43.Bölüm\2

31.1K 3.3K 243
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)

**

Rüyamda tanıdık yerlerde gezerken, görüntüler ve renkler birbirine karışmaya başladı. Yüksek bir yerden düşüyor gibiydim. Tanıdık bir duyguydu. Bu sefer korkmadım çünkü yeni bir görüş geldiğini biliyordum. Bilmediğim, geçmişten mi yoksa gelecekten mi olduğuydu.

Saniyeler, hatta saliseler içinde pek çok düşünce geçti aklımdan ama, o düşüncelerin arasında şu an bulunduğum yer yoktu.

Odamdaydım. Ailemle birlikte yaşadığım evimdeki odamda. O olaydan öncesi. Korkuyordum. O anı tekrar yaşamak istemiyordum. Ellerimle kulaklarımı kapatıp arkamı döndüm. Gözlerimi de sımsıkı kapatıp yere çöktüm. Görmek istemiyordum. Duymak istemiyordum.

"Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Lanet olsun neden bunları tekrar tekrar yaşamak zorundayım?"

Gözlerim ve kulaklarım kapalı yere çökmüş vaziyette ağlarken, ileri geri sallanıyordum. Bir yandan da mırıldanıyordum.

"Görmek istemiyorum. Ben kaderim ve görmek istemiyorum.Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Lütfen. Görmek istemiyorum. Uyanmak istiyorum. Bitsin artık bu işkence. Lütfen. Lütfen! Kader olmak istemiyorum. Görmek istemiyorum. Ailemi öldürdüğümü tekrar görmek istemiyorum. Lütfen. Biri bana yardım etsin! Lütfen! Görmek istemiyorum. Görmek istemiyorum. Görmek istemiyorum. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır. Hayır."

Kulaklarımı sımsıkı kapattığım halde, beynimin içinde yankılanıyormuş kadar berrak sesini duydum.

"Geldim bebeğim."

Onun sesini ilk duyduğumda adımı haykırıyordu. Alevlerin içinden beni kurtarmaya gelirken, aslında benim yarattığım alevlerin az sonra onu öldüreceğini bilmeden. Korku doluydu. Gözleri, sesi...

Ama bu farklıydı. Yumuşaktı, huzurluydu ve sevgi doluydu. Bebeğim demişti bana. Annem bana bebeğim mi derdi hep? Beni öyle mi severdi?

Gözlerimi açıp, ellerimi kulaklarımdan çektim. Yavaşça ayağa kalktım. Arkama dönmeye korkuyordum. O anı tekrar yaşarsam ölebilirdim. Annemi tekrar alevlerin içinde görürsem, ölebilirdim. Bakmazsam da ölebilirdim. Fırsatım varken onu bir kez daha goremezsem ölebilirdim.

İçimde karşı konulamaz bir istekti, dönüp onunla yüz yüze gelmek. Yine karşı konulamaz bir istekti, hemen şimdi buradan gitmek. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ta ki gülüşünü duyana kadar.. Tüm düşünceler beynimden uçup giderken, ona döndüm. Hayatımda duyduğum en güzel şeydi... Annemin gülüşü.. Annem.

Yatağımın kenarına oturmuş, üç yaşındaki Elena'nın yattığı yerden saçlarını tutmaya çalışmasına gülüyordu. Yanlarına yaklaştım. Tanrım.. Hayatımda gördüğüm en güzel kadındı.

O kıyametin, o cehennemin içinde bile fark edilen güzelliği şimdi çok daha net seçiliyordu. Yirmili yaşlarının ortasında bile olmadığına emindim. Henüz başlarındaydı. Belki de şu anki benden, bir ya da iki yaş büyüktü. Hayran olunasıydı. Tapılasıydı.

"Bugün sana bir efsane anlatacağım," dedi annem. "Ne zaman bazı şeyler zor gelmeye başlasa ve ben pes etmeyi düşünsem, bu efsaneyi hatırlarım. Bana bunu büyük babam anlatırdı. Ben de sana anlatacağım ve sende tıpkı annen gibi olacaksın Elena..." ah... adımı söyledi... "...annesinin kızı," dedi gülerek. Yanağıma bir öpücük kondurduğunda elim yanağıma gitmişti. Annesinin kızı.

Sırtımı duvara vererek yatağın hemen yanına, annemi görebilecek şekilde yere oturdum. Dizlerimi kendime çekip kollarımı etrafına doladım. Üç yaşındaki halim yatakta, ben yatağın hemen yanında, hayranlık dolu gözlerle annemi dinlemeye başladık.

*

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now