6. Bölüm

27.1K 1.2K 24
                                    

6. Bölüm

 

__ Babacım...
__ Gel canım otur, ne zamandır konuşamadık seninle. Memnun musun hayatından?
__ On gün sonra finallerim başlayacak ve ben okula gidemiyorum. 
Cemil Bey hafif bir iç çekerek elini kızının saçlarına doğru götürdü.
__ Bitecek güzelim, bitmesi için her şeyi yapıyorum. Sen sadece Korhan'ın sözünden çıkma bu süre içinde olur mu?
Korhan... Midesinde bir kramp hissetmişti bu ismi duyduğunda. Hızla gözlerini babasından kaçırırken yine büyük bir öfke duydu içinde. Çünkü o deneyimsizliğinden faydalanmıştı, üstelik o öpücük Korhan'ın üstünlük sağlama isteğinden başka bir şey değildi. Neden onu itip uzaklaştıramamıştı ki kendinden? Bu çok utanç vericiydi!
__ Yüzün çok solgun görünüyor. Kendine hiç iyi bakmıyorsun.
Babasının sözleriyle irkilerek kendine gelirken bir an gülümsemeye çalıştı Selen.
__  Sadece gece uyuyamadım. Baba... Ona çok güveniyorsun değil mi?
__ Korhan'dan mı bahsediyorsun?
__ Evet...
__ Ben çok şüpheci bir insanım biliyorsun ama... O çocuk başka. Daha yirmi beş yaşında on iki kişinin hayatını kurtardı, hele en son… Kendini kurşunların önüne atarak küçük bir kızın vurulmasını engellediğini gazetelerden okumuştum.
__ Tanrım! P-peki... Ona bir şey olmuş mu?
__ Olmaz mı, iki kurşun çıkarmışlar vücudundan!
Selen inanamıyordu, damarlarında ki tüm kan donmuştu sanki. Onu kanlar içinde yerde düşünemiyordu, düşünmek istemiyordu! Gözlerinin dolmasına engel olmak için hemen kırpıştırdı kirpiklerini ve tuttuğu nefesi verdi yavaşça. Bu kadar cesaretli olabildiğine göre kocaman bir yüreğe sahip olmalıydı! Bu muhteşem bir şeydi, her ne kadar cesaretinden ürkmüş olsa da! 
__ Şimdi niçin seni özellikle ona emanet ettiğimi anlıyor musun? Gerçi sen sanırım biraz ondan rahatsız oluyorsun ama...
Babasına baktı bir an Selen.
__ Bunu... Nereden çıkardın ki?
__ Tabii ki o güzel yüzünden!
Şaşırmamıştı Selen, gözlerinden herkes her şeyi okuyabiliyordu ne de olsa. Ama bunu umursamıyordu o an! İçinde uyanan şefkat ve hayranlığın dalgalarını hissediyordu sadece. 
__ Hayır, kesinlikle rahatsızlık duymuyorum. Özellikle de şimdi!
Sesi biraz heyecanlı ve titrek çıkmıştı, onu anlarcasına gülümsedi Cemil Bey.
__ Buna sevindim. Bu arada birazdan Korhan gelecek, o zamana kadar evden çıkma. Benim artık işe gitmem lazım.
__ Zaten evde değil miydi?
__ Hayır, ama saat bir de dönerim demişti. Ben onun dakik olduğuna eminim. Şimdi bir öpücük ver bakalım babana…
Selen babasının yanağına ufak bir öpücük kondururken huzursuz olmuştu. Daha biraz evvel evde karşısına çıkmadığı içi mutluydu ama... Nereye gitmişti ki? Ne aptalca bir düşünce! Mutlaka ki onun da bir özel hayatı vardı. Hem de o kadar güzel öpüşmeyi öğrenebildiğine göre... Çok hareketli bir özel hayatı olmalıydı. Her neyse zaten özel hayatı onu ilgilendirmiyordu.
Babasının hazırlanmak için merdivenlere gidişine bir an baktıktan sonra hızla duran bir araba sesi duyarak hızlı adımlarla ulaştı pencereye. Gerçi biliyordu kimin geldiğini ama yine de o tanıdık arabayı görür görmez bir an kalbinin çarptığını hissetmişti Selen ve hemen merak ederek saate çevirdi gözlerini. Bire iki vardı, işte bu tam gerçekten ona yakışan bir davranıştı. 
Selen hiç gözlerini ayırmadan Korhan'ın arabasından inişini seyretti. Her zaman ki gibi güçlü, kendinden emin ve planlı görünüyordu. Yanına gelen güvenlik görevlilerini bahçenin arkasına doğru yönlendirmişti hemen. Selen ona bakarken ilk kez tüm iplerin onun elinde olduğunu hissetti. Haberi olmadan en küçük bir harekete bile katlanamayacak mükemmeliyetçi bir yapısı vardı. 
İstediği her şeyi yapabilen, elde edebilen, yenilgiye katlanamayacak bir adam... Karakteri yüzünde ki tek bir çizgiden bile anlaşılabilirdi, belki de onu çekici yapan şey buydu!
İşte yine düşünceleri saçma şeylere kaymaya başlamıştı. Şimdi düşünmesi gereken başka biri vardı. Ozan! Öğleden sonra geleceğini söylemişti. Şimdi önemli olan sadece bu olmalıydı ki öyleydi zaten!

Ama sonra... Saat 2 oldu, 3, 4, 5... Ozan öğleden sonra geleceğim demesine rağmen hala gelmemişti ve Selen pencerenin önünde oturuyordu. Korhan elinde ki gazeteyi bırakarak bir kez daha baktı ona. Hala aynı pozisyonda öylece pencereden bakıyordu ve oradan ayrılmaya niyetli görünmüyordu. Evet, başta Ozan'ın gelmemesi açıkçası onun hoşuna gitmişti ama artık siniri bozuluyordu. Çünkü Selen bir dakika unutmadan onu bekliyordu! Yüzünü yan olarak görebiliyordu ancak ama gözlerine giderek daha çok yerleşen o hüznü fark etmemek imkânsızdı. O adi herifi gerçekten gebertmek istiyordu!
Açıkça oyun oynuyordu Selen'le, o umurunda bile değildi ama umut veriyor, onu hayal kırıklılığına uğratıyordu. Allah bilir şimdi başka bir kızla birlikteydi! Eğer öyleyse hiç şaşırmazdı.
Ve sonra nihayet kımıldadı Selen ama telefonuna uzanmak için! Korhan abartılı bir şekilde nefes aldı o zaman. O zibidi de bu kadar önemli olan şey neydi ki? Adamın elle tutulur bir tane özelliği bile yoktu, üstelik böylesine güzel tatlı bir kızın farkına varamayacak kadar da aptaldı. İşte en dayanamadığı şeyde buydu, aptallıklar!
Bacağını sinirini yansıtırcasına sallamaya başlarken Selen'in telefonunu hırsla kapattığını gördü bu sefer. Adi herif telefonu açmaya gerek bile görmüyordu demek! 
Ama en azından Selen sonunda pencereden ayrılmıştı ama telefonunu pantolonunun cebine sokmaya çalışırken eli titriyordu. Korhan buna katlanamayarak bir an gözlerini başka bir yere çevirmişti ama hemen sonrasında duyduğu hızlı ayak sesleriyle hemen yeniden Selen'e baktı. Gözlerinde hayal kırıklılığı odadan çıkmak üzereydi.
__ Nereye gidiyorsun?
__ Dışarı! Bir mahzuru mu var?
Korhan hiç cevap beklemeden odadan çıkan Selen'in peşinden ayağa kalkmıştı hemen, onu yakalaması için iki büyük adım yetmişti hatta artmıştı bile. Selen'i kolundan yakalayarak onu durmaya zorlarken onun gözlerine kalkan bakışları karşısında çok kötü olmuştu içi.
__ Off bırak! Boğuluyorum anlamıyor musun, biraz hava alacağım. Sensiz!
__ Buna izin vermeyeceğimi biliyorsun.
Selen'in itiraz etmek için dudaklarını aralayacağını anladığı anda parmaklarını yavaşça yasladı dudaklarına.
__ O geri zekâlı hayatını tehlikeye atman için değmez!
Bal rengi donuk bakışlara bir tereddüt yerleşmişti sonunda, bunun sebebi kendisine sonunda hak vermesi miydi yoksa dokunuşunun etkisi miydi bilmiyordu ama o ikincisini tercih ederdi! Onun o güzel gözlerinden ayrılmadan parmaklarının altında ki o yumuşacık dudakları hissetmek çok ama çok tatlıydı! İstemese de zorlanarak yavaşça çekti parmaklarını teninden. Aynı an da Selen onu önemsememeye çalışarak titrek bir nefes aldı içine.
__ O zaman gidelim mi?

__ Burayı bilmiyordum, çok güzelmiş...
__ Aslında içimden geçen başka bir yerdi ama...
__ Öyle mi?
Korhan öylece denizi seyreden Selen'e bir an baktıktan sonra konuştu umursamaz bir ifadeyle.
__ Benim her zaman gittiğim spor salonunda çok güzel kum torbaları var.
Selen şaşkınca bakışlarını ona çevirmişti, tıpkı Korhan'ın istediği gibi!
__ Ne yapacağım ben kum torbalarını?
__ Küçümsememelisin, çok işe yarıyorlar. Kızdığın adamı kum torbasının yerine koy ve tüm hıncını al. Bence buna ihtiyacın var!
Belli belirsiz gülümsemişti ona Selen, bakışlarında kayıtsız sıcacık bir ilgi vardı.
__ Hep öfkeni bu şekilde mi atarsın?
__ Sanırım ruhumda var.
__ Galiba, dedi Selen bunu kabul ederek ve dayanamayarak küçük bir aranın ardından konuştu yeniden.  
İlk başta senin gibi birinin neden bu işi yaptığını anlamamıştım. Yani babasının güvenlik şirketinde rahat bir koltukta oturmak varken kimse kendini tehlikenin içine atmazdı.
İşte bu yorum Korhan'ın ilgisini çekmişti, kendisi hakkında ne düşündüğünü öğrenmek istercesine baktı ona.
__ Yani?
__ Bilmiyorum sadece... Bu delice ama çok hoş.
Korhan'ın dudaklarında çekici bir gülümseme belirmişti. Böyle bir şeyi ondan duymayı beklemiyordu. Hele ki dün geceden sonra...
__ Benim için de hayatını tehlikeye atar mıydın?
Bu sefer şaşıran Korhan'dı. Selen'in yüzünde yavaşça gözlerini gezdirirken içinde bir şeylerin alev aldığını hissediyordu. İstediği gibi davranabilse onu kendisine çekip sımsıkı sarılır hatta onu içine, kalbinin içine alırdı ama hayır, onu içine alırsa öpemezdi! 
__ Evet... Hem de gözümü kırpmadan.
Sesi kısık çıkmıştı. Selen'in gözlerini yavaşça kendisinden kaçırışını izlerken cevabından hoşlandığını biliyordu. Selen sonunda yeniden çevirdi gözlerini ona...
__ Yine de... Sakın bunu abartma olur mu? Eğer benim yüzümden başına bir şey gelirse... Çok kötü olurum.
Dayanamadı artık Korhan! Küçük bir kahkaha atarken Selen'in o şaşkın hali onu daha da güldürüyordu!
__ Komik bir şey mi söyledim?
__ Hayır, ama bana kur yapıyorsun!
__ Ne? H_hayır! Asla!

__ Farkında değilsin ama yapıyorsun.

__ Bence sen her şeyi işine gelecek şekilde anlıyorsun!

Selen’in bakışlarında ki utangaç öfke kıvılcımlarını hayranca seyrederken Korhan’ın yüzünde ki gülümseme silinmişti yavaşça. Selen çok güzeldi! Kalbi, ruhu… İçten sıcaklığı, hemen yüzüne yansıyan duygularıyla çok ama çok güzeldi! Ve tadını da biliyordu. Çok tatlıydı, hele dudaklarının titreyişini dudaklarında hissettiğinde… İstediği kadar inkâr edebilirdi ama etkileniyordu o da! Şimdi gözlerinde erimek üzere olduğunu söyleyen o bal rengi gözler söylüyordu bunu…

__ Kalkalım mı artık?

 

Sessiz geçen araba yolculuğunun ardından Korhan arabasını evin önünde durdururken fark etti yine onu. İşte bu çok garipti! Bu adamın kesinlikle bir saate ve bir beyne ihtiyacı vardı! Çünkü doğum günün de olduğu gibi yine geç kalmış ve yine bir kapının önünde Selen’i bekliyordu. Sinirlerini bozmamaya gayret ederek Selen’in yüzünde ki küçük tebessümü izledi. Selen hemen emniyet kemerini açarak arabadan inmişti.

__ Dur, bir dakika…

Selen hızlı adımlarla Ozan’a doğru giderken Korhan hafif bir iç çekerek indi arabasından ve işte o zaman bir an kanının donduğunu hissetti! Çünkü ara sokaktan fırlarcasına bir araba çıkmıştı. Korhan hızla Selen’e koşarken yapabileceği tek şey bağırmaktı!

__ Yere yatın, çabuk yere yatın!

Canlarım... Yorumlarınız benim için çok önemli... Benden eksik etmezseniz çok sevinirim. Teşekkürlerr:))

Kor GibiOnde as histórias ganham vida. Descobre agora