66. Bölüm

16.1K 974 57
                                    

66. Bölüm

Selen elinde ki elmayı yiyerek çıkmıştı evinden, Salih Bey hemen bahçenin önünde her zaman ki ciddiyetiyle duruyordu. Gülümseyerek selamladı onu, artık alışmıştı evinde ki yabancılara, rahatsız olmuyordu. Bir an arabasına binmeyi düşündü ama çok saçmaydı, spor yapmaya giderken arabaya binmek... Vazgeçerek yürümeye başlamıştı ki hemen yanında ki evin kapısı açıldı. Daha kapıya doğru bakmadan biliyordu, kokusu dolmuştu sanki burnuna... Kalbi hızla atmaya başlarken başına sağa doğru çevirdi.

Evet, oydu! Gelmişti demek, uzak olmaya dayanamamıştı! Selen içine dolan mutlulukla gülümsemesini durduramamıştı.

__ Günaydın...

Korhan pencereden Selen'in çıktığını gördüğü için alelacele ayrılmıştı evden, nefes nefeseydi.

__ Günaydın... Siz de mi burada oturuyorsunuz?

Selen umursamaz görünmeye çalışarak elmasından bir ısırık aldı, diğer yandan sırt çantasını tutuyordu bir eliyle.

__ Ya, ne tesadüf değil mi?

__ Sahiden öyle... Siz de spora galiba?

__ Evet...

__ Aslında benim aklımda başka bir yer var, dedi Korhan yavaşça, içinden kabul etmesi için dualar ediyordu.

Bu gün bir doğa yürüyüşü yapmak istiyordum, sanırım siz de seviyorsunuz. Benimle gelmek ister misiniz?

Korhan'ın önceden hazırlık yaptığı o kadar belliydi ki! Her şeyden önce elinde büyük bir sepet vardı. Spor, kalın kıyafetler... Hatta fotoğraf makinesi...

__ Anladım... Yalnız ben sizi tanımıyorum ve sizin davet ettiğiniz ilk yer sanırım bir orman. Yanılıyor muyum?

Yanılmıyordu, nasıl düşünmemişti bunu? Her şeyi en ince ayrıntısına kadar planlarken bunun beraber ilk dışarı çıkışları olacağını nasılda gözünden kaçırmıştı!

Gözleri, "hadi ama Selen, yapma" feryatlarıyla yanarken dudaklarından çıkan kelimeler onunla beraber olmayı ne kadar çok istediğini anlatıyordu.

__ Aslında... Ben bu ara biraz yalnız hissediyordum kendimi ama sizi yıllardır tanıyor gibiyim. Bana güvenebilirsiniz...

Selen istese onu biraz zorlayabilirdi ama kıyamamıştı. Ve en önemlisi onu çok ama çok özlemişti. Hafifçe titreyen parmaklarını sırt çantasının sapına iyice kavuştururken hafifçe gülümsedi.

__ Peki... Ama nereye gideceğiz?

__ Sürpriz olsun mu?

Kesinlikle sürpriz olmuştu! Selen yukarı doğru çıkan virajdan arabayla ilerlerlerken pencereden dışarı bakamıyordu.

__ İnanamıyorum sana!

__ Şştt, korkma...

__ Söylemesi kolay, lütfen biraz daha yavaş gider misin? Uçurumdan düşmek istemiyorum!

Korhan'ın dayanamayarak gülmeye başlaması üzerine Selen sinirli bir bakış atmıştı ona.

__ Hiç komik değil. Ben buraya çok küçükken babamla gelmiştim bir kere ve burayı hatırlamamı sağlayan tek şeyde korkumdu.

__ Tamam, işte geldik... Son viraj!

Nihayet... Selen arabada indiğinde gerçekten çok rahatlamıştı. Korhan saf oksijeni ciğerlerine çekerken son zamanlar da hiç olmadığı kadar iyi hissediyordu kendisini. Sırt çantasını ve sepetini de yanına alarak bir solukta Selen'in yanına gelmişti.

Kor GibiWhere stories live. Discover now