"Onun kedileri vardı. Benimse kedilere alerjim. O, kelimelerin gücüne inanırken ben rakamların gücüne inanırdım. O, bu dünyaya bir amaç için gönderilmişken benim amacım sorgulanıyordu."
Bu mutlu başlayan sarsıcı devam eden ve sonucu göreceli farklıl...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kuş olmak isterim. Özgürlüğün kanatlarım olmasını.
Uyandığımı hissettiğimde gözlerimi açmadım. Derin bir nefesi ciğerlerime hapsederken sol kolumun uyuşmasına sebep olan ağırlığın, belli belirsiz vücuduma değen vücudun sahibini rahatsız etmek istemedim. Hissettiğim milyon duygunun arasında kaybolmuştum. Kolumun uyuşması şu an üzerinde duramayacağım bir detaydı. Onu... Böyle hissetmek... Farklı hissettiriyor. Ben anlatamıyorum. Göğsüm üzerinde düzenli solukları içime yayılırken... Ben bu dünyaya ait değildim. Çok hareket etmeyerek ona sarılmaya çalıştım. Yüzümü karpuz kokulu saçlarına gömdüm. Bir insan nasıl karpuz kokar ya hu? Hayır, kokar da bu benim nasıl hoşuma gider? İlhan Berk, sen böyle bir adam değilsin. Değildin. Yumuşacık saçları yüzümü, kokusu içimi okşayınca ona daha da tutundum. Bir yerlerde can çekişen kalbim sıkışı verdi. Kalbime ağır geliyor... Böyle anlara alışık değil ya, kaldırmıyor. Sanki kalbim Nokia 3310 da ben ona Tumblr yüklemeye çalışıyorum. Kaldırmıyor işte...
Gece ağlamaktan, konuşmaktan yorgun düşünce kollarımın arasında uyuya kalmıştı. Tamamen bilinçsiz bir davranıştı. Böyle bir şeyi evlenmeden önce asla yapmaz çünkü. Ama ben tamamen bilinçliyim. Bir ara gidip bulduğum ilk kanepeye girecektim ama Allah affetsin, dedim. Dua'nın yanında uyumak istiyorum. Uyanmak istiyorum. Bu aralar... En çok onu istiyorum. Ruhum çelişkiler cehenneminde acı çeke dursun ben aşık olmak istiyorum...
İlk hareketini boynuma sürünen kirpiklerinden fark ettim. Uyandı. Beni gıdıklıyor.
"Bu bir rüya mı?" Derken boynuma sokuldu. Sıcak nefesi boynumda gezindi. "Eğer bir rüya değilse çok utanıyorum. Ya da belki de uyudum uyandım ve biz o ara evlendik. Yok ya, öyle değildi... biriyle aynı yatakta nasıl yatar, uyurum?" Sessizce güldüğümde "Gerçeksin değil mi?" Diye sordu.
"Son derece gerçeğim. Olmasa mıydım?"
İnleyerek elleriyle yüzünü kapatırken yatakta epey kıpırdandı. Sonra birden kollarını belime dolayıp bana sıkı sıkı sarıldı. Vücutlarımız arasından su sızmazken soluğum kesildi. Sarhoş mu bu kız?
"Gerçek olmanı istiyorum. Madem gerçeksin, madem böyle bir haldeyiz; bir dakika bir şey denemek istiyorum."
Gülmeye başladım. "Sen utanmıyor muydun?"
"Sonra utanmaya karar verdim." Kollarını sıkınca nefesim kesildi.
"Düşündüğümden de güçlüsün."
Kıkırdadı. "Utancımdan olsa gerek."
Güldüm. "Utanma. Seninle evlenirim. Boştayım."
Dua kollarını çözüp benden uzaklaştı. Dümdüz yatarken tavana bakıyordu. Sonra bana döndü. Gece o kadar ağlamasına rağmen çok güzel gözüküyordu.
"Bu evlenme olayı senin için bu kadar mı basit? Neden sürekli aynı şeyden bahsediyorsun? Nasıl bir erkek bu kadar çok evlenme meraklısı olur ki?"
