48.Bölüm

30.9K 3.2K 577
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)

**

Binlerce insan tribünleri doldurmuştu. Bizi gördükleri anda ayağa kalkıp alkışlamaya başladılar.

Ormanın girişiyle seyircilerin arasında büyük bir alan vardı. Bütün takımlar o alanda tribünlerin tam karşısına tek sıra halinde sıralandı. Takımları birbirinden, bayrakları tutan askerler ayırıyordu.

Samantha biraz öne çıkıp seyircilere doğru konuşmaya başladı.

"Sevgili Orién halkı! Hepiniz geleneksel Lermont Oyunları'na hoş geldiniz!"

Alkışlar, ıslıklar.

"Umarım öğrencilerim onlara her daim gösterdiğiniz sevgi ve saygıya layık olabilir, farklı şehirlerden sırf oyunları izlemek için gelen misafirlerimize güzel beş gün yaşatabilirler."

Farklı şehirlerden insanlar sırf bizi izlemek için mi gelmişlerdi yani? Samantha eliyle birinin gelmesini işaret ettiğinde elinde bez bir torbayla ufak bir kız gülerek yanına geldi. Koşarken dalgalı şekil verilmiş altın sarısı saçları yaylanıyordu. Bu yaşında bu kadar güzelse kim bilir büyüyünce nasıl güzel olacak diye düşünmeden edemedim.

"İzninizle sizi daha fazla bekletmeden, karşılaşacak takımları belirlemek ve hemen oyunları başlatmak istiyorum."

Tekrar alkışlar.

"Bugün karşılaşacak takımlar!"

Elini torbaya atıp bir kağıt çekti. Biz değildik. Diğeri de biz değildik. Caroline'ın ejderhaları çok zayıf bir takımla eşleşmişti. Onlar için endişelenmiştim doğrusu. Samantha on ikinci ve bugünün son takımını belirlemek için elini torbaya attı. "Kaplanların karşısına..." Kağıdı çıkarıp okudu. " ...Ankalar çıkıyor!"

Bizde öyle bir şans vardı ki, başkası beklenemezdi zaten. Çok güçlü bir takımla eşleşmiştik.

Diğer kaptanların yaptığı gibi bir adım öne çıktım. Karşılaştığımız takımın kaptanı da bir adım öndeydi. Ona doğru baktığımda onun da bana baktığını gördüm. Gülüyordu. Karşısına bizim çıkmamızdan memnundu. Ben de güldüm. O aşağılayan gülüşünü oyun sonunda göremeyeceğiz diye geçirdim içimden. Umarım...

Karşılaşacak ilk takımlar dışındaki herkes, bizim için ayrılan tribüne geçti. Caroline'ın takımı ilk karşılaşmaydı. Tribünün ahşap duvarın önüne, benchler yerleştirilmişti. Broşlarını kaptıran takım oyuncuları, sonucu orada bekleyecekti anlaşılan. Yerlerimize oturduğumuzda iki takıma da bir şey içirdiklerini gördüm.

"İçtikleri şey ne?" diye sordum yanımda oturan Nate'e.

"Kimsenin ölmemesi için güçleri sınırlandırır."

İki takım da hazır olunca, biri alanın bir ucuna diğeri de öbür ucuna gitti. İşaret fişeği ateşlenince ikisi de alkışlarla ormana girdi.

*

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now