onu ölümün soğuk kucağına bırakmak üzereydim. Onun yaşaması için karşıma çıkan herkesi öldürmeye bile razı olduğum geldi birden aklıma. Bu sanırım beni de katil yapıyordu. Şimdi olsa yine aynı düşünceye sahip olurdum. Bizi öldürmek isteyen insanları öldürmek, yahut öldürmeyi düşünmek bizi katil yapıyorsa katildik. Yağız da ben de katildik ve bunu bilmek artık o kadar da canımı yakmıyordu.

Buharı hala üzerinde olan aynanın camlarını avucumun tersiyle sildim. Görüntü hala net olmasa da gördüklerim gerçekti. Yüzüm şişmişti ve dudağım kötü görünüyordu. İşaret parmağımı yavaşça dudağımın kenarına getirip atılan dikişlerin üzerinde gezdirdim. Canımın acısını hissetmiyordum artık. Yağız o kadar acıyı yaşamamış gibi yaparken benim, küçücük bir yaranın acısıyla sızlanmam doğru değildi. Yüzümdeki ödem kaç günde giderdi bilmiyorum ama Yağız'ın karşısına böyle çıkmak gururumu incitiyordu. Birkaç güne kadar bu şişliğin inmesini ummaktan başka bir çarem yoktu. Yağız'ın beni böyle hatırlamasını istemiyordum.

Gidecektim. Yağız'dan çok uzaklara gidecektim. Sevdiğim adamı bile bile ateşe atamazdım. Geçmişim yüzünden daha kaç kere yaralanacak, kaç kurşun girecekti bedenine. En önemlisi bu kadar şanslı olabilecek miydi? Yoksa kayıp gidecek miydi ellerimden? Yapamazdım bunu ona yapamazdım. Kararımı, bahçede cansızcasına yığılan bedenini gördüğümde vermiştim. Beni yaşatmak için kendi hayatından vazgeçtiğinde anlamıştım; benim ona sadece ölümü getireceğimi. Oysa ki ona ölüm değil doya doya yaşamak yakışır ancak. Ben onu yaşatmak için elimden geleni yapacağım. Benim gitmem onu yaşatacaksa ki buna inanmak istiyorum beni hiç kimse tutamazdı. Ardı ardına süzülen birkaç damlayı avuçlarımla uzaklaştırdım. Şimdi sadece gülmek zamanıydı, gülüp sevdiğimi bir an evvel iyileştirmek zamanı...

Kalbimin 'Sen gidince o yaşayacak mı sanki?" diye bas bas bağıran sesini duymazdan geliyordum. Çok üzülecekti biliyorum, beklide beni hiçbir zaman affetmeyecekti ama yaşayacaktı. Bunu bilmek tek tesellimdi. Onu çok seviyordum, onun için onu terk edecek kadar çok...

W<>




HIRÇIN GÜVERCİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin