Kor Gibi

25. Bölüm

25. Bölüm  

 

__ Gerçekten merak ediyorum, eski işinizi özlüyor musunuz hiç? Yönetici değilken biraz daha özgürdünüz mutlaka.

Bu öyle aptal bir soruydu ki Korhan içkisinden koca bir yudum almıştı cevap vermeden önce. Bakışlarını zorlansa da karşısında ki adamın yüzünde tutuyordu.

__ Aslında şu an daha özgürüm. İşimi mükemmel yapmazsam kimseye zarar gelmeyecek, en azından fiziksel olarak…

__ Ben hiç o yönden bakmamıştım, haklısınız. Peki, şimdi size çok büyük bir ihtiyaç olsa, sizden özellikle rica etseler birini korumanızı… O zaman ret mi edersiniz?

__ Emin değilim. Sanırım bu duruma göre değişebilir.

Gözleri emrine uymuyordu artık. Tıpkı kendini zorlamasına rağmen aklının her saniye Selen de olmasını engelleyememesi gibi.

Selen “beni kalbimden vuruyorsun” demişti. Yumuşacık, acı çeken bir sesle… Hele o nefis gözleri… Ne kadar içten ve masumdu. Âşıktı sanki kendisinden sevgi dileniyordu. Nedenini düşünmek istemiyordu, bunların sadece hafıza kaybından ileri geldiğini sürekli kendisine hatırlatan o dürtüden nefret ediyordu.

Ama hayır… O dürtüye ihtiyacı vardı, mantıklı davranmasını sağlayan tek şeydi o.

Ve o sırada Selen on adım kadar uzağında bir kadınla konuşuyordu. Hem de sosyetenin en dedikoducu kadınıyla! Yanında olabilseydi kulağına dikkatli olmasını fısıldayabilirdi ama yapamıyordu. Sadece o görebiliyordu Selen’in içini… Herkes ona baktığında huzurlu ve kendinden emin olduğunu düşünürdü ama gerçek öyle değildi. Elinde tuttuğu bardağın üzerinde zarif bir şekilde parmaklarını gezdirmesi onun stresli olduğu anlamına geliyordu. Sonra bakışlarında ki o derin mahzun ifade… Bir an da kendisini yakaladı, evet yakalanmıştı. Gözlerini hemen ondan çekti ve hiç Selen’e bakmamış gibi büyük bir oyunculukla yanında ki adamın gevezeliğine katılmaya başladı.

 

Selense gerçek anlamda boğuluyordu. Arda ve Çağla dans ettiği için yanında sadece Gediz vardı bir de o kadın! Tanrım, sürekli hiç durmadan boş bir şekilde konuşuyordu. Salonda ki herkesi tanıyor ve onlarla ilgili gizli imalarda bulunup insanların açıklarını söylüyor, ardındansa kahkahalar atıyordu. Selen de gülümsemeye çalışıyordu ama gülüşü giderek cılızlaşıyordu. İmdat diye bağırmak istiyordu. Aslında Gediz dans etmeyi teklif ettiğinde kabul etmeliydi, gerçekten pişmandı. Bunu kadında anlamıştı sanki, nasıl oluyorsa sonunda nefes almak için durmuş ve hemen ardından bu sefer Selen’in hayatına girmişti.

__ Çok şanslısın tatlım, kocanla gurur duyuyor olmalısın. Bu kadar genç yaşta babasından hiç yardım almadan böyle büyük bir işi devralmak cesaret ister ama tabii kocanın cesareti tartışma konusu bile olamaz.