JYİ•39

11.1K 1.3K 550
                                    

Aslında beni hiç sevmeyecek birine aşık olmuşum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aslında beni hiç sevmeyecek birine aşık olmuşum.

|•|

Her şeyin iç içe girdiği bir haftada teyzemler el birliği ile Yağız'ın hasta belki de ölecek bir kızla ne yaptığını sorgulamaya başlamıştı. Her anne baba kadar haklılar. Çocukları her şeyi boş vermiş durumdaydı çünkü. Yağız doğru dürüst okula gitmediği gibi derslerine de bakmıyordu.

"Olmaz, oğlum. Yağızdan bahsediyoruz lan." Dedim. "O çocuğa ayrıl denilir mi?"

"Denmez." Dedi Özgür. "Yağız üçüncü sınıfta oturduğu sıradan ayrılmamıştı. En sevdiği topu bırakmazdı."

"Hala lise de ona hediye ettiğimiz kalemi kullanıyor." Dedi Can sessizce.

Saçlarımı dağıtıp başımı geriye atarken "Sahip olduğu şeylere resmen bağımlı biri o." Diye söylendim. "Kızı asla bırakmaz." Gözlerimi yumdum. Başım ağrıyordu.

Fırat "Yağız'ın yerinde olsa kim ayrılır sevdiğine inandığı kızdan?" Diye sorunca bakışlarımız yere düştü. Tek tek hepimiz yutkunduk. Sessiz kaldı her birimiz. Bu soruya her birimiz Yağız'ın verdiği cevabı verirdi. Aramızdaki sessizlik hiç susmadı. Bir kabus gibi bizi yuttu.

Dua'nın son itirafı beni çok düşündürüyordu. Eğer ben olmasaydım ne pahasına olursa olsun kendini feda edebilirdi. Ben varım diye kendini feda etmediği için ya Yârim'e bir şey olursa? Ya bundan dolayı beni suçlarsa? Korkularım elle tutulur bir hal almaya başlamıştı. Diğer yandan Yârim ısrarla nakil ameliyatını olmak istemiyordu. Dua dahil herkes onu ikna etmeye çalışıyordu. Dua'nın korktuğunu biliyordum. Emindim. Böbrek bağışı için biraz araştırma yapmıştım. Basit bir ameliyat gibi yazılmış çizilmiş her yerde. Bunu yazanı bulmak istiyordum. Neresi basit lan? Basit dediğin ameliyat dişine kanal tedavisi yaptırmaktır. Böbrek nakli mi basit?

Araştırmam bu ameliyatı yaşayan insanların yorumlarını okuyunca farklı bir boyuta taştı. Operasyondan önce hiçbir şey yenmediği gibi müshil ilacı alınması gerekiyor ki vücutta hiçbir şey kalmasın diyeydi. Verilen narkoz yüzünden; felç, kalp krizi geçirme olasılığınız artıyordu. Ameliyat dört saatlik masada kalma riski üç binde birdi. Ölmezsen beş veya yedi gün gözetim altında hastanede kalıyorsun, tekrar normale dönmense altı hafta sürüyordu. Kısa vadeli olarak bunları yaşarken; uzun vadede tek böbreğin ile yaşamayı öğrenmek zorunda kalıyordun. Bunların yanı sıra en korkunç ayrıntı ise; ya Yârim iyileşmezse ihtimaliydi. Çünkü tüm bu naklin yanında karaciğerinden de bir parça almaları gerekecekti. Üst üste bu kadar ciddi ameliyatları atlatmaları çok zordu.

Cumartesi günü eve geçmeyi planlıyordum. Lakin öyle olmadı. Mollaibrahimoğlu'nun beni sabahın seherin de kaldırıp üçüncü soru tomarını da elime tutuşturduğu günün öğleden sonrasında öğrenci evine dönebildim. Kendimi yorgun hissediyordum. Birçok konuda bitik ve başarısızdım. Adam çözdüğüm yanlış soruların doğrusunu bulana kadar çözmem için beni zorluyordu. Fizik dışında matematik ağırlıklı sorularla beni sınıyordu da. Paragraf sorularına ağırlık veriyor, rahatsızlığımı bildiği halde üzerine gidiyordu. Beni eğitmeye çalışıyordu. Bir şeyden eminim; adamın bir amacı vardı. Başka bir şeyden daha eminim; bu amacın ne olduğunu bilmiyorum ve hoşuma gitmiyordu.

juliet yaşamak istiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin