63. Bölüm

15.6K 961 45
                                    

63. Bölüm

 

Selen Ecem'in yanında sere serpe uyuyuşunu seyrediyordu. Baş başa geçen günleri sona ermek üzereydi. Bu onu hem mutlu ediyor hem de düşündürüyordu. Yavaşça uzanarak telefonunu aldı eline ve resimler bölümüne girdi derin bir nefes alarak...

Ve aynı an da telefonu çalmaya başlamıştı. Gördüğü isim üzerine gözleri dolarken bir yandan dudakları gülümsüyordu. Hissetmiş miydi yoksa onu özlediğini?

__ Korhan...

__ Merhaba Selen, nasılsın?

Selen'in gülümsemesi solmuştu, Ecem'in yanından kalkarken konuştu yavaşça.

__ Ne oldu, bir sorun mu var?

__ Bu bir sorun mu bilmiyorum ama babanın evinden bazı eşyalar çıkarılmış bu gün...

Gözlerini kapattı bir an, nasıl bir hızdı bu böyle! Tek istediği ona söyleyeceklerini yüz yüzeyken anlatabilmekti ve onu geçiştirmek, ona yalan söylemek istemiyordu.

O yüzden,

__ Evet, bilgim var, dedi Selen huzursuzca.

Ama lütfen gelmemi bekle, hiçbir şey öğrenmeye çalışma. Sadece beni bekle, konuştuğumuzda anlayacaksın beni.

__ Ne zaman geleceksin?

Korhan'ın gerginliğinde ki artış sesine aynen yansımıştı. Bu öylesine fark ediliyordu ki selen konuştuklarında beklediği gibi bir tepki alamamaktan çekinmeye başlamıştı.

__ Beş gün sonra... Cuma sabahı.

__ Peki, sizi almaya gelirim.

__ Olur. Sevinirim...

Telefonu birbirine yabancı iki insan gibi kapatmışlardı ve aslında bu her ikisine de acı veriyordu ama Korhan daha büyük bir işkence içindeydi kuşkusuz...

Çünkü yeni belirsizlikler vardı karşısında ve Korhan'ın beklemeye tahammülü yoktu. Her ne oluyorsa hemen öğrenmek zorundaydı, bu sebeple hiç vakit kaybetmeden harekete geçmişti. Selen'in hafif telaşlı, huzursuz konuşması pek çok şeyi açıklıyordu ama emin olmak zorundaydı.

Ve emin olmak için çok beklemek zorunda kalmamıştı! Sadece bir gün sonra eve taşınan bebek odası eşyaları Korhan'ı deliye çevirmişti.

Selen kafasını toplamak için gittiği yer de düşünmüş taşınmış ve terk etme kararı almıştı öyle mi? Bir aptal gibi onun dönüşünü dört gözle beklerken hem de...

Üstelik yine sormadan, konuşmadan kendi kendine karar vermişti.

Bir de beni anlayacaksın diyordu telefonda! Neyi anlayacaktı ki?

Ecem'i alıp gitmesine izin verdiği için Selen her şeye anlayış göstereceğini sanıyor olmalıydı. Ama bu kadarı fazlaydı!

Kendisini durdurmak, Selen'i aramadan kimseye zarar vermeden onunla yüz yüze konuşabileceği zamanı beklemek gerçekten çok zordu.

Hırslıydı... Öfkeliydi!

Bu öfkenin sebebi Selen'i kaybetme korkusundan ileri geliyordu aslında ama korkmak yerine öfkelenmek Korhan için daha kabul edilebilir, daha alışık olduğu bir histi.

 O yüzden içinde büyüyen o ateş onu saldırganlaştırıyordu.

Neyse ki evinde bir spor odası vardı. Her gün belki de saatlerce oraya kapanıyor ve kum torbasına attığı yumruk ve tekmeleriyle rahatlamaya çalışıyordu ama bu mümkün değildi. Onu sakinleştirebilecek tek kişi Selendi... Tıpkı onu delirtebilecek tek kişinin de Selen olması gibi...

Kor GibiWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu