76. Bölüm

12.8K 749 29
                                    

76. Bölüm

Ne kadar da hızlı geçiyordu zaman... Dakikaları sayınca geçmek gelmiyordu belki ama sevdiği kadının kollarında akıp gidiyordu. Saat on biri gösterirken Korhan'ın o yataktan çıkarak soğuk ve karanlık bir yolda, ihanetin bedelini ödetmeye gitmesi gerekiyordu. Uzun zamandır bunu yapmak için yanıp tutuşuyordu ama o an... Selen'in düzenli nefes alış verişlerini dinleyip o güzel yüzünü seyrederken kendisini isteksiz hissediyordu. Ama kısa zaman önce yaşadıkları o tatlı hatıralar aklına gelince gülümsedi hafifçe. Tam beş saat o odadan hiç çıkmadan hatta kapının kilidini bile açmayı unutarak vakit geçirmişlerdi. Birbirlerinin kollarında yatmış, hasretlerini gidermek istercesine sık sık öpmüşler, okşamışlardı birbirlerini... Ara ara yeniden bedenlerini saran tutkularının esiri olmuş kendilerini o duyguya büyük bir zevkle teslim etmişlerdi. O yatakta sevişmekte çok zevkliydi... Sohbet edip gülmek, şakalaşmakta öyle! Çıkarsız, güvenli ve sıcacık, aşk dolu bir limandı Selen. Artık o limana demir atmıştı, bir daha asla o sonu olmayan okyanuslara açılmayacaktı.

Daha kısa bir zaman önce onun hakkında tamamen tersini düşündüğünü bilmek çok garipti. Oysa Selen asla kendisinden vazgeçmemişti... Asla bir başkasına gitmemiş ya da ayrılmayı düşünmemişti. Aşkına hep sadık kalmış ve o masum kalbi çok fazla darbe almıştı. Evet, bunda kendi payı da çoktu bunu da biliyordu ama bir başkası daha vardı.

Gediz! Korhan'ın gülümseyen kalbi öyle ani bir şekilde soğumuştu ki...

O gece her şeye bir son verecekti, o yüzden de hemen o sıcak yataktan çıkmalıydı. Aklından geçen sevdiği kadının yanağına bir buse kondurmaktı ama onu uyandırma ihtimalini göze alamazdı. O uyuyorken gitmeliydi, bu işi yalnız sonlandıracaktı. O yüzden yavaşça Selen'in üzerinde ki kolunu çekti, göğsünde duran o narin eli de alarak hafifçe sarsmadan yastığın üzerine bıraktı.

Selen bir an dudaklarını aralamıştı ama gözlerini açmadan sadece yastığına sarılarak gördüğü rüyaya kaldığı yerden devam etmeye başladı. Korhan derin bir nefes alarak çıktı yataktan ve neredeyse ayaklarının ucunda yürüyerek dolabına gitti.

Dikkatli olması gerekiyordu... Alper ya da babası onu takip etmesi için birilerini ayarlamış olabilirdi, ne de olsa sevgili arkadaşı Gediz'e yaptığı teklifi duymuştu! Ama onun için takip edildiğini fark etmekte, onları atlatmakta çocuk oyuncağıydı.

Önemli olan nokta Gediz'in yalnız gelmeyeceğini bilmekti. O yüzden önlemini zaten almıştı ancak önceden bazı şeyleri tespit etmesi gerekiyordu.

Daha fazla vakit kaybetmemek için hızla giyinerek deri ceketini geçirdi üzerine ve kapıdan çıkmadan önce sadece bir an yatağında mışıl mışıl uyuyan Selen'e bakarak fısıldadı.

__ Seni çok seviyorum...

Duymasa da hissedeceğini biliyordu, arkasından kapıyı kapatarak merdivenlerden koşarcasına indi. Ardından çalışma odasına geçerek kilitli olan çekmecesini açtı. Üzerinde harika işlemeleri olan yadigâr çakısını gördüğünde dudaklarında küçük bir gülümseme oluşmuştu. Üniversite öğrencilik dönemlerinden kalmaydı bu bıçak... Neler yaşamışlar, neler atlatmışlardı eskiden! Bir daha ona ihtiyacı olmayacağını düşünüyordu ama işte... Geleceği tahmin etmesi zordu. Korhan hiç düşünmeden bıçağı alarak cebine koydu ve hemen evden ayrıldı.

Çok şaşırtıcıydı gerçekten... Çünkü bahçe de ki adamlar onunla ilgilenmemiş, nereye gittiklerini sorgulamamıştı bile! Bu iyiydi ama fazla iyiydi!

Korhan arabasına atlarken bir kez daha baktı bahçe kapısına... Herhangi bir hareket yoktu. Pekâlâ... Belki de kendisi fazla abartıyordu.

Kor GibiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora