18.Bölüm

55.7K 3.7K 1.3K
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)

*

Tüm öğleden önceyi etrafımda konuşulanları dinliyormuş gibi yaptıktan sonra, öğleden sonra doğruca Samantha'nın yanına gittim.

Beni gördüğünde şaşırmıştı. "Bu saatte neden buradasın. Bir şey olmadı ya?"

"Aslında öğleden sonra Binicilik dersimiz var ve benim bacaklarım hala iyileşmediği için bugünlük girmemenin daha iyi olacağını düşündüm," dedim, Samantha'nın bahane uydurduğumu anlamamasını dileyerek. Yalan söyleme işinde ciddi anlamda kötüydüm.

Samantha gülümseyerek, "Bir seferlikten bir şey olmaz," dediğinde, ayağa kalkıp ona sarılmamak için kendimi zor tuttum. O da her zamanki gibi koltuğundan kalkıp, karşımdaki koltuğa oturdu. Benimle konuşurken böyle davranmasını seviyordum. Bu şekilde okul müdürü ile değil, gerçekten sevdiğim biri ile konuşuyormuşum gibi hissediyordum.

"Anlat bakalım," dedi Samantha. "Nasılsın? Nasıl hissediyorsun?"

Dirseğimi koltuğun koluna yaslayıp, çenemi avucuma yasladım. "Aslında bugün kendimi berbat hissediyorum," dedim düşünceli bir tavır ile. "Ama bunun kaçırılmam ya da yaralarımla bir ilgisi yok. Özel bir durum diyebiliriz."

Samantha bu sefer anlayışla gülümsedi. "Sizin yaşınızdayken hep öyledir. Çok fazla kafana takmamalısın."

"Öyle yapmaya çalışıyorum." Başımı elimin üzerinden çekip, yeniden dik bir şekilde oturdum. "Aslında bugün yanına gücüm ile ilgili konuşmak için geldim. Chris dört elemente sahip olabileceğimi söylüyor."

Samantha önce biraz şaşırsa da, hak verircesine başını salladı. "Olabilir tabi. Tarihte dört elemente sahip kahinler vardı. Peki neden böyle düşünüyor?"

"Öncelikle, ilk başta bende ateş elementi hissedip, sonrasında hiçbir şey hissetmemesine bağlıyor bu durumu," dedim Chris'in söylediklerini, yüzünü gözümün önüne getirmemeye özen gösterip düşünerek. "Ve benim elementimi hala hissedemememin nedeni de bu olabilirmiş."

"Kaçırıldığınızda yarattığın patlamadan sonra, elementini hissedebildin mi?"

"Hayır. Hala olması gereken yerde yokmuş gibi. İçimde bir güç barındırdığımı hiçbir şekilde hissedemiyorum."

"Elementini kullanamaman normal olsa da, şimdiye dek onu hissetmen gerekirdi. Eğer dört elemente de sahipsen, bu hissedememeni normal yapar."

Samantha'nın, Chris'in söylediklerini onaylaması ile sanki ilk defa gerçekten nefes aldığımı hissettim. Güçler söz konusu olduğunda, kendimi tam anlamıyla işe yaramaz hissediyordum. Eğer dört elemente sahip olmam Samantha'ya mantıklı geldiyse, gerçek olabilirdi. Ancak bu durum işleri daha da karışık hale getiriyordu. Ben sadece ateş ile baş edemezken, diğerleri ile nasıl baş edebileceğimi bilmiyordum. "Eğer sandığınız gibiyse, ne yapmam gerekiyor?" diye sordum umutsuzca. Az önce aldığım rahat nefes hissi, saniyeler içinde yok olmuştu.

"Eğer düşündüğümüz gibi dört elemente sahipsen ve Chris ilk olarak ateşi hissettiyse, baskın elementin ateş demektir. Gerçi Chris'e de gerek yok, ormanda yarattığın patlama bize bunu belli ediyor" dedi Samantha gözlerini başka bir yere çevirip, bir yandan da düşünerek, ağır ağır. Sonra tekrar bana baktı ve daha hızlı ve gülümseyerek devam etti. "Yani ekstra hiçbir şey yapman gerekmiyor. Merak etme."

Gülümsememe engel olamazken, büyük bir oh çektim. "Ek olarak dersler koyacaksın diye çok korktum," dedim elimi kalbimin üzerine koyarak.

"Sana kendini zorlamamanı söylerken, nasıl böyle bir şey yapabilirim ki?" Birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra ekledi. "Eğer dört elemente sahipsen, ki bana oldukça mantıklı göründü, muhtemelen tahmin ettiğimizden çok daha güçlüsün. Bu da başkomutanlığa kadar yükselebilecek yeni nesil bir öğrenci olabileceğin anlamına geliyor."

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ