12. Bölüm

20.8K 1K 27
                                    

 

12.Bölüm

 

__ Birol! Fırat Bey nasıl, durumu ciddi mi?
__ Yok hayır... Sadece bir iki dikiş atılması gerekiyor, o kadar.
Korhan bir elini pantolonunun cebine sokarken Birol gözlerini kaçırmak zorunda kalmıştı ondan.
__ Sadece mi? Sadece... O adam hastaneye gelmek zorunda kalmamalıydı, bunun için bize başvurdu! O yüzden sen yanındaydın. Ne kadar yara aldığı da o kadar önemli değil... Parmağında ufacık bir çizik bile olsa bu senin başarısızlığındır! 
__ Ben tüm önlemleri almıştım ama bazen... Bazen biliyorsunuz olacakların önüne geçemiyoruz. 
__ Sen şimdi bana kader mi diyorsun dedi Korhan ateş saçan gözleriyle bir adım daha adamına yaklaşırken...
Kader... Yok, öyle bir şey, inanmayacaksın sığınmayacaksın o kelimeye! Sen kaderin önünü kesecek önlemler alırsan herkesi kurtarabileceğini bileceksin! Sana insanlar hayatlarını emanet ediyor, sana güveniyor. Bu güveni hak etmekten başka şansın yok. Dışarı da elma satmıyorsun sen, hataya yer yok! Anladın mı?
__ E-evet, elbette efendim.
__ Oğlum...
Korhan arkasından gelen babasının sesini duyunca şaşırmıştı.
__ Baba, ne işin var burada?
Tarık Bey oğlunu kolundan tutup zorlamadan onu uzaklaştırdı Birol'dan çünkü oğlunun her dediğini duymuştu ve bu durumdan gerçekten rahatsız oluyor, üzülüyordu.
__ Kim haber verdi sana gecenin bu saatinde?
__ Korhan... İşten elimi ayağımı çektim, bundan da memnunum ama hala neler olduğundan haberim olsun istiyorum. Zaten şimdi mesele bu değil... Birol’a haksızlık yaptığının farkında değilsin değil mi, tıpkı kendine yaptığın gibi?
__ Ben bir şey yapmıyorum.
__ Cemil Beyi kurtaramazdın, seçim yapmak zorundaydın ve...
__ Bu olayın onunla ne ilgisi var baba, aradan bir yıldan fazla zaman geçti Tanrı aşkına!

__ Ama sen bunu hiç unutmadın.

__Bu konuyu kapatalım, ciddiyim.
Cemil Bey Korhan'ın o asla boyun eğmeyen tavrını ve inatçılığını çok iyi biliyordu, bazen hoşuna da gidiyordu o hali ama... Bu gibi durumlarda gerçek bir duvar olup kendini yıpratmakta da üstüne olmuyordu bu pis gururu yüzünden!
__ Bana bak Korhan... Senin bu korkutucu yöneticiliğin bana işlemez! Ben şu an oğlum Korhan'la konuşuyorum ve diyorum ki kendine eziyet etmekten vazgeçmek zorundasın. Senin görevin Selen'i korumaktı ve bunu da çok güzel yaptın. O gün orada Selen'i değil de Cemil Beyi kurtarmaya çalışsaydın Cemil Bey asla affetmezdi seni. 
Korhan'ın büyük bir off çekmesi üzerine Tarık Bey hafif sert bir şekilde tuttu oğlunun kolunu.
__ Selen'in ilk başta seni suçlaması tamamen acısındandı, suçlayacak birine ihtiyacı vardı sadece...
__ Baba, biliyorum. Avutulmaya ihtiyacım yok!
__ O zaman kimsenin üzerine mükemmel olacaksın diye baskı kurma! Çünkü bunu kimse yapamaz, sen bile... Ayrıca biliyor musun, Fırat Beyin karısı biraz evvel neredeyse Birol'un elini öpecekti. Çünkü onun hayatını kurtardı.
Biliyordu zaten bunu, derin bir nefes aldı yavaşça. Kendisini yorgun ama her an patlayabilecek kadar öfkeli hissediyordu. 
__ Eve gitsem iyi olacak...
Tarık Bey Korhan'ın kolunu bırakınca Korhan hemen hastaneden çıkmak istedi ama duvara yaslanmış duran Birol dikkatini çekmişti. Dayanamayarak ilk önce yanına gitti Birol'un ve onun şaşkın, dik bakışları arasında ufak bir gülümsemeyle elini omzuna bıraktı.

__ Sen en çok güvendiğim adamlarımdan birisin… Kendine dikkat et.

Kor GibiDär berättelser lever. Upptäck nu