16.Bölüm

44.4K 3.7K 922
                                    

OY VERMEYİ UNUTMAYIN LÜTFEN :)

*

Kapının sertçe açılması ile uyandığımda gözlerim hemen Bella'yı aradı. Aynı yerinde duruyordu ve o da benim gibi sese uyanmıştı. İçeri uzun boylu ve kalıplı iki adam girdi. Ağızlarını ve burunlarını kapatan bez parçalarından, onların da bizim gibi oldukları anlaşılıyordu.

İkisi kapıda durup bize doğru bakarken, biri başıyla beni işaret ederek, "Yeni olan bu mu?" diye sordu. Diğer adam onay verince bir küfür salladı. "Bir de bununla uğraşacağız, geri zekalılar! Bir şey bildiği yoktur bunun daha. Sen çık," dedi kafasıyla işaret ederek.

Beklenen adam gelmişti yani. Peki ya bizim beklediklerimiz neredeydi?

Diğeri kapıyı arkasından kapatıp çıktığında, adam Bella'nın önüne çöktü. O kadar kalıplıydı ki, Bella karşısında bir çocuk kadar küçük kalmıştı. "Uzatmayacağım", dedi gür sesi ile. "Söyle bakalım, Lermont'un ve sarayın gizli geçitleri nerede?"

Bella tam karşı çaprazımda olduğundan onu rahatlıkla görebiliyordum. Soğuk bir şekilde gülüp cevap verdi. "Ben nereden bilebilirim?" Hemen arkasından tamamen ciddileşerek, sesini yükselterek devam etti. "Basit bir öğrenciyim ben! Geri zekalı adamlarına söyle, bundan sonra daha bilgili kişiler kaçırmayı denesinler."

Adam saniyesinde sert bir tokat indirdi. Bella, dudağı patlayınca ağzına biriken kanı adamın suratına tükürdü. Bu sefer bir de diğer taraftan bir tokat yediğinde yana doğru, omzunun üzerine yere düştü. Adam Bella'nın kıyafetinin yakasından tutup sertçe çekerek, yeniden oturmasını sağladı.

"Son defa soruyorum, gizli geçitler nerede?"

"Öyleyse ben de son defa cevap veriyorum," dedi ve sonraki her bir kelimesini tane tane ve üzerine vurgu yaparak söyledi. "Benden. Asla. Bilgi. Alamazsın."

"Geçitlerin nerede olduğunu biliyorum ama söylemem diyorsun yani?"

Bella aynı soğukluk ile gülerek, "Belki biliyorumdur," dedi.

"İşkence görmek istiyorum diyorsun?"

Bella gözlerini adama dikip cevap verdi. "Lermont'a ihanet etmektense, işkence çekerek ölmeyi yeğlerim."

"Bundan,sorumun cevabını bildiğin anlamını çıkarıyorum," dedi adam. Bella umursamaz şekilde omuzlarını kaldırınca, adamın ona bir kez daha vurmasını bekledim ama o gülmeye başladı. "Ölebileceğini mi sanıyorsun?" Korkutucu bir şekilde bir anda gülmeyi keserek, sert bir şekilde devam etti. Duruşunda, bakışında, ses tonunda psikopt bir haz yüklüydü. "Sana öyle işkenceler yapacağım ki, parçalanmış suratın ile insan içine çıkamayıp, kendi kendini öldüreceksin. Ben ise öğrenmek istediğim bilgileri, çoktan çığlıklarının arasından söküp almış olacağım."

Bella kafasını dikleştirip konuştu. "Lermont'a ihanet etmediğim için parçalanan suratımı gururla taşır, herkese sergilerim!"

Adam bu sefer yumruk atınca, Bella yere yığıldı ve kıpırtısız orada kaldı. Ona seslensem de cevap vermedi.

"Bella! Bella iyi misin? Bella!"

Adam sağlam adımlarla bana doğru yürüdü. "O küçük fahişe ayılana kadar seninle idare edeceğiz," dedi karşıma çökerken. "Sen bundan daha akıllı duruyorsun. Kısa süredir burada olduğunu da biliyorum. O yüzden nazikçe ve sakin bir konuşma olmasını diliyorum tamam mı? Söyle bakalım, gördün mü bir şey?"

"Kısa süre önce geldiğimi biliyorsan, herhangi bir bilgim olmadığını da biliyorsundur. Ayrıca senin de söylediğin gibi; geçitler gizli ve kim bilir nerede. Ben nasıl bilebilirim?"

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now