JYİ•20

16.8K 1.6K 923
                                    

Seninle,Sonsuza dek beraber kalmak yeterli değil

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Seninle,
Sonsuza dek beraber kalmak yeterli değil.
ilhanberk•

Dua. Kelime anlamı yalvarmak, yakarmaktı. Benim gördüğüm Dua ise küllü kahverengi saçlı, soluk tenli, alaca gözlü, güzel bir kızdı. Kâkülleri daima gözüne giriyordu. Onları dağıtmak için üflemesi çok sevimliydi. Belli bir tarzı var mıydı? Emin olamıyorum. Renkli giyinmeyi seviyor ama ertesi gün renklerden kaçıyor gibiydi. Rahat giyiniyordu. Hareket özgürlüğünü kısıtlayan şeylerden hoşlanmıyordu. Takıları seviyordu. Boynundan hiç çıkarmadığı bir kolyesi vardı. Ona dalıp gittiğimde beni hipnotize ediyordu. Kütüphanedeyiz. Burası onun mabedi. Bir şeylerden belki de birilerinden kaçıp saklanmak için geldiği ilk yer. Benim anlam veremediğim şekilde onu rahatlatan ona huzur veren yegane yer. Bu görevi ilerde kollarımın yapmasını istiyordum. Eğer gerçekten de bir şeylerden kaçması gerekirse kollarıma sığınsın. Soğuk ve rutubet kokan kitaplara değil.

Başımın altındaki bacaklarını kıpırdatınca ağırlığımı daha az vermeye çalıştım. Muhtemelen malum yerleri uyumuştu ama kıpırdamadan durmaya gayret ediyordu. Ben de ağırlığımı vermemeye çalışıyordum. Bir şekilde çift gibi hareket etme konusunda başarılıydık. Yüzümü örttüğüm kitabın kokusuna karışan karpuz kokusunu içime çekip derin bir nefes verdim. Son zamanlar da patlayacakmış gibi ağrıyan başım bugün sessizdi. Aslında kitap dedikodusu için buradaydık ama son zamanlar da hiç uyuyamadığım için biraz uyuma bahanesi ile ona yanaşmıştım. Kabul etmişti. Neyse ki...

Yüzümdeki kitabın yavaş hareketlerle kaydığını hissederken tepki vermedim. Kitabı sadece dudaklarım açığa çıkacak şekilde kaydırdı. Gülmek istedim ama gülmedim. İnce ve daima bir şekilde soğuk olan parmak uçlarını dudaklarımda hissedince tüm vücuduma eşit bir elektriklenme yayıldı. Ne yapıyor bu kız? Benden mi faydalanıyor? Yok canım. Daha neler. Parmağı iki dudağım boyunca gelip gitti.

"Uyuyor musun?" Diye sorduğunda "Uyuyor muyum?" Diye karşılık verdim.

"Bir ara uyudun sanırım."

Gözlerimi açtığımda kitapla burun buruna geldim. Tek bir hareketle kitabı kaldırıp yüzüme yakın duran Dua'nın yüzüne baktım.

"Ne o? Bu kadar yakından ne yapıyorsun?"

Geri çekilip "Hiç." Dedi. "Kurguluyorum."

"Aa... tabi. Ama tam olarak neyi?"

Dudak büktü. "Birçok şeyi."

Esrarengiz. Bu onun özelliklerinden sadece biriydi. Ne düşündüğünü sormadım. Tahmin etmesi zaten zordu. Oralara hiç girmedim. Doğrulup gerildim. Karşısına geçtim.

"Sormak istediğin bir soru var mı? Hazır bir araya gelmişken biraz kitap dedikodusu yapabiliriz istersen. Uyuklayarak zamanından çaldım zaten..."

"Sorun değil." Dedi. Başını sallarken gözlerime yumuşak bir ifade ile bakıyordu. "Aslında kitap dedikodusu öncesinde sormak istediğim tek bir şey var... Bana kızgın mısın, İlhan Berk? Fırat ve Üvercinka meselesinden dolayı... bana da Yârim söyledi. Onlar bile tesadüfen öğrenmiş. Kimseye söyleme diye tembih etti beni de. Senden saklamak beni çok rahatsız etti... ama... bu konunun beni ilgilendirmediğini düşündüm..." Susup bakışlarını kaçırdı. "Üzülmeni istemedim..."

juliet yaşamak istiyorWhere stories live. Discover now