JYİ•61

11.8K 1.2K 362
                                    

Yoksa O bir nebze olsun senin kalbine yakın olmak için mi yaratıldı?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yoksa O bir nebze olsun senin kalbine yakın olmak için mi yaratıldı?

|•|

Pazar günü ben uyurken Celile ve ailesi gelmişti. Bununla kalacağını düşünmek hata etmekti ki peşi sıra Vera, Saba ve Piraye de gelerek kadro tamamlanmıştı. Önceleri biz hep beraberken daha kimse evlenmemiş ya da deniz aşırı ülkelere gitmemiş iken bir araya gelince kızlar okullarından bahsedelerdi. Hoşlanıp onlardan hoşlanmayan ya da onların hoşlanmadığı ama onlardan hoşlanan oğlanları çekiştirirlerdi. Başlarda Saba'yı görmeye anneler gelirdi. Oğullarına almak için. Gelen onuncu teyzeden sonra ben saymayı bıraktım da kızlar bunu aralarında bir yarış haline getirip kime daha çok görücü gelecek diye çetele bile tutmuşlardı. Sonuçta Saba'yı kimse geçemedi. Gelecekteki hayallerinden konuşur, arada şarkı söyleyip ağlar sonra halaya kalkarlardı. Sonra bize bir şey oldu. Adına büyüme dediler. Saba'nın evlendiği gerçeğini uzun zaman kabullenememiştim. Bizi sonsuza dek terk ettiğine inanıyordum. Lakin öyle olmadı. Kimse bizi terk etmedi. Her fırsatta onlarsız bomboş kalan bu büyük evi hiç gitmemiş gibi doldurdular.

Şimdiki hayatları gibi sohbetleri de elbette değişmişti ama kötü değildi. Artık dünyaları çocuklarıydı. Deneyip sevdikleri yemekleri anlatıyorlardı. Gittikleri aile tatillerindeki komik hikayelerdi konuştukları. Amerika'dan dönüşümün üzerinden bir ay geçmişti. Yine de Amerika'ya hiç gitmemiş gibi hissediyordum. Bir ara uzaya bile gittim. Ama buralardan, sevdiğim insanlardan hiç gerçekten uzaklaşmadım.

Kızların kuzuları dayı diyerek etrafımı her defasında aynı aşk ve heyecanla çeviriyordu.

"Yayım çok yakışıklı." Diyen Duru "Po'dan bile!" Diyerek çığlık atıyordu.

Hepsi benim odamda. Orta sehpayı boya kalemleri, boyama kitapları ile doldurdular. Hiç durmadan konuşuyor, kıkırdıyorlar. Yatağıma boylu boyunca uzanmış iken onları izliyordum.

Beni süzen Övgü "Po çok tatlı. Küçücük badem gözleri var." Dedi. "Yine de zeki olduğumdan zeki insanlardan hoşlanıyorum." Küçük kollarını küçük göğsünde bağlayan küçük kız "Yani benim oyum dayımdan yana." Dedi.

Selen "Po'da zeki!" Dedi.

Övgü başını olumsuz anlamda sallayıp "Hala bez kullanıyor." Diye ekledi.

"Ne vay ki bunda?" Dedi Öykü. "Ben de bez kullanıyoyum!"

"İyi ya. Ben Po'yu istemiyorum." Dedi Övgü. "Sizin olsun işte."

Selen ile Duru kafa kafaya verip "Po bize kaldı." Dediler. Aralarına giren Öykü "Bana da." Diyordu. "Azıcık bana da kalsın. Ne oluy? Sütten!"

Konunun gidişatı benim devreleri yakmıştı da anladığım kadarıyla Po diye bir herif bizim kuzuları etkilemişti. Hem de bez taktığı halde. Yanımda sessizce bebeği ile oynayan Hanzade'yi dürttüm.

juliet yaşamak istiyorWhere stories live. Discover now