JYİ•69

10.5K 1.1K 392
                                    

Seni seviyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Seni seviyorum.
Çünkü başka seçeneğim,
çarem, geleceğim yok.

|•|

Birkaç ay sonra...

"İlhan Berk Albay! İstanbul! Emret komutanım!"

"Özgür Özer! İstanbul! Emret komutanım!"

"Can Parlak! İstanbul! Emret komutanım!"

Babalarımızın önünde verdiğimiz tekmilin ardından bize genişçe kollarını açan yaşlı adamlara sarıldık. Ardından arkalarına dizilmiş analarımızın kollarına koştuk. Bugün beraber yazıldığımız askerliği birlikte tamamlayarak eve geri dönmüştük. Altı aylık temel eğitimde hiç izin kullanmadığımız için 24 gün kadar erken terhis olmuştuk. Sevdiklerimiz bugün bizim için bahçesinde toplanmışken hepsinin fazlasıyla verdiği sevgiyle müşerref oluyorduk. Adımıza ikram edilen yemekler ve güzel insanlar eşliğinde bugün vatani görevimizi yerine getirmiş olmanın haklı gururuyla huzurluyduk. Hayatımızda mühim bir çağ kapanıyor, yerini yeni çağlara devrediyordu.

+×÷=-

Hep birlikte öğrenci evinde -evin adı öğrenci evi diye kaldı farkındayım- toplandığımızda bu ikinci askerlik kutlamamızdı. Bu sefer ortamda sadece eşler ve dostlar vardı.

Can ne kadar kirli çamaşırı varsa ortaya döküyor, onu dinleyenleri kırıp geçiriyordu. "Banyolara meşguliyet diyorlardı. Bizim bölüğün temizlik mahalli de orası... girdik temizliyoruz. Böyle yazılar asılıdır duvarlarda; 'Arkadaşlarınızla şakalaşmayınız.' 'Suyu israf etmeyiniz.' Diye. Tabi yine deli kanlı demişler ya... başladık su savaşına... normalde ılık sular sırf makarasına soğuk olup baştan aşağı döküyoruz. Ben tam buz gibi suyu doldurmuş gördüğüm ilk kişiye dökeceğim diye tetikte bekliyorum. İlk gördüğüm gölgeyi erlerden biri sanıp kovadaki suyu öyle hızlı döktüm ki onun erbaşlardan olduğunu adamın cacığı çıktıktan sonra fark ettim. Sonrası haftalık tuvalet temizliğimi dersiniz, soğan saymamak mı istersiniz hepsi başıma kaldı."

Özgür de geri kalmıyor, anlattıkça açılıyor, açıldıkça susmuyordu. "Bir ara çarşıdan gelenlerle gelen gazetelerin içinden çıkan boyama eklerine sarmıştık. Seviye Anaokulu olan boyama kitapları bunlar. Sapık gibi onlara sarmıştık. Üç arkadaş renkte anlaşamayınca birbirine gitmişti de zor ayırmıştık! Adamlardan biri renklerin hiç uyumlu olmamasından yakınıyordu."

Ben köşede ikilinin anlattıkları zaten bilirken Dua'nın yanında duruyor, sohbete katılıyordum. "Her telefon izninde de Canoğlu ankesörlü başına herkesten evvel geçerdi. Arkasındaki kuyruk uzardı, uzardı. Millet buna 'Abi biz çıkalım istersen.' Ya da 'Sandalye getirelim mi böyle ayakta kaldın sen.' Diye dalga geçerlerdi. Artık beyimiz sevdiği ile saatlerce dünya meselelerini ele alıyordu."

juliet yaşamak istiyorWhere stories live. Discover now