9. Bölüm

25.8K 1.1K 59
                                    

9.Bölüm

Kasım 2014

 __ Ee, nasıl geçti bu iki günlük tatil? Gerçi yaramış belli...
__ Yaradı dostum! Biliyor musun inanılmaz geliyor, tam 9 aydır evliyiz ama Çağla hala beni bir şekilde şaşırtmayı başarıyor. Bir bakıyorum... Yine ona hayran kalmışım! Yalnız şöyle de bir gerçek var ki 1 ay sonra tanışma yıldönümümüz olacağı için şimdiden başımın etini yemeye başladı. Bir unutursam beni gömecek, orası kesin!
Korhan gülümseyerek Alper'in gözlerin de ki ışıltılara baktı. 
__ Kadınlar... Her şeyi abartmakta üstlerine yoktur.
__ Abartı mı duymak istiyorsun? Çağla sana da mutlaka bir hediye almamı istiyor.
__ Ne?
__ Evet! Ne de olsa bizim tanışmamıza vesile oldun. Hem de midemi mahvederek! Gerçi bizim onu kandırdığımızı anladığında benim telefonlarıma günlerce çıkmadı ama...
__ Tamam, tamam. Karınla gurur duyduğunu biliyorum!
Doğru bir noktaya parmak basmıştı Korhan çünkü Alper yüzünde umursamaz bir gülümsemeyle tam belli etmese de Çağla'nın davranışlarıyla, ince düşünüşleriyle gurur duyuyordu ve tabii arkadaşlarıyla iyi anlaştığı için de çok memnundu. Ama bu Çağla üzerinden onunla dalga geçmeyeceği anlamına gelmiyordu. 
__ Peki, söyle... Bir ay sonra ne almamı istersin canım sana?
__ Bana bak, hele ki bir şey al... Ben de yüzünde güzel bir morluk oluşturayım!
Bunu söylerken Korhan'ın yüzünde zoraki bir gülümseme vardı. Alper onun halini incelerken ciddileşmişti yavaşça. 
__ Sen nasılsın?
__ Her zaman ki gibi harikayım! Gerçi babam köşesine çekildiği için tüm işler bana kaldı ama... 
__ Sanki bunu sen istemedin! Giderek işleri de büyütüyorsun, böyle giderse başını kaşıyamayacak hale geleceksin. O zaman rahatlarsın herhalde!
__ Ben hayatımdan gayet memnunum.
Alper elinde olmadan bir an başını salladı ama yalan söylediğini biliyordu. Çevresinde ki herkesi kandırabilirdi ama onu asla! O Korhan'ın gözlerine baktığı anda gerçeği görebiliyordu ve mutsuzluğunu kendisinden bile saklamaya çalışması canını sıkıyordu. Gerçi Korhan'ın bunu kendisine bile itiraf edebildiğini sanmıyordu. O kadar gururluydu ki hissettiklerini, hayal kırıklılıklarını düşünmemek için işine adıyordu kendisini. Sonunda…
__ Dün gece döndüğümüzde seni aradım aslında, dedi Alper asıl konuşmak istediği konuya sonunda girerken.
Ama duymadın sanırım. Bu sabahta kulağıma bazı şeyler geldi... Hülya'yla gece tiyatrodaymışsın. 
Korhan ona bakarken yüzünde aldırmaz bir gülümseme oluşmuştu.
__ Doğru, çok güzel bir oyundu. Tavsiye ederim!
__ Korhan... İnsanlar dedikodu yapmaya başladılar. Artık bunu önemsemiyor musun?
__ Hiç bir zaman önemsemedim ama dikkatliydim nedense! Ama bunun anlamsız olduğunu fark ettim. Hülya'ylayken kendimi iyi ve huzurlu hissediyorum. Bunu gizlemek için özel bir çaba harcamayacağım. Öyle bakma bana!
Alper öylece oturamayarak yavaşça ayağa kalkmıştı.
__ O kadının nasıl biri olduğunu ikimiz de biliyoruz.
__ Olabilir... Sonuç olarak o benim ona sağladığım avantajlardan memnun, ben de onun bana verdiklerinden... Ama bunu anlamanı beklemiyorum tabii ki!
__ O nedenmiş?
Bu öyle aptal bir soruydu ki Korhan içinde yükselen alevleri yansıtan koyu bakışlarını dikmişti Alper'in yüzüne.
__ Neden mi? Seni seven, isteyen içten ve sevimli bir karın olduğu için olabilir mesela! 
__ Bu şekilde onun canını yakmak istiyorsun aslında değil mi? İçten içe intikam alıyorsun.
Korhan koltuğunda ileri geri sallanmaya başlarken yüzünü buruşturdu kendinden emin bir şekilde.
__ Ahh hadi, canının yanıp yanmaması umurumda bile değil. Onu sevmekten vazgeçeli çok oldu. Zaten o da bunu sorun etmez, belki biraz gururuna dokunur o kadar. Ondan da çabucak kurtulacağına eminim!
Sözlerini ancak bitirmişti ki telefonunun çalmasıyla doğruldu hemen koltuğunda.
__ Evet, Mahmut...
__ Korhan Bey! Selen hanım merdivenlerden yuvarlanmış!
Asla beklemediği bu sözlerle Korhan bir an da başından aşağı kaynar sular inmiş gibi olmuştu! Hızla oturduğu koltuktan fırlarken hafif tıkanmış boğazını zorlayarak konuştu yavaşça.
__ N-nasıl olmuş? İyi mi şimdi? Bir şeyler söylesene be adam!
__ Merdivenlerden yuvarlandığını Gediz Bey görmüş ama bir şey yapamamış. Biz hemen doktoru çağırdık, şu an Ilgaz Bey ilgileniyor Selen Hanımla ama... Başının arkasında ciddi bir şişlik var ve bir türlü uyanmıyor.
Korhan karşısında endişeyle ayağa kalkmış Alper'i görmüyordu bile. İçinde ki endişeyle ne yapacağını bilemez bir halde yumruk yaptığı elini sertçe masasına vurmaya başlamıştı. 
__ Uyanmıyor... Ve siz hala onu evde mi tutuyorsunuz?
__ H-hayır. Ilgaz Bey ambulans çağırdı, emar çektirmek istiyor.
Emar, içinde derin bir sızı hissediyordu. Nasıl düşebilmişti, ya bundan sonra gözlerini açamazsa o zaman ne yapacaktı? Aklında binlerce soru vardı ama cevaplarını bilmiyordu. Eğer... Eğer kendisini bıraksaydı ayakları hemen koşmaya başlayacaktı biliyordu. Ama hayır, gitmeyecekti. Şefkatte, üzülmekte bir yere kadardı. Artık o kendisine bir anlam ifade etmiyordu. Hem yanına gitse ne faydası olacaktı, Selen zaten en  iyi hastaneye doğru gidiyordu. Yumruk yaptığı elini bir kez daha sertçe masaya vurduktan sonra derin bir nefes aldı.
__ Ilgaz Beye söyle, emar sonucu çıkınca mutlaka arasın beni.
__ Elbette efendim.
__ Korhan! Selen'e mi bir şey olmuş?
Korhan telefonu kapattıktan sonra attı masaya, tüm bedeni gergindi, oturmalıydı ama oturamıyordu bile! 
__ Neden hala buradasın?
__ Ne?
Kısık çıkmıştı sesi, Alper her zaman ki gibi onu çok iyi anlıyordu. Yüzünde ufak bir gülümseme ona uzanarak elini daha fazla acıtmaması için tuttu yumruğunu.
__ Hastaneye ben seni bırakırım, hadi...
__ Kahretsin!

Gediz kapıda öylece dikilirken hızlı adımlarla kendisine yaklaşan Korhan'ı ve Alper'i görünce doğrulmuştu hemen yerinde. Doğrusu Korhan'ın gelmesini beklemiyordu.
__ Selen nasıl?
__ Doktor sonuçları incelemeye gitti, birazdan gelecek... Yalnız Selen hala uyanmadı. Ama endişelenme, o güçlü bir kızdır.
Güçlü... Evet, doğruydu bu. Hiç bir şey söylemedi Gediz'e, sadece bir anlık tereddütten sonra kapıya uzandı ve yatağa özellikle bakmadan içeri girerek arkasından yavaşça kapattı kapıyı. Ama ona bakmaktan kaçamadı daha fazla...

Selen... Kocaman yatağın ortasında solgun bir melek gibi görünüyordu. Yüzü o kadar beyazdı ki Korhan yatağın kenarına yavaşça otururken bir an korktu elinde olmadan. Öylece uyuyor gibi görünüyordu. Güzel saçları yüzünün etrafını sarmış, dudakları hafifçe aralanmış... Her zaman olduğu gibi çok ama çok güzel ve narindi!
Korhan kalbinde bir yanma hissetti, ne kadar zamandır bakmıyordu ona? Unutmuştu zamanı, sadece... Ona bakarken ilk kez duygularından dolayı suçlamadı kendini, üzgündü!
Onunla ilgili umutlarını hatırlıyordu, evlenirken gizliden gizliye yaşadığı mutluluğu... Oysa şimdi dönüp baktığında tek bildiği şey hissettiği hayal kırıklılığının gücüydü.
Onlar... Aynı evde yaşayan, ayrı ayrı bir işkencenin, yalnızlığın içine hapsolmuş iki yabancıydı, başka bir şey değil!
Yine de dayanamadı Korhan ona öyle uzaktan bakmaya, yavaşça elini o kıvırcık güzel saçlara doğru götürdü. Saçlarına dokunan parmakları hafifçe titriyordu. Çok masumdu, çok çaresiz görünüyordu. Aralarında ne geçerse geçsin... Ona kıyabilmesi mümkün değildi. Ama sonra aklına birden o delirdiği tartışmalarından biri gelmişti, bakışları kendiliğinden sertleşirken elektrik çarpmış gibi çekti parmaklarını ondan!

__ Seni seven, ilgilenen bir eş olmamı nasıl bekleyebiliyorsun benden? Hayır, bunu beklemeye hakkın yok! Seninle evlenmeyi ben hiç istemedim sadece mecbur kaldım. 
__ Selen! Şunu sürekli tekrarlayıp delirtme beni. Daha bir ay evvel birlikte çok güzel günler geçirmiştik, ne değişti sonra? Birdenbire ne değişti? Oyun mu oynuyorsun benimle?
__ Oyun mu? Evet, o ilk gece bir hataydı! Duymak istediğin bu mu? Asla senin yanına, o odaya girmemeliydim kendi ayağımla. Seni sevmiyordum, sevmediğimi başka birine âşık olduğumu biliyordun üstelik. Bunu bilerek beraber oldun benimle. Şimdi beni mi suçluyorsun?
__ Hayır, dedi Korhan sonunda sesini alçaltıp Selen'in gözlerine vazgeçmiş, donuk bir ifadeyle bakarken.
 Suçlamıyorum. Anladığım kadarıyla asıl hayal kuran benmişim.
__ Sonunda anlamana sevindim. Çünkü asla seni sevmeyeceğim

__ Güzel… Zaten seviyorum deseydin o da yüzünün masumluğu gibi sahte çıkardı. Artık istemiyorum, ne seni ne de sevgini!

Selen’in yavaşça burnunu kıpırdatışı Korhan’ı kendine getirmişti. Hızla onu buz gibi yapan o anıyı uzaklaştırmaya çalıştı aklından ve Selen uyanmadan, hastaneye geldiğine bin kez pişman olarak çıktı odadan. Aynı an da doktorla çarpışıyorlardı neredeyse.

__ Korhan Bey… Gözümüz aydın bir sorun görünmüyor ama bundan emin olmak için yine Selen hanımın uyanmasını…

__ Uyanmak üzere.

__ Güzel, hiçbir sorun olmadığını tahmin ederek söylüyorum bir saat sonra onu evinize götürebilirsiniz.

Doğrusu uyanıkken onun yanında olma fikri, kısa süreliğine bile olsa hiç hoşuna gitmemişti. O yüzden elini cebine sokarken kararlı bir şekilde konuştu.

__ Aslında ben… Şirkete gitmeliyim ama onu aldırmak için birini göndereceğim. Yalnız sizden ricam buraya geldiğimi hiç bilmesin!

__ İstersen onu eve bırakabilirim, benim zamanım var.

Korhan elini teşekkür edercesine Gediz’in omzuna bıraktıktan sonra hiçbir şey söylemeden ayrıldı yanlarından. En güzeli, en zararsızı çalışmaktı. Çalışmak ve çalışmak…

Kor GibiWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu