"Onun kedileri vardı. Benimse kedilere alerjim. O, kelimelerin gücüne inanırken ben rakamların gücüne inanırdım. O, bu dünyaya bir amaç için gönderilmişken benim amacım sorgulanıyordu."
Bu mutlu başlayan sarsıcı devam eden ve sonucu göreceli farklıl...
Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.
Tuğkan – Bu Yüzden
Sana bir kez olsun o kadar sarılmak isterdim ki. Bir kere, yalnızca bir kere. Kokun nasıl acaba? Nasıl sarıp sarmalıyorsun? Bana da sarılır mısın?
|•|
Özgür, İlhan Berk ve Dua'nın Amerika'dan gelmesiyle evine geri dönmüştü. İçinin boşluğuna anlam veremiyorken annesinin gönlünü yapmak için tencere tencere dolmalar sarmıştı. Kendisiyle baş başa kaldığında aklına düşen görüntülerle boğuşuyordu. Yok yere başına bela almıştı. Hem de ne bela...
Juliet gülünce sağ yanağında küçücük bir çukur oluşuyordu. Kuzguni siyah saçları ipek gibi görünüyordu. Gözlerinin yeşili öyle yumuşaktı ki insanın içine huzur dolduran bir manzara gibiydi.
Zihni ona kalbi ile savaş açmıştı. Etkilerine girmemek için elinden geleni yapıyordu. Çocuklarla ara ara Marie Jane de buluşmak için çıktıklarında kafasını dağıtmak istiyor, işi farklı bir boyuta çıkarmayı lüzumsuz görüyordu. Çünkü gerek yoktu. Halbuki bilmiyordu ki aşk izin istemiyordu. Kapıyı çalmıyor, ayakkabılarını çıkartmıyordu. Giriveriyordu işte. Özgür sadece daha farkında değildi.
"Beyler, ben celp alımları için başvuru yapıyorum." Dedi İlhan Berk.
Can telefonunun masaya bırakırken "Ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun?" Diye sordu.
"Siktir. Askere mi?" Diyen Özgür böğründen vurulmuştu. "Abi yapma ya! Sende askere gidersen iyice boka batarız biz! Uzaya gittin yetmedi mi? Az dur ya!"
Fırat "Ee, siz neden duruyorsunuz ki? Harekete geçin." Deyince Özgür "İyi bok yiyorsunuz ama!" Diye yükseldi. Hem işsizdi hem de askerliğini ertelerken bu adamlar yüzünden ailesi Özgür'ü evlatlıktan yakında çıkaracaklardı.
"Hep beraber yapın." Dedi Yağız. "Celp döneminiz aynı olursa aynı tarihlerde terhis olursunuz."
"Ben hazır değilim." Dedi Özgür. "Kendimi hazır hissetmiyorum."
"Aynen." Dedi Can.
İlhan Berk "Yağız'ın dediği gibi bir arada çıkaralım. Ne var? Alt tarafı altı ay. Sonsuz anı." Dedi. "Üçümüz olacağız. Oğlum eğleniriz işte."
"Edebiyat yapma be, Albay. Üstüne kusarım." Dedi Can. "Otuz kişilik koğuşta nah üçümüz oluruz."
"Başka celp dönemi yok mu?" Diye sordu Özgür.
İlhan Berk "Askerliği aradan çıkarmam lazım." Dedi. "Uzadıkça uzuyor. Sıkıldım artık. Askerlik sonrası iş tekliflerine kesin dönüş yapacağım. Ben de son durum bu beyler."
