JYİ•26

14.2K 1.5K 1.5K
                                    

Ne zamandan beri gülümsediğinde ağlıyormuş gibi görünüyorsun?exo

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ne zamandan beri gülümsediğinde ağlıyormuş gibi görünüyorsun?
exo

Köşkün alt katının ışıkları yanıyordu. Bahçeyi aşıp kapının önüne gelmem sadece yirmi adım. Zile bastıktan 45 saniye sonra kapının, başında bir havlu üzerinde kot pantolon ve bol mor bir kazağı olan Dua tarafından açılması ise paha biçilemez.

Var ya, çok çirkin... Ve aslında güzel... Bana güzel... Bu kızı benden başka kimse güzel görmesin istiyordum.

"İlhan Berk!" Diyerek şaşkınlığını gizlemedi. "Burada ne işin var?"

"Selam." Dedim gülümseyerek. "Ne haber?"

"İyiyim. Teşekkürler. Evde olduğumu nerden öğrendin?"

Olduğum yerde sallanıp kızın yüzüne baktım. "Kuşlar söyledi."

"Hmm... O kuşun adı Yağız mı?"

"Eh, bu bir sır değildi."

Dua kapıya yaslanıp gülümsedi. Yorgun görünüyordu ama beni göründüğüne kesinlikle mutluydu. Biliyorum. Çünkü ben onu gördüğüm için mutluyum.

"Beni özledin mi?" Diye sordum yüzüne bakarak.

"Çok." Samimi.

Memnuniyetle gülümsedim. Birbirimize baktık. "Ee, beni içeri almayacak mısın?" Diye sordum.

"Hayır." Dedi.

"Ciddi misin sen?"

"Ah..." Boynunu uzatıp omzumun üzerinden dışarı baktı. "Ya, bir gören olursa? Ya, şu Almancıların küçük kızı eve çocuk attı derlerse?"

Kızın yüzüne baktım. Ciddi mi? Epey. "Köşedeki gazetecilere sadece arkadaş olduğumuzu söyledim. Eve çocuk attı ne ya hu? Atılan çocuk ben miyim?" Konuşurken kahkahamı bastıramadım. Ben gülerken Dua bana bakıp dudak büktü. "Beni içeri almayacak mısın cidden? O kadar yoldan geldim."

Dua yüzüme baktı. Ben de ona. Etkilenmiş olacak ki iki adım geri çekilip bana yol verdi. "Eh, iyi madem. Gel. Ayakkabılarını şurada çıkarabilirsin." Bir yerden aldığı ev terliklerini önüme koydu. "Ve bunları giyebilirsin." Dediklerini bir dakikadan az bir sürede yaptıktan sonra karşısında durdum. "Paltonu da şuraya asabilirsin." Dediğinde paltomu portmantoya asıp ona döndüm. Bana gülümseyerek "Hoş geldin, İlhan Berk." Dedi.

"Hoş bulduk, güzelim."

Baştan sona olay örgüsünü yumruğum kadarcık kalbim kaldıramaz gibi oldu. Bizim emektara ağır geldi tabii. Alışık değil sonuçta. Yalnız kendileri bir başka evrende olsa her gün böyle anlar yaşamak için can atıyordu. Dua bana kapıyı açıyor, terliklerimi giyiyorum, paltomu asıyorum ve bana hoş geldin diyor... Bir yerlerde küçük öpücüğüm de olmalı... ne yazık ki burada değilmiş!

juliet yaşamak istiyorWhere stories live. Discover now