19.Bölüm

49.7K 3.7K 1.1K
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)

*

Bugün cumaydı ve ben cumaları seviyordum. Sadece okulun son günü olduğu için değil, öğleden sonra uygulama ya da binicilik dersi yerine, yerel danslar dersi olduğu için seviyordum.

Akşam yemeği için yemek salonuna geçmeden önce, hafta sonu Amylerde kalacağımız için kendimize ufak çantalar hazırladık. Orién'den ayrılacağım için üzgündüm ama, Lermont ve şu element çılgınlığından bir süre de olsa uzaklaşmak bana iyi gelecekti. Hepimize iyi gelecekti.

Yemek salonuna geçtiğimizde yemeklerimizi alıp, sabahtan beri hiç görünmedikleri halde -George hariç- akşam yemeğinde ortaya çıkan Nate ve kuzenlerinin oturduğu masaya geçtik. Artık tamamen alıştığım şamata eşliğinde yemeklerimizi yedik. Jeff ve Lucas'ın birbirleri ile uğraşmalarına bile alışmıştık artık. Nate gibi biz de onlara tepki vermiyor, ya da daha önce olduğu gibi kavga çıkacak korkusu duymuyorduk. Onun yerine, Jeff'in çevremizdeki herkesin dikkatini çekecek yükseklikteki kahkahalarına eşlik ediyorduk.

"Yarın bir şeyler yapalım!" dedi Lucas heyecanla.

"Maalesef yapamayız," dedi Amy, üzgün bir şekilde. "Hafta sonu için plan yapmıştık, bizde kalacağız." Sonra birden keyfi yerine geldi. "Siz de gelsenize!"

Lucas anında "Olur," diyerek cevap verdi ama, sonra bir an duraklayıp aklına yeni gelmiş gibi diğerlerine döndü. "Değil mi? Nate?"

Nate bir süre düşünüyor gibi Lucas'ın hevesli yüzüne baktı. "Üzgünüm. Bu hafta sonu olmaz, belki daha sonra."

Lucas'ın yüzü düşerken Amy'ye bakıp elimden bir şey gelmez dercesine omuzlarını kaldırdığında, Amy gülümsemeye çalışıp başını öne eğdi. Bu da neydi şimdi! Gözlerimiz önce Lily ile, daha sonra Claire ile buluştu. Claire'in kıkırdamasına bakılırsa, Amy'nin kızardığını onlar da fark etmişti.

"Tamam öyleyse..." dedi Amy gözlerini yemeğinden kaldırmadan. "Bir daha ki sefere."

Kızlarla tekrar bakışıp yemeğe döndük. Anlaşılan, bu akşam ortak salonda konuşulacak konu belli olmuştu.

Yemek yerken Nate ve kuzenlerinin bizi durmaksızın güldürmesi yüzünden, yemeklerimizi bir saatte zor bitirmiştik. Soğumaları yüzünden doğru düzgün doyamamıştık da. Daha önce yaşadıkları maceralarını anlattıklarında ise, gülmekten gözümüzden yaşlar gelmişti. Çırak çocuğun bu kadar eğlenceli olabileceğine kim inanırdı ki? Dışarıdan kendini beğenmiş gibi görünen Lucas'ın aslında nasıl da alçak gönüllü olduğuna, korkutucu görünen Jeff'in aslında şapşal bir çocuktan farkı olmadığına, diğerlerine göre daha sakin duran Tyler'ın daha önce yaptıkları tüm çılgınlıkların tam merkezinde olduğuna? Anlatsak, kesinlikle kimse inanmazdı.

Yine Jeff'in bizi kahkahalarla güldürdüğü bir sırada karşımda oturan Nate ile aynı anda birbirimize bakıp göz göze geldik. Ben gülmeye devam ederken, Nate'in kahkahaları sakinleşip, kibar bir gülümseme şeklini aldı. Beni dikkatle izlemesi karşısında utanarak gözlerimi tekrar Jeff'e çevirdim. Neden böyle şeyler yapıyordu ki şimdi? Neden ben gülerken beni bir deney faresiymişim gibi izleyip, utandırıyordu?

Onlarla bir süre daha oturduktan sonra ayağa kalktım. Hepsi soru soran gözlerle bana baktığında, bu sefer doğruyu söylemek istedim. "Bella'nın yanına gidiyorum."

Kızlar tam da tahmin ettiğim gibi hep bir ağızdan söylenmeye başladı. "Yapmayın kızlar, o kadar da kötü biri değil," dedim onları ikna etmeye çalışarak.

Nate, "Seni herkesin ortasında ayağından havaya asan kız değil mi o?" dediğinde bir anda herkes susup ona döndü. O ise kollarını bağlayıp masanın üzerine koymuş, ciddi bir ifade ile bana bakıyordu. O gün olanları görmüş müydü? Oysa ben onun derslerde sürekli uyuduğunu sanıyordum.

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now