89. Bölüm

10.6K 661 37
                                    

89. Bölüm

1 Hafta Sonra

__ Hmm... Şu makarnanın güzelliğine bak!

Gerçekten de hakkı vardı Selen'in. Spagettinin üzerine domatesli, zeytinli çok güzel bir sos yapmışlar, üzerine de maydanozlar yerleştirilerek süslemişlerdi. Şüphesiz o sosun içinde daha önce hiç tatmadığı malzemeler de vardı. Selen İtalyan yemeklerinin müptelası olmak üzereydi ve Korhan bu durumla oldukça eğleniyordu. Hele Selen'in yemeğe inmeden evvel söylediklerini düşününce...

__ Aman aşkım... Makarna yani ben sana evde de yaparım!

Selen ağzında ki lokmayı yutarken Korhan'ın kendisini taklit etmesiyle elinde ki çatalı Korhan'ın eline doğru götürmüştü.

__ Sen benimle alay mı ediyorsun?

Korhan elini çekerken korkmuş gibi açmıştı gözlerini.

__ Olur mu hiç sevgilim, elimi yeme ihtimalin varken hem de!

__ Ya çok kötüsün! Ne yemişim ki ben...

Selen'in o dudak büzmesi yok muydu, dayanamıyordu o haline. Yüzünde tatlı bir gülümsemeyle masaya yaklaşarak parmağıyla Selen'i kendisine doğru çağırdı. Selen bir an nazlansa da Korhan'ın istediğini yapmıştı ve daha ne olduğunu anlayamadan dudaklarının bir an da o tatlı dudaklarla kuşatıldığını hissetti. İşte... Yine midesine o bilindik kramplar girmeye başlıyor, tüyleri ürperiyordu. Nasıl da tatlı, sıcacık... Ateş doluydu! Sadece öpmüyordu da... Ruhuyla sevişiyordu sanki!

Küçük bir öpücük niyetiyle başlayan ama giderek uzayan öpücüğe ancak son an da hakkıyla karşılık verebilmişti Selen. Tüm kanı alev alevdi! O yumuşacık dudakların dokunuşları her zaman öyle sıcak öyle etkili oluyordu ki dudakları birbirlerinden ayrıldığında hemen gözlerini açamamıştı Selen.

__ Seni çok seviyorum.

Korhan tüm kalbiyle fısıldayarak sarf etmişti o kelimeleri. Hala nefesleri birbirine karışırken Selen yavaşça araladı gözlerini... Onun o mavi bakışlarının derinliklerinde o kelimelerin anlamını bulmayı arzuluyordu! Ve istediği tam olarak karşısındaydı... O derin bakan, koyu bakışlar da... Bu öylesine değerliydi ki!

__ Ben de seni çok seviyorum.

Yavaşça gülümsedi Korhan, artık emindi ve kendini aşık olduğu genç kızı yeniden bulmuş gibi hissediyordu! Bu tazelenmek gibiydi... Öyle ki...

Roma'dan ayrılmayı kızını çok özlemesine rağmen istemiyordu. Daha doğrusu bir tarafı istiyor ancak korkuyordu! Aslında aynı şey Selen içinde geçerliydi çünkü ilk kez koca bir yedi gün hiç kavga etmemişler ya da hiçbir kötü olaya karışmamışlardı. İlk kez gerçekten her şeyden uzakta baş başa birbirlerini yaşıyorlar ve tadını çıkarıyorlardı. Ancak İstanbul'a dönünce sanki her şey tekrar yerle bir olacaktı!

Tabii bunu düşünmek, korkmak değil sadece o anların keyfini sürmeye çalışıyorlardı. Bu da çok kolaydı... Tüm gün el ele Roma'nın sokaklarında dolaşıyor, yeni yerler keşfediyor ve bol bol fotoğraf çekip anı topluyorlardı. Akşamları ise ayrı güzeldi. Daha baş başa ve çok daha romantik... Belki akşam şehir ayrı bir büyü kazanıyordu ancak Korhan ve Selen operaya gidip kendilerine bir müzik ziyafeti verdikleri o gecenin dışında akşam saat sekizden sonra odalarına çekilmeyi tercih etmişlerdi genel de.

Balkondan o koca şehrin manzarası eşliğinde sarmaş dolaş bir halde sohbet etmek... Odalarında istedikleri müzik eşliğinde diledikleri gibi özgürce dans etmek çok daha çekici geliyordu onlara. Bunun en önemli sebebi özlemdi ve her an el ele olmaya çalışmak çok sıcak, tatlı bir duyguydu.

Kor GibiWhere stories live. Discover now