JYİ•54

9.9K 1.2K 501
                                    

Aşka inanmayan bana aşık olmayı ve gerçek acının ne olduğunu öğrettiğin için teşekkür ederim sevdiğim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Aşka inanmayan bana aşık olmayı ve gerçek acının ne olduğunu öğrettiğin için teşekkür ederim sevdiğim.

Aşka inanmayan bana aşık olmayı ve gerçek acının ne olduğunu öğrettiğin için teşekkür ederim sevdiğim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

|•|

Günümüz, 2021.
Düğün gününden bir hafta önce, Atatürk havaalanı.

Havaalanındaki denetimden sorunsuz bir şekilde geçtik. Ben hem Türkiye hem de geçici ABD vatandaşıydım. Juliet ile evlenirken çıkardığımız yasal kimliği sayesinde ABD vatandaşı gözüküyordu -ki bu kimlik için epey miktarda para bayılmıştım. Hala yasal olarak evli göründüğümüz için de buradaki haklarımdan da pekala yararlanıyordu. İşlerin sorunsuz bir şekilde gitmesinden memnunum. Bir sorun çıkacak diye de tetikteyim. Kaçak birini bu denli korumaktan lisanslarım, doktora tezim... neyim var neyim yoksa elimden alınırdı. Donumu dahi alırlardı da niye aldınız ki diyemezdim. Ama babaannem hep ağzını hayra aç der. O yüzden oradan devam...

Boynumu uzatıp adıma açılmış bir pankart var mı diye bakarken boynumun tutulduğunu hissettim. Ah... acıyor. Kaç saattir uçuyoruz? Jetlag olmak için epey gençtim halbuki. Uçmaktan ziyade şu aktarmalar beni yormuştu. Kesinlikle yaşlandım. Halbuki günü birlik geldiğim zamanlar da oldu şu canını sevdiğim İstanbul'a da bana mısın demezdim. İki aktarma beni perişan edemezdi de birkaç geceyi uykusuz geçirince feleğim şaşmıştı...

Valizlerimizi almak için Juliet ile beraber alana doğru gittik. Epey uykum ve sebebinin jetlag olduğunu düşündüğüm kahırlı bir baş ağrım olunca ağzımı açacak takatim pek yoktu. O yüzden Juliet'i takip ediyordum. Şaşırtıcı bir şekilde hiç yabancılık çekmiyordu. Amerikan İngilizcesinin en karışık aksanına sahipken bile. Filistin'den kaçıp geldiklerinde daha on bir yaşındaymış. Tüm o zor şartlara rağmen kendini epey iyi geliştirmişti.

''İlhoon.''

Hay senin İlhoon demene. Bir türlü düzeltemedik adımı da. Bari kimse duymasa. Yakın çevrede İlhoon diye anılmam an meselesi.

Kızın yüzüne bakıp "Evet. Bir sorun mu var?" Diye sordum.

"Şuradaki kalabalığın sebebi ne?"

juliet yaşamak istiyorWhere stories live. Discover now