"Onun kedileri vardı. Benimse kedilere alerjim. O, kelimelerin gücüne inanırken ben rakamların gücüne inanırdım. O, bu dünyaya bir amaç için gönderilmişken benim amacım sorgulanıyordu."
Bu mutlu başlayan sarsıcı devam eden ve sonucu göreceli farklıl...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Birbirimize doğru yönelen ve kesişen, Kaderlerimizi değiş tokuş ediyoruz. exo
Yine kütüphanedeyiz. Yine sığmıyorum. Evet, bunu kabul ediyorum. Çünkü cidden sığmıyorum. Özellikle onunla karşılıklı oturduğumuz da. Bugün üzerinde onu ilk kez gördüğümde giydiği tulumu var. Tulumun içinde fırlama bir oğlan çocuğundan ziyade artık benim için güzel bir kız gibi görünüyordu. Sanırım... bakış açıma üçgenin iç açılarıyla kötü şeyler yapmış olmalıyım. Harika! Güzel müzel gözükmüyor. Afacan gibi görünüyordu.
"Neden sana sigara içmeyi öğretmiyorum demiştin?" Diye sorduğunda gözlerimi açıp yüzüne baktım. Yok ya. Allah'ı var güzel kız. Yoksa değil mi? O mu güzel, yoksa bana mı güzel? Ben güzelim diye mi güzel? Ne içirdiler bana? Uzaylılar aldı mı beyni mi? Kendine gel, İlhan Berk. Kendine gel.
Klimalar bozuk olduğundan içerisi 360 derece falan olmalıydı. Alnım ve dudaklarımın üstünde biriken teri hissederek huzursuzca kıpırdandım. Dizimi dizine bastırmak zorunda kalmama ve homurdanarak özür dilememe aldırmadı. Aptal kırmızı defterine bir şeyler yazmaya devam etti.
Saçları ensesinde dağınık bir şekilde toplu. Yine düzeltmek istiyorum ama ellerim kucağımda. Asla yapmam.
Şu sigara konusuna gelirsek "Seni kötü yola sokacak başka bir kötü çocuk bulsana kendine." Dedim. "Anlaşmamız bunu içermiyor." Kafede masaya kızlar gelince konuşmamız bölünmüş iki gün arayla buraya aksamıştı. Hala aynı mevzuda. Aman ne güzel. "Kimseye sigara içmeyi öğretecek değilim."
"Sen benim kötü çocuğumsun." Dedi. Kaleminin arkası dudakları arasın da. Başka bir yere odaklanmam lazım. "Yani aradığım kötü çocuk sen olacaksın." Dedi ve gözlerini kaçırdı.
Gözlerimi devirdim. "Bana tekrar bak istersen. Beş ablam var benim. Annem ve hatta babaannem ile beraber yedi kadınla büyüdüm. Benden daha iyi bir çocuk bulamazsın. Aramızda kalsın ama ben arada bulaşık yıkayıp çamaşır asarım. Hikayene kötü benden başka çocuk bulmalısın. Ben size perde asmaya yardıma gelirim. Çok güzel perde asarım. Bahsetmiş miydim?"
Kız sözlerimi yarı kapalı gözlerle dinledikten sonra sırıttı. "Biliyorum. Aradığım kişiyi böyle elimle koymuş gibi buldum ama sen aradığım kişisin. Ta kendisisin." Gözlerini kapatıp "Teşekkürler Allah'ım." Diye mırıldandı.
Ciddi misin sen ya? Defterine bir şeyler yazıp kaleminin arkasını dudaklarının arasına alıp emdi. Hay Allah! Bakma. Bakma. Oraya bakma. Arkasındaki kitaba bak. Adı neymiş? Dünyayı Boyaya.
"Şimdi bana sigara içmeyi öğretmeyeceksin yani?"
Gözlerimi ona çevirip ağır ağır süzdükten sonra başımı olumsuz anlamda salladım. Hayırdan anlamıyorsa ne yapacaktım?
"Dua? Acaba daha makul bir şey mi istesen?"
"Ama yazmak benim için öyle daha kolay oluyor. Deneyimlemem lazım. Anlatabildim mi? O zaman cümlelerim daha gerçek ve kuvvetli olacak. İnsanlar inanacak. Anladın mı?"
