11.Bölüm "Pamuk Prenses"

35.4K 1.8K 115
                                    

Merhaba arkadaşlar. Bu bölümü hikaye hakkındaki düşüncelerini üşenmeden uzun uzun yazan sevgili @RemziyeMina-1453 'e ithaf etmek istiyorum. Profilinde paylaştığı güzel sözleri de okumadan geçmeyin derim. Hikayemin başından beri yorumlarını eksik etmediğin için teşekkür ederim canım.


Odaya girdiğimde bacaklarım artık beni taşıyamayacak kadar güçsüzleşmişti. Kendimi zar zor yatağa attım. Yüzümü yastığa gömüp bir müddet ağladım. Bu yaşadıklarım ne zaman sona erecekti, ya da erecek miydi? Geçmişimden kaçmaya çalıştıkça, o beni bırakmıyordu. Eskiden, çocukların ayağına iple bağlayıp çevirdikleri top gibiydi geçmişim. Dönüp dolaşıp yine kendi ayağıma dolanıyordu. Bu haykırışlarım, Tanrı'ya yalvarışlarım ne zaman son bulacaktı? Benim de normal bir hayatım olacak mıydı acaba? Gözümü her kapattığımda başıma üşüşen görüntüler silinecek miydi? Bilmiyorum hiçbir şey bilmiyorum... Bu hayatta yapayalnızım. Bu günlere bile iyi gelmiştim aslında. Eymen'in hayal ettiği gibi kafayı henüz yememiştim en azından. Bu bile benim için iyi bir şeydi. Başkası olsa akıl hastanesinden çıkamazdı, ya da çoktan kendi canının hesabını kesmiş olurdu...

Kafamı, gözyaşlarımla ıslanmış olan yastıktan kaldırıp yatağa sırt üstü uzandım. Hıçkırıklarım artık geçmişti. Gözlerimi tavana dikip bir müddet öylece baktım. Gözümden akan yaşlar sicim gibi sessizce gözlerimin yanından yastığa akarken aldığım derin nefeslerle sakinleşmek için çabalıyordum. Sakinleşmeliydim. Buradan gidebilmem için kendimi toparlamam gerekiyordu.

Gözümü kapatıp aklımdaki görüntüleri uzaklaştırmaya çalışırken zihnimde beliren bir çift yeşil göz içime huzur kırıntıları bırakıyordu. İyi bir adamdı o biliyorum. Her ne kadar beni düşmanıma verecek de olsa, iyiydi... Sertti, çabuk sinirleniyordu ama gözlerindeki ifade insana huzur veriyordu. Onun da herkes gibi yaşanmışlıkları vardı. Eğer izin verseydi, ben gönüllü olurdum, onu bu derece katılaştıran her şeyin sebebini uzaklaştırmaya. Gözlerinin derinliklerindeki kırgınlarını, acılarını onunla birlikte göğüslemeye...

Yıllarca tanıdığınız insanların yanında bile yabancılık çekebilirken, yeni tanıdığınız birinin sadece bakışlarıyla bile; ona yakın, kendinize yabancı kalıverirdiniz bazen. Yağız da böyle biriydi işte. İnsanın içine işleyen bakışları, usul usul bana güven aşılarken, yanımda olduğunu bilmek bile huzurla nefes almamı sağlıyordu. Daha önce kimselere hissetmediğim duyguların varlığı ile tanışırken, ondan kaçabilmek zor geliyordu. Karmakarışık olmuş duygularımı kafamdan bir bir uzaklaştırırken başımı yastıktan kaldırıp doğruldum. Kafamı pencereye çevirdiğimde, ince tülün arasından görünen karanlık içimi ürpertti.

İki gündür kendimle yaşadığım hesaplaşmaların sonuna gelmiştim. Ayaklarımı yataktan indirip derin bir nefes alarak ayağa kalktım. Başımda kendini hissettiren ağrıyla boynumu sağa sola çevirerek gerilen kaslarımı yumuşattım. Kollarımı ve bacaklarımı da gererek esnetmeye çalıştım. Bu gece buradan nasıl kaçacaktım bir fikrim yoktu ama ne olursa olsun bir yolunu bulacaktım.

Pencerenin önüne gelip camı açtım. İliklerime kadar işleyen soğuk rüzgâr, saçlarımı uçuştururken derinden aldığım nefesler beni rahatlatıyordu. Yağmur çok hızlı olmasa da hala yağıyordu. Gökyüzü, yıldızları göstermeyecek kadar içine kapanmıştı. Havadaki kızıllık geceye bir nebze aydınlık verse de, zar zor görünen orman içimi ürpertmeye yetmişti. Korkuyordum hem de çok korkuyordum... Başka çarem de yoktu. Ya bu gece kaçıp buralardan sonsuza kadar gidecektim ya da tekrar Eymen'in hastalıklı beyninin esiri olacaktım...

İçimdeki titremeyi bastırıp aşağıyı görmek için kendimi pencereden sarkıttım. Çok yüksek sayılmazdı. Sadece bir kat yukarıdaydım altımda yere bir metre mesafede kalan küçük bir balkon vardı. Balkona indiğim an oradan rahatça atlayabilirdim. Tek sıkıntım balkonun, oturma odasının bir parçası olmasıydı. Aşağıda geçirdiğim zamanlarda bir balkon olduğunu hiç fark etmemiştim. Keşke daha fazla inceleseydim diye kendime kızarken aşağıya daha dikkatli bakmaya çalıştım. Büyük ihtimal bu balkon oturma odasının köşe kısmında kalıyor, mutfak ile birleşiyordu. Kendimi pencereden aşağıya sarkıtırsam, balkona birkaç metre bir şey kalıyordu ki onu da başarabilirdim.

HIRÇIN GÜVERCİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin