JYİ•36

13.4K 1.4K 1.1K
                                    

Ben odamı çiçeklerle süsleyeceğim

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

Ben odamı çiçeklerle süsleyeceğim.
Ben güzel öleceğim.

|•|

Yârim aralık ayında doğmuş. Anne ve babasının sekizinci yılının kışında. Babası onu çok beklediğinden bahseder. Şimdi geçtikleri aralık ayını da atlattığı için mutluydu, Yârim. Yıl itibariyle yirmi yaşına basmıştı. Yirmi yıl bu dünyada yaşadığı için mutluydu.

"Eh, demek ki doğduğum ayda ölüp ailemi doğum günü kutlayamama acısını yaşatmayacağım." Diye düşünmüştü.

Evdeydi, Yârim. Hastane ortamından biraz uzaklaşması için bu toleransı doktoru göstermişti ona. Kemoterapinin ikinci evresine iki hafta önce başlanmıştı. Kemiklerindeki sızıyı onca ağrı kesiciye rağmen hissediyordu. Kemikleri gıcır gıcır ve sancılıydı. Kemoterapi konusunda onu üzen tek bir şey vardı aslında. Ağrıları boş verip biraz daha morfin verirlerdi. Saçlarının dökülüyor oluşu onu can evinden vuruyordu. Buna bir çare bulamayan tıp, onu nasıl iyileştirecekti?

Odasının bir ucundaki pencereye baktı. Peter Pan gelmeyecekti onu almaya. Bu şansı kaybetmişti. Bunun için epey büyümüştü. Umarım Azrail ile iyi anlaşırım, diye düşünüyordu. Yatakta doğrulup arkasına güç bela yaslanırken sol elinde devamlı ona bağlı olan ve işleri zorlaştıran bir serum vardı. Burnundaki hortum ise ayrı bir gıcıktı. Burnu öyle çok kaşınıyordu ki burnunu kesecekti neredeyse... Sonunda arkasına yaslandığında odasında göz gezdirmeye başladı. Etrafında onlarca çiçek vardı.

Kalanşo, Guzmanya, Gloksinya, Afrika menekşesi, Barış çiçeği, Flamingo çiçeği, Yılbaşı çiçeği. Ve adını bilmediği bir ton saksı bitkisi daha. Çiçeklere bakarken gülümsedi, Yârim. Çiçeklere bayılırdı. Böyle bin tane daha olsa seve seve bakar, koklardı. Ah, tabi bir de bunlar gerçek olsaydı...

O sırada açılan kapıdan içeri kız kardeşi girdi. Dua... İlk kez bir kardeşi olacağını öğrendiğinde buna aslında hiç sevinmemişti. Üç yaşında olabilirdi ama anne ve babasını paylaşmak istememişti. Zaten ailesine gelişi de pek tuhaftı. Şimdi ise... onun sayesinde bunca yıl yaşamıştı. O, olmasaydı yirminci yaşını görebilir miydi? Bunun hakkını ona geri nasıl ödeyebilirdi? Kendisinin sebep olduğu acılarını nasıl telafi edebilirdi?

"Bak sana kimi getirdim?" Dedi Dua.

Elinde kedi kutusu içinde Juliet vardı. Yârim kediyi ancak böyle sevebiliyordu.

"Juliet!" Dedi Yârim gülerek. "Nasılsın şişko?"

Kedi miyavladı. Dua güldü. "Şişko değilim, diyor." Çektiği sandalyenin üzerine kediyi Yârim'in görebileceği şekilde koydu. "Aşağı inmem gerek. Benden istediğin bir şey var mı?"

"Imm... Şu anlık hayır. Teşekkürler."

"Tamam." Dua uzanıp kız kardeşinin yastıklarını, örtüsünü düzeltip damar yolu iğnesini kontrol etti. "Görüşürüz. İhtiyacın olursa çaldırırsın." Dedi.

juliet yaşamak istiyorOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz