KADER ATEŞİ / 28. BÖLÜM

29.2K 3.1K 1.7K
                                    

Selamlar. Bölüme geçmeden önce sizinle çok önemli bir konuyu paylaşmak istiyorum. 

Geçtiğimiz günlerde Orién 15. sıraya yükseldi ve yükselmesiyle düşmesi bir oldu. Orién'den çok daha az okunan kitaplar günlerce ilk 20'de kalabiliyorken bizim ilk 20 serüvenimiz yalnızca 1 gün sürdü. 

Bunun en büyük nedeni yorumlar. O kitaplara tek bölümde 800-900 yorum geliyor. Bunu biz de yapabiliriz. Geçtiğimiz bölümlerde yalnızca 3-4 kişi 400 yorum yapmıştı çok zor değil :) 

Hadi hep birlikte kitabımızı yeniden ilk 20'ye hatta ilk 10'a sokalım :) Finale adım adım yaklaşırken bunlar son şanslarımız. 

Orién'i hep birlikte eski günlerine döndürelim :) Final yapmadan görmek istediğim tek şey bu :)

Bunun dışında son bir şey eklemek istiyorum.

Sizi seviyorum :)

**

Uyandığımda Nate yanımda değildi. Saat henüz erken olmasına rağmen güne çoktan başlamıştı anlaşılan. Sarayda hep böyle erken mi uyanırdı acaba?

Üzerimi değiştirmek için odama indim. Yatağımın üzerine giyebilmem için yeni kıyafetler bırakılmıştı. Lermont'a elbiselerle gitmeyeceğimize sevinmiştim. Ayrıca kahvaltım da hazırlanmıştı.

Üzerimi değiştirip kahvaltımı yaptıktan sonra kızların odasını dolaştım. Herkes dün geceden bahsediyordu. Lucas ve Amy'den, kral ve kraliçeden, Nate ile dansımızdan, Samantha'nın dönüşünden ve daha bir sürü konuda konuşuyorlardı. Onları dinliyor gibi davranma gereği bile duymuyordum. Enteresan bir şekilde onlar da bana neyim olduğunu sormuyordu.

Bir süre sonra odaya bir kütüphane görevlisi gelip bizimle konuşmak istedi. Shanny, Lily, Amy ve benim güçlerimle ilgili en ufak detayı dahi not alarak yanımızdan ayrıldı. Onun ardından kraliçe Joelna geldi. Ona her şey için teşekkür edip Lermont'a dönmek için saraydan ayrıldık. Dönerken bizim için kraliyet ailesine ait arabaları hazırlatmışlardı.

Joelna, çok yakında Nate ve çocukların önemli mevkilerde görev almaya başlayacağı için çok meşgul olduklarını söylemişti. O kadar meşgullerdi ki, bize hoşça kal demek için bile çıkamamışlardı. Belki biraz hassas davranıyordum ama Nate'in yalnızca birkaç dakikalığına da olsa gelmesini isterdim. Lermont'a ne zaman dönecekleri ve hatta dönüp dönmeyecekleri bile belli değilken –ki kraliçenin söylediğine bakılırsa dönmeyeceklerdi- birkaç dakikasını bana ayıramaması beni üzmüştü.

Okula döndüğümüzde kızlar takılmak için yemek salonuna geçerken, ben duş almak için geçici odamıza döndüm. Kendi odamız hala kullanıma hazır hale gelmemişti. Nedense her şeye rağmen orayı özlüyordum. Hem yaşananlarda odamızın bir suçu yoktu ki... Orası bizim gözyaşlarımıza, kahkahalarımıza şahit olmuştu. Bizim için Orién'deki en özel yerdi.

Odaya girdiğimde önce içinde ailemin fotoğrafları ve annemin mektupları olan kutuyu dolaba koydum. Onların güvenliği şu an benim için en önemli şeydi. Üzerimdeki her şeyi ağır hareketlerle çıkarıp, duşa girdim. Sadece soğuk suyu açtım. Buz gibi su bir anda başımdan aşağı döküldüğünde irkilmedim bile. Vücudum ve çenem titrerken ben aslında öylece duruyordum. Aslında su bana dokunmuyordu. Üzerimden akıp gidiyordu sadece.

Soğuk suyu kapatıp, sıcak suyu açtım. Her saniye su daha da ısınırken yere çöktüm. Dizlerimi kendime çekerek kolumu bacaklarımın etrafına doladım. Su o kadar ısınmıştı ki, tenimin yandığından emindim ama hissetmiyordum. Sadece biliyordum bunu.

Gözlerimi kapatıp yangını düşündüm. Görmem gerekiyordu. O gece neler olduğunu görmem gerekiyordu.

"Hadi," diye fısıldadım, kendi kendime, gözlerimi sımsıkı kapatıp beklerken. "Hadi," dedim tekrar. Sanki gözlerimi ne kadar sıkı kapattığımın bir önemi varmış gibi tüm gücümü göz kapaklarımda kullanıyordum. "Ben kaderim."

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now