70. Bölüm "Ruhum Zangır Zangır Titriyor." Part 1

13.9K 745 75
                                    

Zilin çalınmasıyla birlikte hevesim kursağımda kalmış, deliren hormonlarım bir anda baskılanmıştı.

"Of ya." Diyerek Yağız'ın kucağından isteksizce indim.

"Boşuna somurtma güzelim. Ahmet babayı bekletmek istemeyiz değil mi?"

"İstemeyiz tabi ki de canım. Sen aç kapıyı." Dedim mırıldanarak. Bir yandan da üstümü düzeltiyordum. Yağız çoktan gözden kaybolmuştu.

Kısa bir süre sonra kulağıma konuşma sesleri geldi fakat tam olarak ne konuşulduğunu anlayamadan kapıda Ahmet amca ve Yağız belirdi.

Ahmet Amca, "Güzel kızım iyi misin?" diye sorduğunda hızla yanına gidip ona sarıldım.

"İyim Ahmet Amca, merak edilecek bir durum yok aslında, ama Yağız'ı biliyorsun işte. Seni de telaşlandırdık."

"Sen öyle dediğine bakma baba, kafasında küçük bir yarık var, bunun yanında sürekli mide problemi çekiyor."

Yağız'ın araya girmesiyle Ahmet Amca'nın kollarından çekildim. "Bence gereğinden fazla abartıyorsun canım. Bulantılarımın sebebi açlıktı." Dedim.

"Bırakın atışmayı da buraya gel bakalım Nehir kızım seni muayene edelim." Ahmet Amca, elinde ki çantayı bırakıp beni kanepeye oturttu. "Önce şu kafandaki kesiğe bakalım." Diyerek saçlarımı nazikçe açıp başımdaki kesiği incelemeye başladı.

"Ah."

"Acıdı mı?" dedi Yağız yanıma otururken. Cevap vermeme fırsat kalmadan canımın acımasıyla bir kez daha "Ah!" diyerek inledim.

"Baba yavaş canı acıyor." Diyerek Ahmet Amca'nın başımda gezinen elini tuttu.

"Bir dur be evladım, işimi yaptırmıyorsun bana. Çek ellerini." Diyerek Yağız'ın elini uzaklaştırıp tekrardan başımı incelmeye başladı. "Küçük olsa da biraz derin bir kesik."

"Dikiş mi atacaksın Ahmet amca?" diye sordum endişeyle. "Dikiş istemiyorum." Diyerek kafamı elinin altından çektim. Gözlerim dolmuş, canım sıkılmıştı.

"Dikişlik bir durum varsa atılmak zorunda güzelim. Bu kadar üzülecek bir şey yok ki." Yağız kolunu omzuma atıp beni göğsüne yasladı. Elini şefkatle saçımda gezdirirken kalbim heyecanla atıyordu.

"O halde şöyle yapalım." Dedi Ahmet amca çantasını karıştırırken. "Önce temizleyip özel bantlarla kesiği yapıştıralım. Birkaç gün bu şekilde kalalım. Günde üç kez de pansuman yapacağız tabi. Kesiğin kapanma durumuna göre gereğini yaparız. Kapanmıyorsa da dikeceğiz mecburen." Çantadan çıkardığı birkaç malzemeyi yanıma koydu. "Anlaştık mı güzel kızım?"

Başımı olumlu yönde sallayarak onu onayladığımı belli ettim. "Şimdi rahatladın mı güzelim? Dikiş atılmayacakmış bak." Dedi Yagız, elini yüzümde şefkatle gezdirerek. "Böyle göründüğüne bakma baba, korkak bu Güvercin. Dikiş dediğin anda yüreği güp güp atmaya başladı." Dedi Ahmet Amcaya bakarak.

"Farkettim farkettim." Diye gülümseyerek konuştu Ahmet Amca. "Sanki dikiş değil de ameliyat demişim gibi dehşete düştü bir anda yavrum."

"Ya sende mi Ahmet amca ya?" diye isyan ettim Yağız'ın omzundan kalkarken.

"Ben de evladım bende. Gel sen buraya bakalım. Başına pansuman yapalım." Beni yanına çekip tekrar saçlarımı kenara sıyırıp pamuğa tentürdiyot benzer bir sıvıyı döktü. "Bu biraz yakacak." Demesiyle cevap vermemi beklemeden pamuğu kesiğin üzerine yapıştırdı.

"Ah!" Öf öf." Diyerek yanan yeri rahatlatabilecekmişim gibi elimi yelpaze gibi havada sallamaya başladım.

Yağız ellerimi avucuna almış kesiğin üzerine üflemeye başlamıştı. "Çok mu yanıyor?" diye sordu içtenlikle.

HIRÇIN GÜVERCİNWhere stories live. Discover now