Can ve Feyz çok güzel nasıl oldular?
Can telefonun sesine uyandığında saat öğleden sonra iki sularıydı. Okul bitti biteli yeni dönem başladı başlayalı yatıyordu. Ne iş bulma kaygısı vardı ne başka bir şeye takılıyordu. Şu sıralar hiçbir şey düşünmeden baba parasının gittiği yere kadar gitmek istiyor sonrasında başının çaresine bakabileceğine inanıyordu. Hayat onu sekiz yıl ilkokul ile çok yormuştu. Üstüne dört yıl lise ve üniversite de okuyunca ne olup bittiğini anlamadan 24 buçuk yaşında olmuştu bile. Şimdi ölüp gitse gözünün önünden geçip gidecek film şeridinde okul sıralarında salya akıtan Can görecekti.
Sevgili annesi abileri Cengiz, Cenk ve Cem'i okulları biter bitmez askere göndermiş sonrasında da evlendirmişti. Can abilerinin ayak izlerini takip etmek istemiyordu. İstemediğinden de ne askere gidiyor ne de iş bakıyordu. Evlenme ile ilgili soğanın cücüğü kadar bir düşüncesi bile yoktu. Evlenmek mi? Allah korusun. Düşman başına. Temel hayati görevlerini bile zar zor idame ettiren bir adam için evlenmek dünyanın sonuydu. Süre gelen düzene baş kaldırıyor iken isyankar olduğu için de cezalandırılıyordu. Annesi her öğün kereviz sapı yemeği yapıyordu. Kokusu bile bir fena yapıyordu Can'ı. Ama olsun. Dayanırdı.Telefonun sesi uykusunu tamamen dağıttığından asabi bir şekilde suçu günahı olmayan telefonu el yordamıyla bulmaya çalıştı. Bulamayınca da sövmeye başladı.
"Lan! Beni niye arıyorsunuz kitapsızlar?! Kimsiniz lan siz?! Alo?!"
"Can? Can kardeşim? Naber?"
"Fırat? Sen misin? Abi ben uyuyordum. Kusura bakma. Ne aradın sende he. Açmıyoruz! Kapat işte. Beni mi özledin? Askerde neler çekiyor bakayım canın?"
Fırat karşı taraftan gülüp "Özledim. Özledim. De oğlum bu saate kadar uyunur mu?" Dedi.
"Uyunmaz diye bir kural mı var?"
"Yok. Tamam, tamam. Sana işim düştüğünden seni kızdırmayacağım."
Can inleyerek yatakta yuvarlandı. "Nişan alışverişi için yardıma gitmem, Fırat. Çağır o İlhan gavurunu gelsin ablasına o yardım etsin. Geçen bir gitmişim beş saat otoparkta mahsur kaldım. Hayır, in geliyoruz dediler ama gelmediler. Ben de uyuyakalmışım. Lan beş saat! Sinemaya gider üstüne tuvaletimi yapardım. Ah, ulan ah!"
Fırat gülerken "Yaptıkları ayıp." Demeye çalışıyordu. "Ama Can konu ne nişan ne de alışverişiyle ilgili." Dedi.
"Neymiş konu?"
"Feyza."
"O kim? Metresin mi var?"
YOU ARE READING
juliet yaşamak istiyor
Romance"Onun kedileri vardı. Benimse kedilere alerjim. O, kelimelerin gücüne inanırken ben rakamların gücüne inanırdım. O, bu dünyaya bir amaç için gönderilmişken benim amacım sorgulanıyordu." Bu mutlu başlayan sarsıcı devam eden ve sonucu göreceli farklıl...