KÜL| 19. Bölüm

18.6K 2.1K 167
                                    

Oy vermeyi unutmayın lütfen. Alabildiğimiz tek karşılık oylar

Bella gelmemizi işaret ettiğinde bahçenin diğer tarafına dolaştık. Oradan yine Bella'nın yardımı sayesinde aynı bahçe duvarını paylaşan arka taraftaki evin bahçesine atladık. Bu taraftaki evlerin önünde bir yol, karşı tarafında orman vardı. Yolu geçtiğimiz anda ormana dalıp izimizi kolaylıkla kaybettirebilirdik. Bella ön tarafı kontrol edip gelebileceğimizi işaret etti. Ön bahçeye çıktığımızda yere çökerek hareket ettik. Bahçe kapısının yanına, bahçenin yan duvarına sırtımızı yaslayarak sıralandık. Saat çok erken olduğu için insanlar uyuyordu ve bu da bizim işimize geliyordu. Kaçmaya çalışırken bizi görüp askerlere haber verme olasılıkları düşüyordu.

Bella kafasını hafifçe çıkarıp yolu kontrol ederken, "Burada bir tane asker yolu gözetliyor," dedi. Hızla geri çekildi. "Evden çıktılar, diğer eve geçiyorlar." Bir süre bekleyip tekrar baktı. "Eve girdiler. Yolu kontrol eden askerin dikkatini farklı bir yöne çekmek zorundayız."

Bakmak için öne doğru hareketlenip, "Bir şey yapabilirim belki," dediğimde, Bella kolunu önüme uzatıp beni durdurdu. "Gücünü acil durumlara sakla, çok yorgunsun zaten. Ben hallederim."

Açıkçası ben de mecbur kalmadığım sürece gücümü kullanma taraftarı değildim. Bella eğilip askeri tekrar kontrol etti. "Yan evin bahçesindeki ağacı sarsabilirim. Kontrol etmeye gittiğinde çıkarız."

Birkaç saniyelik gergin bekleyişten sonra, "Gidelim," deyip ayağa kalktığında hepimiz ayaklandık. Koşarak yolu geçip ormana girdiğimizde, Bella, "Siz devam edin,"dedikten sonra durdu. Koşmayı bırakıp ben de onunla durdum. "Ne saçmalıyorsun acaba?"

Diğerleri fark ettiğinde onlar da durmuştu.

"Peşimizden gelip gelmediklerini kontrol edeceğim, siz gidin," bir yandan geri geri yürüyerek bizden uzaklaşırken. "Gelen olursa haber gönderirim bir şekilde. Hadi!"

Başka bir yerde olsak buna müsaade etmek çok zor olurdu ama orman Bella'nın alanıydı. "Biraz uzaklaşıp seni bekleyeceğiz," dediğimde onu bırakıp tekrar koşmaya başladık. Anka bir kez daha ayrılıp dörde bölünmüştü.

Lily'den destek alsa da koşmakta zorlanan Elnil'in elini tuttum. Acaba onlardan bize katılmalarını isterken yanlış mı yapmıştım? Onları korumak istiyordum, bize yardım ettiklerini gören birileri olduysa başları belaya girerdi. Ama bu hallerini gördüğümde onlara kötülük etmişim gibi hissediyordum. Birkaç dakika daha geçtikten sonra herkesi durdurup, "Biraz dinlenelim," dedim. Hızlı nefeslerle yere oturup soluklandılar. Nefeslerinin düzene girmesini bekleyip, "Buluşma yeri neresiydi?" diye sordum Hanru'ya. Şu örgüte bir an önce gidip dinlenmek ve aklımın almadığı bazı şeyleri netleştirmek istiyordum.

"Bu taraftan dümdüz gidersek orman yoluna çıkacağız," dedi Hanru, sol tarafı işaret ederek. "Orman yolunda onları beklememiz gerekiyor. Durup beklemeyecekler, sadece yol üstünde olursak bizi alacaklar. Orada olmazsak bizsiz gidecekler. Ne olur ne olmaz diye kim olduğunuzu söylemediğim için tek yapabildiğim buydu."

"Bizim için yaptıklarınız inanılmazdı," dedim, minnetle.

"Keşke daha fazlasını yapabilseydik."

Dinlenmeleri için biraz daha zaman verdim. Nefesleri düzene girdiğinde, "Ne kadar vaktimiz var?" diye sordum. Şu an için elimizde olan tek şansı kaçırmak istemiyordum.

"Birkaç dakikaya kadar yola koyulsak iyi olacak."

Dönüp Bella'nın bizden ayrıldığı tarafa doğru baktım. Birkaç dakikaya gelmeliydi. Diğerleri gibi yere oturdum. Beklerken dakikalar geçti ama Bella'dan en ufak işaret yoktu. Ne geleceğine ne de askerlerin bizi takip ettiğine dair. Shanny yanıma geldi. "Bella'yı kontrol etmeye gideceğim Elena. Siz devam edin."

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLOnde histórias criam vida. Descubra agora