46. Bölüm

17.6K 999 30
                                    

46. Bölüm

 

Hatırlamak… Anıların önünde yoğunlaşan o sis bulutunun yavaşça ortadan kaybolması her defasında farklı bir şekilde gösterir kendini. Bazen rüyalarına girer, bazen öylesine bir film seyrederken anılardan bir perde gelir gözlerinin önüne… Bazense daha her şey normalken bir şeyler olacağını hissedersin, değişik bir baş ağrısı gelir önce, sanki bir baskı bir yangın vardır aklının tam ortasında ve sonra bir ışık yanar gözlerinin önünde. Oradasındır… Sesler, yüzler… O anı yeniden yaşarsın.

İşte Selen’e en son olan tam olarak buydu. Gözleri dolmuş, dalgın bir halde Korhan’ı seyredip saçlarını okşarken kendiliğinden birkaç saniye içinde bir yanma hissetmişti başının derinliklerinde ve sonra…

 

__ Bu… Bu gerçek olamaz! İnanamıyorum. Nasıl yapabilirsin bunu ona? O seni ailesinden saydı, dostum dedi! Ona böyle mi karşılık veriyorsun adi, aşağılık herif!

Sinirinden titrerken tek istediği onun o iğrenç yüzüne bir tokat geçirmekti ama eli havadayken ani bir şekilde yakalanmıştı. O sırada…

__ Dostlukmuş, dedi Gediz tıslarcasına Selen’in kolunu çok da canını yakmadan geriye doğru kıvırırken.

Korhan dostluk hakkında ne biliyor ki? Ha… O bencil, düşüncesiz, aklını başarıya takmış asalağın teki!

__ Sen…

__ Beni dinleyeceksin, sana kocanı anlatıyorum seni aptal! O beni hep kullandı duyuyor musun, başarılı olmak için üstüme basıp defalarca geçti. Eğer gazetelere çıkıp kahraman ilan edilecek olmasaydı o insanlar için kılını bile kıpırdatmayacaktı!  Seninle neden evlendi sanıyorsun? Sevdiği için mi? Hayır… Sadece seni elde etmek istedi. Ondan uzak durmaya çalıştığın için, ona savaşması için bir neden verdiğin için evlendi! Ve sonuç… Kazandı! Senin aşkını kazandı. Her zaman ki gibi aşk konusunda da dört ayağı üzerine düştü. Emek vermeden kazandı ama buraya kadarmış işte!

Selen kalp atışları son raddesinde, karşısında ki adamdan tiksiniyor olmasına rağmen kolunu ondan kurtarmaya çalışmadı. Yüzünde gülümseme tam olarak gözlerine bakarken fısıldadı yavaşça.

__ Yalnızlığının, sevgisizliğinin acısını Korhan’a yüklemek işine geliyor değil mi? Ama gerçekleri söyleyeyim sana. Sen… Sevilmeyi hak etmiyorsun! O kadar kara bir kalbin var ki… Hak ettiğini yaşıyorsun! Sana acımıyorum bile…

Gediz tepkisizdi bu sözler karşısında, Selen onun hiçbir şey hissetmediğine inanabilirdi. Eğer şakağında ki o koca damar belirgin bir şekilde atmaya başlamamış olsaydı tabii!

Yine de Gediz kendisini kontrol etmekte çok başarılıydı. Her kelime kalbine saplanmışta olsa Selen’in sonunda kolunu çekip kendisinden kurtulmasına izin verdi ve gülümsedi. Şimdi sırada onun canını yakmak vardı.

__ Her neyse canım… Hayatında ki son bir yılının içine girmiş bir adam için daha fazla tartışmayalım. Bana kahve ikram etmeyecek misin?
__ S-sen… Sen ne dedin?

Selen’in korkuyla açılmış gözlerine karşı acımasızca bir adım attı ona doğru.

__ Hep onların planı ne merak etmiyor muydun? İşte söylüyorum. İstedikleri Korhan’ın iki yılını işkence içinde geçirip… Sonra da kısa yoldan cehennemi boylamasıydı.

Kor GibiTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang