JYİ•63

11.6K 1.1K 461
                                    

Bir sevgi başka bir sevgiye, bir gece başka bir geceye benzemez

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir sevgi başka bir sevgiye, bir gece başka bir geceye benzemez.

|•|

Vücudumu sıkı sıkı saran kolların sahibine döndüğümde bu yakınlığı yadırgıyordum. Bu kız kesinlikle fıstık kadardı ama yatakta benden fazla yer kaplıyordu. Mesela neden saçlarını toplamıyordu? Neden böylesine dağınık yatıyordu? Alışık değildim. Böylesine birbirine karışmış bedenlerimizin varlığına inanamıyordum. Yine de benden mutlusu yoktu. Daha mutlu... olamazdım. Bu sadece gençken yaşanabilecek türden bir şeydi. Kalbime dokunan bir ruh gerçekten de benimleydi. Onun hayaliyle yalnız geçirdiğim her gün için acı içinde kavrulurken şimdi kurak topraklarım bereketli ve capcanlıydı.

Onu uyandırmamak için insan üstü bir çaba gösterirken usulca yataktan kalktım. Elimi ve yüzümü yıkadıktan sonra aynadaki yansımama baktım. Bakıyorum da keyfim yerinde, gençliğim elimde, sevdiğim kadın benimle... çok güzel olmuşum böyle...

Tuvalet dönüşü kendi kendime gülerken içeriden "Türkçe öğreniyorum; Ders iki." Denildiğini duyunca Juliet'in uyandığını anladım. Son zamanlarda Türkçe öğrenmek için gerçekten çok çabalıyordu. Türkçe dersleri için bir tanıdığımın tanıdığının derslerine katılıyordu. Başarılı olacaktı. Bazı insanların azmi dağları delerdi. Parmak uçlarında, onu rahatsız etmemek için odaya geri döndüğümde Dua'nın yatağa genişçe yayıldığını gördüm. Zaten tek kişilik yatağa iki kişi yatmaya çalışarak tüm sınırları zorluyorduk. Yine de bundan vazgeçecek değildim. Geri kalan tüm ömrümde onunla birlikte tek kişilik bir yatağa sığabilirdim.

Tekrar yanına uzandığımda onu rahat ettirmek için duvara sığınmıştım. Saçlarının arasında kalan küçücük yüzünü sahile her bir saniye de bir vuran dalga misali dudaklarıma gelip giden küçük ama mutluluk dolu bir gülümseme ile izliyordum. Onu gördüğümde veya aklıma düştüğünde bile gülümsüyordum. İçimi tarifi başıma bela mutluluklarla dolduruyordu. Bunu bana şu kadarcık ömrümde bir tek o yaptı... O bana kalırsa çok güzeldi. Duru ve berraktı. İçimde ona bağlı bir şey vardı. Gözlerim ona her değdiğinde beni sarıyor ve tarifi ancak yaşanınca gerçek olacak bir mutluluk ile dolduruyordu. Tarifi ancak yaşanınca anlaşılacak şeyler var... Aşık olmak gibi. Yüz üstü yatmış iken yüzü benden yanaydı. Açıkta kalan çıplak omzu üzerinde ikisi koyu beşi soluk olmak üzere yedi çil vardı. Saçları hemen camdan vuran turuncu güneş ışığında kahvenin en açık tonuyla parlarken çok güzel görünüyordu. Saçlarını yüzünden çekerken olağanüstü bir şekilde dikkatliydim. Aman o uyanmasın. Ben nefesimi bile tutarım. Yine de onsuz sıkılıyorum.

"Dua..." Deyip burnun ucunu öptüm. Fark göremeyince yanağını, göz kapaklarını, dudağının kenarını bile öptüm. "Dua, Dua, Dua!" Diye fısıldarken bir yandan da gülüyorum. Bizim kız uykucu çıktı iyi mi?

"Dua!"

"Hmm..."

Yüzüne yaklaşıp yanağımı yanağına koydum. "Hadi uyan. Seni özledim." Dedim. Kollarını vücuduma sardı ki sınırlarımız çift taraflı olarak ele geçirilmişti. Bu beni gülümsetirken bugünün anlam ve önemiyle iyice sırıttım. Bu günü onun için çok daha güzel ve özel olmasını sağlayacaktım. Bugün Dua'nın doğum günüydü ve benim bir planım vardı.

juliet yaşamak istiyorWhere stories live. Discover now