JYİ•66

11.2K 1.2K 551
                                    

Dağınık adamın tekiydim ben

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Dağınık adamın tekiydim ben.
Senin için toplamıştım, kalbimi.

|•|

Dua ilk gün akşam yemeğinden sonra ailesinin yanına giderken ben otelde kaldım. Bilirsiniz ön hazırlık için gitmişti. Baba, anne hazırlanın beni istemeye geliyorlar, diyecekti sanırım. Ben hala net bir şekilde abarttığımızı düşünüyordum. Çok kalabalık gelmiştik değil mi? Bir türlü bu durumu alışamasam da artık çok geçti. Tüm yakınlarım burada. Geri gidin diyemem. İşler hiç planladığım gibi gitmiyordu. Yani aileler tanışacak iken kız istemek nereden çıkmıştı? Hadi onu geç, yüzük takmak nereden aklınıza gelmişti, ya hu? Kıza daha evlilik teklifi etmedim ki. Eskiler geçerli olur mu acaba? İçinden birini seçip kabul edebilirdi. Hiçbirini de kabul etmemişti ki! Hay Allah...

Otelde odamı Özgür ile paylaşıyordum. Bize iki kişilik oda tahsil edilmişti. Odalar bir, iki, üç hatta dört kişilik olabiliyordu. Otel muazzamdı. Özel bir catering şirket ile anlaşmalıydı. Tüm bu koşturan çalışanlar otelin kendi çalışanları değildi. Bizim için getirilmişlerdi. Tüm akrabalar ve hazırlıklar içinde acaba düğünü de mi burada yapıp gitsek diye düşünmeye başlamıştım. Ne var işte... bir taşla kaç kuş ederdi...

Ertesi gün otel üç gün sonra gerçekleşecek nişan merasimine hazırlanıyordu. Kahvaltıdan sonra gelen Yağız, Can ve Fırat'ın yerleşmelerine yardım ettikten sonra kuzuları alıp at çiftliğinin olduğu alana götürdük. Ablamlar kızları bize bırakmışken kocaları ile gezintiye çıkmıştı. Üvercinka bildiğim kadarıyla babaannem ve Juliet ile beraberdi. Öykü atlardan korktuğu için binmek istemezken diğerleri hayvanların üzerinden inmemişti. Bir ara yanımıza gelen Gazel bizi köpekler ile tanıştırdı. Bir köpeğin adı Mübarek idi. Adı Çavuş olan kedi bizim Juliet'in kocasıydı. Burada da yavrular vardı ki hepsi kocaman olmuştu. Büyük bahçede kızlar su havuzunun etrafında koştururken onları görebileceğimiz bir yerde bizim tayfa ile birlikte oturuyorduk.

Özgür mahzun bir şekilde iç çekip "Hayırlı olsun be, İlhan'ım. Seni de kaybettik." Diye yakınıyordu.

"Ne kaybetmesi oğlum? Artık bu yüz yılda olmuyor o işler öyle."

"Diyorsun. Bakın bir halı saha maçına gelmeyin de görürüm ben sizi. Özgür, çocuk altına sıçtı gelemiyorum dersiniz ama."

Can kahkahalarla güldü. Fırat dümdüz bakmaya devam ediyordu.

Yağız sakallı çenesini kaşırken "Belki hemen çocuk yapmazlar." Dedi. "Sana ne oğlum? Git bul birini de bizi de kurtar kendinden. Hiç çekilmiyorsun."

"Ah be. Buldum ben buldum."

"Kimi?" Diye sordu Can.

"Yağız." Dedi. "Kimiz mutlu olacağız. İnanıyorum."

Biz kahkahaları patlatırken Yağız kaptığı yastığı Özgür'ün yüzüne fırlattı.

"Bir daha şöyle konuş yemin ediyorum kökünden keseceğim seninkini."

juliet yaşamak istiyorWhere stories live. Discover now