JYİ•73

8K 860 327
                                    

'Ben' kattım sana biraz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Ben' kattım sana biraz.
Öyle sevdim seni.
Çünkü sen de bensiz;
O kadar da güzel değilsin hani.

|•|

Evli olarak devirdiğimiz günlere meğer ben hiç yabancı değilmişim. Sabah gül yüzlü bir kadın ile uyanıyor, günü onun kolları arasında bitiriyordum. Evimiz hep güzel kokuyordu ve dünya ayaklarımızın altındaydı. Aynı evi, yatağı, dolabı paylaşıyorduk. Farkında olmadan özel alanlar çiziyorduk ve yine farkında olmadan bu sınırlara saygı duyuyorduk. Bir şekilde tanıdığım insanı aynı evin içine girerek tekrar tanıyor ve ben... tekrar aşık oluyordum.

Onu sabahları yatağımızın üzerinde zıplarken bulduğum oluyordu. Aynen öyle. Karımı yatağımızın üzerinde zıplarken buluyordum. Ne yaptığını sorduğum zaman yatağı topluyorum diyor ki haklı. Ne diyebilirim ki?

"Ben de zıplayabilir miyim Dua?"

"Olmaz! Sen çok ağırsın. Yayları bozulur." Somurtarak yüzüne baktığımda elini bana uzatıp "Tamam. Gel ya. Bir şey olursa yenisi alırız." Diyordu.

Ben bu kadınla ne yapacağım? O kadar masum ki! İçindeki çocuk öyle muazzam ki hiç büyümüyor. Büyümesin istiyorum.

Başlıca hedeflerimizden biri dünyayı gezmek olunca bulduğumuz her izinde bir yer görmeye çalışarak kendi küçük rotamızı oluşturmuştuk. Evliliğimizin ilk iki yılı fırsat buldukça gezdik. Çünkü dünya keşfedilmeyi bekliyordu. İzmir'in Dikili ilçesinde bulunan Kalem Adasını çok sevmiştik. Ege Denizi etrafımızı sararken bakir bir doğanın koynundaydık. Kaldığımız otel odasına dolan kuş sesleri ile güne başlıyor, gün içinde etrafı geziyor, denize girebiliyorduk.

Doğru zamanı kollayarak Kuzey ışıklarını izlemek için Finlandiya'nın Kakslauttanen şehrine bir gece yarısı ani bir kararla uçtuk. Özel olarak camdan inşa edilmiş Eskimo evimizden kuzey ışıklarını izleme şansımız olmuştu. Kuzey ışıkları, adını Şafak Tanrıçası Aurora'dan alan Aurora Borealis'ti. Öyle mükemmel bir görsel olaydı ki hayran kalmıştık.

Sonraki rotamız için çok heyecanlıyken İrlanda'ya gittik. İrlanda benim fikrim üzerine gittiğimiz ilk ülkeydi. Neden bilmiyorum ama ülkenin beni çeken yemyeşil doğasına hayranım. Fotoğrafları bile huzur verirken ölmeden önce gitmemiz şarttı. Önce başkenti Dublin'i gezdik. Sonra Dua'nın ısrarları üzerine Clare'de yer alan Cliffs Of Moher'a gittik. Atlantik Okyanusu üzerinde yer alan bu doğal oluşuma Harry Potter serisinden zaten aşinasıyız. Harry ve Profesör Dumbeldore'un düşmanları ile savaş verdiği yerdir kendileri. Dua buranın cazibesine fazlaca kapılmıştı.

Japonya'ya gitmek Dua'nın fikriydi. Kyoto'nun tarihi yerlerini gezdik. Dünyanın en hızlı treni Shinkansenler ile seyahat ettik ve Fuji Dağına gittik. Kiraz çiçekleri muhteşemdi. Ülkeden bir daha gelmek üzere zor ayrılmıştık.

juliet yaşamak istiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin