"Onun kedileri vardı. Benimse kedilere alerjim. O, kelimelerin gücüne inanırken ben rakamların gücüne inanırdım. O, bu dünyaya bir amaç için gönderilmişken benim amacım sorgulanıyordu."
Bu mutlu başlayan sarsıcı devam eden ve sonucu göreceli farklıl...
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
Biz de unutmuş gibi yaparız; Hiç kırılmamış gibi, hiç ağlamamış gibi.
|•|
Amerika'da işlerimi hızlıca hallediyordum. Kalan zamanımı sadece Dua'ya ayırmak istiyordum. Geldiğimin ertesi gününe açtığım boşanma davanın başvurusunun işleme alındığını ve kabul edildiğini öğrendikten sonra bana verilen randevu gününde adliyeye gitmiş ve resmî olarak Fatıma Juliet'ten boşanmıştım. Aman Allah'ım. Evlendim ve şimdide boşandım. Buna kim inanırdı? Gerçekten bazı şeyler sadece kağıt üstünde kalıyordu.
Ayrıca ben bir teklifi yapacaktım. Herkesin sorup durduğu şu teklifi... bu sefer kabul edeceğinin ihtimali daha yüksek bir evlilik teklifi olacağını umuyordum... önceden şak diye söylerdim de şimdi acayip heyecanlıydım. İlletli bir daraltı düğümlüyordu boğazımı... bu sefer ki çok farklı olacaktı... Dua'nın nasıl bir şey istediğinden emin olamıyordum. Yine de onu şaşırtacak ve mutlu edecektim. Doğru zamandan emin değilim... aniden gelişecek olaylar için plan yapmak ne kadar doğruydu? Gerçi hazırlıklı olmaktan hiçbir zaman zarar gelmezdi. Neyse ki ortam ne olursa olsun parmağına takacağım o yüzük bir yıldız olacaktı. Patlamış, sönmüş bir yıldız. Gerçek bir yıldız. Ciddiyim. Nasıl mı? Meteor yağmurlarının ardından NASA'ya birçok taş örneği gelmişti. Ben de boş durmayıp gelen taş örneklerinden çok küçük bir parçaya sahip olmuştum bile. Özel bir tasarım yüzüğüne bir yıldız parçası hiç fena olmayacaktı ve benim elimden gelen buydu. Nasıl ama? Alın size evlilik yüzüğü... ve hala düşünmekte olduğum teklifi...
NASA'ya veda etmek için uğradığım gün gazeteciler ile basın toplantısı vardı. Toplantıya katılıp Nam Teamin'in konuşmasına dinledim. Sonrasında dağılan gazetecilerden etrafımı çeviren Türk haber muhabirlerini cevapsız bırakmamak için sorularını yanıtlamaya çalıştım.
"Bu özel davete kabul edildiğim için çok gururluyum. Öğrendiğim her şeyi ülkemin geleceğine katkı sağlamak için öğreniyorum."
"İlhan Berk Bey, NASA da çalışmaya devam edecek misiniz?"
"Şu an için; hayır. Ülkem de devam edeceğim."
O sırada yanıma gelen Nam Teamin "Dostum kapılarımız sana açık." Derken benimle tokalaşıyordu. Kulağıma "Benim gibi ajan işlerine bulaşıp ülkeni satma." Dediğinde güldüm. "Halbuki Kuzey Kore de iyiye gidiyor." Gazetecilere dönüp "Bu adam bir gurur kaynağı ve gerçek bir aşk adamı." Dedi. "Bu adam bir yıldıza ilk aşkının adını verdi." Dirsek attığımda güldü ama susmadı. "Geçen ki meteor yağmurlarından bir yüzük bile yaptırdı. Ve inanın bu çok pahalıya patladı. Gerçek evlilik teklifi şimdi geliyor!"
Ağzıma sokulan mikrofonlardan Teamin sayesinde kurtarılırken arka tarafa gittik.
"Yıldız gerçekten bana çıktı mı?" Diye sordum. "İsim hakkı alabildim mi?"
