JYİ•42

10.1K 1.3K 504
                                    

Bu bir aşk hikayesi değil,Bu aşkı anlatan bir hikaye

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bu bir aşk hikayesi değil,
Bu aşkı anlatan bir hikaye.

|•|

Haberi alır almaz hastaneye koşmak bir şeyi değiştirmedi. Yârim artık yoktu. Zaten önceden planlı bir şeymiş de bizim haberimiz yokmuş. Son bir ayı kaldığını ve kendi rızası ile ölmeyi kabul ettiğini bize söylememişlerdi. Buna inanmıyordum. Bir insan bile bile nasıl ölürdü? Buna nasıl karar verirdi? Aklım almıyordu. İnanamıyordum. Ama... Gerçek buydu. Bize söylendiği üzere; Yârim Uygar, on dokuz yaşında 29 Şubat'ta kalbi durduğu için uykusunda ölmüştü. Metanetimi korumaya çalışsam da anne ve babasını birbirlerine sarılmış bir halde görmek, Dua'nın gözlerindeki boşluğa tanık olmak... İçimden bir şeyleri söküyordu. Ayakta duramıyordum. Boğazımda bir yumru vardı ve canımı yakıyordu. Tutmaya çalıştığım gözyaşları beni dinlemiyordu. Acıya dayanamıyordum. Kimsenin yüzüne bakamıyordum. Suçlu değildim ama başım önümdeydi. Hayat dedikleri şey bazen sadece acıdan ibaretti.

Dua... Dua kızı... Benim Dua kızım...

Duvara yaslanmış yere bomboş bakıyordu. Ağlamıyordu. Ağlasa sanki daha iyiydi. Onu böyle görmek istemiyordum. Yanına usulca yaklaşıp elimi omzuna koydum. Hafifçe sıvazladım. Bana baktı. Beni gördü. Alnını göğsüme koydu. Ah be, Dua kızı. Kolları iki yanında dururken ona sarıldım. Ayakta tuttum. Titrediği hissediyordum da elimden bir şey gelmiyordu. Başını kaldırıp yüzüme baktı. Dudakları titredi. Gözleri dolmuştu. Kollarını kendine sardı. Küçüldü karşımda. Bakışlarını yere indirdi.

"Onunla... birlikte... öldüğümü... hissediyorum." Dedi. Her bir kelimenin sonunda yutkunmuştu. Derin bir nefes aldı. "Böyle olmamalıydı. Böyle olmayacaktı. Böyle olmasına ben izin verdim."

"Dua kendini sakın suçlama."

"Yârim de öyle söyledi. Ama elimde değil..." Yaşlarla dolup taşan gözlerini gözlerime dikti. Acı içinde sessiz çığlıklarını duydum. İçinde yeri göğü inleten kızı gördüm. Yaşlar bir bir akıp giderken "Onunla hayat bulmuşken onunla ölmek istiyorum." Diye mırıldandı.

Aman Allah'ım... Başı önde yanımdan ayrıldı. Dur diyemedim. Nefes alamıyordum. Ona engel olmalıydım. Kendine... zarar vermemesi için onu durdurmalıydım ki Dua koridorda ilerlerken birden annesi kendini kızın önüne atınca olduğum yerde durmak zorunda kaldım. Kadın yakasını tutup Dua'yı bir güzel sarstı. Belirtmeliyim ki Dua ne karşı koydu ne de tepki verdi. Ona sadece izin verdi. Yıllardır yaptığı gibi.

"Gir içeri kızımı yaşat!" Dedi kadın. "Seni ne için getirdiler sanıyorsun? Onu yaşatmalıydın! O yaşamalıydı! Sen değil! O yaşamalıydı! O yaşayacaktı!"

Eşinin kadına engel olmaya çalıştığını gördüm. "Bu onun suçu değil, Ayla!" Diyordu. "Ayla... Dua da bizim kızım."

"Senin kızın!" Diye soludu adı Ayla olan. "Benim kızım öldü! Öldü! Ah, Allah'ım!" Birden yere Dua'nın ayaklarının altına kapandı. "Lütfen... Onu kaybetmek istemiyorum. Dua! Dua ettik! Çok dua ettik! Seni getirdik! Ama o gitti! Dayanamıyorum... Bu acıya dayanamıyorum! Git onu iyileştir!"

juliet yaşamak istiyorWhere stories live. Discover now