46. Bölüm. "Nefesimi Sevdiğim Adamın Dudaklarına Emanet Ettim"

14.8K 823 119
                                    

Bölümden önce sizlere ufak bir serzenişte bulunmak istiyorum canlarim. Okuma oranlarimiza gore begeni ve yorumlarimiz düsük malesef. Okuduktan sonra o yıldızcıga basmak cok zor olmasa gerek canlar. Ben emek verip zor şartlar altında sizlere bölüm yetiştirmeye calişiyorum. Sizden istedigim sadece begeni ve ufak da olsa bolum ile ilgili bir yorum😀 Sizleri ne kadar cok sevdigimi ve her birinize ne kadar cok deger verdigimi biliyorsunuz. Elimden geldigince bütün yorumlara cevap vermeye calisiyorum ve boylelikle herbirinizi daha iyi taniyorum. Aramizda guzel bir dostluk olustu. Sürekli yorum yapan ve begenilerini yollayan bütün herkesi biliyorum ve onlara sonsuz minnetlerimi yolluyorum. Umarim hayalet okuyucularimizi da aramizda görürüz.
Hepiniz kocaman öpüldünüz 😘😘😘😘

Düşen omuzlarımı kaldıracak gücüm kalmamıştı. Yağız'ın sevdiklerine karşı ne kadar bağlı ve hassas olduğunu biliyordum. Kaybetme korkusunun şu an ne kadar had safhada olduğu aşikardı. 

Birlikte asansöre doğru ilerlerken bir şey söylemedi. Gerginliği, çevresinde soğuk rüzgarlar estiriyor, şiddetiyle her yanı yakıp yıkıp kül ediyordu.

Boğazımı temizleyip zar zor konuşmayı başardım. "Hastanenin sahibi olduğunu bilmiyordum."

Gözlerime değdiğinde bir anda yumuşayan bakışları yüreğimi biraz olsun sakinleştirse de şu anki mutsuzluğunun sebebi olduğumu düşünmekten kendimi alamıyordum.

"Sadece ortaklarından biriyim Güvercin. Birkaç kişi hariç kimse bilmiyor zaten."

Asansör durduğunda geniş koridor boyunca sessizce yürüdük. Başhekim odasına geldiğimizde Yağız kapıyı çalma gereği bile duymadan doğrudan içeri girdi. Masasında oturan doktor, Yağız'ı görür görmez hemen ayağa kalktı.

"Yağız, hoş geldin." Diyerek elini uzatan adam sevgiyle Yağız'ın gözlerine baktı. Sanırım daha öncesinde tanışıyorlardı.

"Hoş bulduk Yusuf."

"Geçin oturun." Diyerek odadaki koltukları işaret etti.

"Oturmaya gelmedik Yusuf. Olanlardan haberin vardır sanırım."

"Var dostum var. Demir ve Mustafa için çok üzgünüm gerçekten. Demir'in ameliyatı iyi geçmiş fakat Mustafa için aynı şeyi söyleyemeyeceğim."

"Ne demek bu Yusuf? Sen bari yapma! Biz buradaki doktorlara ne için para ödüyoruz? "

"Seni anlıyorum. Haklısın ama hastaneye geldiğinde durumu zaten çok ağırmış. Burada uzman bir ekiple çalıştığımızı sen de biliyorsun. Her bir doktorumuz işinin ehli ve iyi doktorlardır. Hepsine kefilim."

"O halde söyle o doktorlarına Mustafa'yı kurtarmak için ellerinden geleni yapsınlar. Yoksa çalışacak bir işleri olmayacak."

"Yağız, saçmaladığının farkındasın değil mi?"

"Sen de sevdiklerime ne kadar değer verdiğimin farkındasın değil mi?" Yağız'ın sert ve kışkırtıcı sesi odada  yankılanmıştı.

"Sevgilim lütfen." Diye mırıldandım. Artık buna son vermesini istiyordum. Elimi daha da sıkıp beni kapıya doğru yönlendirdiği sırada çalan telefona cevap veren Yusuf Bey'in sesiyle durduk.

"Kendine geldi mi? Hemen üst kattaki özel odalardan birine çıkartın Demir Bey'i. Güvenlik kapının önünden ayrılmasın." Diyerek telefonu kapattı. "Demir'i odaya çıkartmışlar. Ben Mustafa ile ilgili son gelişmeleri öğrenip yanınıza geleceğim. Sen de sinirlerine hakim ol Yağız. İnan bana elimizden gelenin en iyisini yapmak için uğraşıyoruz. Mustafa'yı sevdiğimi bilirsin."

"Yukarıda görüşürüz." Deyip odadan çıktığımızda kalbim heyecandan duracak giydi.

"Demir gerçekten iyidir değil mi Yağız?" diye sordum.

HIRÇIN GÜVERCİNOn viuen les histories. Descobreix ara