Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)
*
"Elena Chris," dedi Shann korku, acıma ve beni alıştırmaya çalışma duygularını bir kenara bırakıp ciddiyetle yeniden sözü alarak. "Geçen senenin ortasından beri Caroline ile birlikte."
Ciddi olup olmadıklarını anlamak için hepsinin yüzüne tek tek baktım. Hepsi de gayet ciddi duruyordu. "Şaka yapmıyorsunuz," dedim şok içinde.
"Böyle bir konuda şaka yapmayız," dedi Lily.
"Caroline ve Chris gerçekten..." Anlık bir tepki olarak elimle ağzımı kapattım. Caroline'ın sevgilisi beni öpmüştü! Sanki çok geç değilmiş gibi dudaklarımı Chris'ten korurcasına dudaklarımı kapattım.
Tam da her şeyin düzelmeye başladığını düşünürken. Tam da artık her şeyin daha güzel olacağını düşünmeye başlarken.
Chris bana bu nasıl yapabilmişti? Daha da önemlisi; Chris'in bana bunu yapmasına, ben nasıl izin vermiştim? Aslında biliyordum. Chris'in beni gerçekten görebildiğini düşünmüştüm. Onun benim ruhumu görebilen ilk insan olduğunu düşünmüştüm. Bana değer verdiğini düşünmüştüm. Hem de sadece ben olduğum için. Elena Shephard olduğum için. O yüzden çok kısa süre içinde bırakıvermiştim kendimi. Ama yanılmışım işte. Eğer Chris o olsaydı, eğer beni gerçekten görebilseydi, böyle bir şey yaşatmazdı bana.
Taşlar yerine oturmaya başlıyordu artık. Chris'in sürekli sessizce ve kimseye görünmeden yanıma gelmesi, birlikte olduğumuzu kimsenin bilmesini istememesi... Muhtemelen sürekli ortadan kaybolması da bir görevi olduğu için değildi. Onu Caroline ile görmemi engellemek içindi. Ama neden? Neden yapmıştı ki böyle bir şeyi? Lermont için, Orién için değerli olduğumu biliyordu, öylesine eğlenmek için yapmazdı bunu. Yapar mıydı? Ne kadar tanıyordum ki onu? Kaç gün olmuştu henüz onunla tanışalı?
"Chris geçen sene kız arkadaşının öldüğünü söylemişti. Bunun hakkında bir şey duymuş muydunuz?" diye sorduğumda şaşırdılar. Benden böyle bir tepki beklemiyorlardı.
"Evet, ben duydum," dedi Kathy.
"Ama bundan pek bahsedilmiyor," dedi Lily. "Bu yüzden dolayı baş sürtüğün gazabına uğramaktan korkuyorlar. Yani Caroline'ın."
Cevap vermedim. En azından Chris bazı şeyler hakkında yalan söylememişti.
"Ne yapacaksın?" diye sordu Shann yumuşak sesi ile.
"Aklı ile duyguları arasında kalmış bir insan ne yaparsa onu yapacağım," dedim.
"Duyguları mı?" dedi Amy. "Ondan hoşlanıyor musun?"
"İşin asıl kötü yanı da o." Yüzümü sıvazlayıp, saçlarımı geriye attım. "Sadece duygularım ve mantığım birbirine karışmış değil. Kendi aralarında da karışmış durumdalar."
"Ne olursa olsun sana destek olacağımızı biliyorsun değil mi?" dedi Claire.
"Biliyorum," dedim minnetle. "Hayatımda başıma gelen en güzel şeysiniz siz."
Şimdiye kadarki en sessiz yemeğimizi yerken-daha doğrusu ben yemeğimle oynarken- gözüm sürekli Chris'i arıyordu. Birkaç gün ortada olmayacağını söylemişti ama bir umut bakıyordum yine. Bir yandan da sevgili baş sürtüğün öldürücü bakışlarını takmamaya çalışıyordum. Bana ciddi anlamada takmıştı ancak beni öldürmediği sürece, gözünün önünden çekilmeyecektim.
Yemek faslından sonra odada kızların yardımı ile ilaçlarımı sürüp sargımı değiştirdim. Kızlar konuşmak istese de bugünlük bu konuda konuşmayacağımı söylediğimde, ilk kez erken saatlerde herkes odalarına dağıldı.
YOU ARE READING
Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜL
FantasyKülkedisinin prensese değil, Anka'ya dönüşme hikayesi. Sonsuzluğa kanat çırpan otuz kuşun öyküsü.| Elena'nın hayatı, ruhu farklı bir boyuta çekilene dek; ev, iş ve ailesini kaybettiği yangını gördüğü kabuslardan ibaretti. Samantha; tanımadığı bir...