40.Bölüm

33.8K 3.4K 728
                                    

Oy vermeyi unutmayın lütfen :)

*

Biz de vedalaşıp tekrar döneceğimize dair söz verirken Bobby dibimdeydi. Dışarı çıkıp arabasına doğru ilerlerken de öyleydi. Arabaya yaklaştığımız sırada öne geçerek bana ön kapıyı açtı. Arabanın diğer tarafında durmuş ne yapacağımı izleyen Nate'e baktım. Ne yapmalıydım yani? "Yo hayır Bobby, yanına oturamam çünkü Nate bana kötü kötü bakıyor. Nate mi? Ah hiçbir şeyim. Sadece arkadaşım!" mı demeliydim?

Bobby bir eli ile kapıyı tutarken, diğer elini gözümün önünde salladı. "Binecek misin canım?"

Bobby'nin canım kelimesi ile Nate'in tek kaşı havaya kalktı. Binmek istemiyordum. Nate'in yanında olmak istiyordum.

O anda Bella neler olduğunu -çok şükür- anlayıp, aramıza girerek hayatımı kurtardı.

"Ah kuzen, ayda yılda bir arabana biniyorum. Bırak da tadını ben çıkarayım."

Ben bir adım gerilerken Bella çoktan koltuğa kurulmuştu bile. Bobby bana bakarak memnuniyetsiz bir ifade ile kapısını kapattığında, ben de arka koltuğa, Claire ve Nate'in arasına oturdum.

Diğerleri de Henry, Finn ve Tony'nin arabalarına binmişti ve Jeff tabi ki Shanny'nin bindiği arabayı tercih etmişti.

Bobby arabayı çalıştırıp gaza basarken, "Biraz gerçek içki içelim ha?" dedi ve Nate'e dönerek devam etti. "Ne dersin Nate?"

Sözlerinin ardındaki gizli meydan okumayı en az benim kadar o da algılamış olmalıydı. Bir baş hareketi ile meydan okumayı kabul etti.

Bobby sürekli gevezelik yaparken, Nate ceketinin kapüşonunu başına geçirip, dışarıyı izlemeye başladı. Yalnızca bir kez arabada konuşulanları dinlediğine dair bir hareket yaptı. Bobby; önümüzdeki hafta sonu yapılan partiye gelmemi ve benim sayemde oradaki herkesi kıskandırabileceğini, görülmememiş bir güzelliğe sahip olduğumu anlatıp, benim de ona teşekkür edip çok tatlı olduğunu söylediğim sırada. Yan gözü ile bir bana bir Bobby'e bakıp, memnuniyetsiz bir ifade bakışlarını tekrar camdan dışarı çevirdi.

Neden böyle davrandığını anlayabiliyordum. Bobby'nin bana böyle davranmasına benim izin verdiğimi düşünüyordu. Aslına bakacak olursak, Nate'in Feilyn'e davranışı ile benim Bobby'e davranışım arasında büyük bir fark vardı. Ama aynı zamanda Nate ile Feilyn, Bobby ve benim aramdaki ilişki arasında da büyük bir fark vardı. Ayrıca, Bobby'i kendimden uzaklaştırmak için bir nedenim yoktu ki! O da kim oluyordu!

Derin bir nefes çektim. Omuzlarım, üzerine binen gerçekliğin ağırlığı ile birden düştü. Belki de ben tüm bunları kafamdan uyduruyordum, Nate'in umurunda değildim. O sadece beni korumak istiyordu, o kadar.

Sahil kenarına geldiğimizde durup arabadan indik. Bobby ve arkadaşları içki ve üzerine oturmamız için getirdikleri katlanır sandalyeleri arabanın bagajından çıkarırken, Nate ve kuzenleri bir kenarda bir şey konuşuyorlardı. Daha doğrusu, Nate, Jeff'i sakinleştirmeye çalışıyormuş gibi duruyordu.

Sahilde ateşi yakıp nihayet oturabildiğimizde Nate yanıma oturdu. Bobby de karşıma. Aynı durum Shanny ve Jeff için de geçerliydi. Shanny ile birbirimize baktığımızda gülmemek için kendimi zor tutmuştum ve Shanny de aynı durumdaydı. Aralarındaki gözle görülmeyen ama kesinlikle hissedilen anlamsız çekişme komik gelmişti. Asıl komik olan ise, Jeff ve Nate'in belki de bir daha hiç görmeyeceğimiz Bobby ve Henry'e bu kadar gıcık olmuş olmalarıydı. Nate Jeff'e göre daha kontrollüydü ama Jeff... Ah, ona ne zaman baksam gülmemek için kendimi sıkmak zorunda kalıyordum.

Bobby'nin getirdiği içki her neyse özel olarak hazırlanmıştı. "Uyarayım," dedi Bobby, Henry içkileri bardaklara doldururken. "Çok ağır, daha önce böylesini içmediğinize bahse girerim."

"Hah!" dedi Jeff kabararak. "Bizi hafife aldığını mı görüyorum, yoksa bana mı öyle geliyor?"

"Hayır dostum," dedi Bobby. "Sadece uyarmak istedim. Sizi taşımak zorunda kalmak istemeyiz." Bobby ve arkadaşları gülerken, Lucas'ın elini Jeff'in bacağına koyup sıktığını ve hemen geri çektiğini bir tek ben görmüştüm. Sonrasında da konuyu değiştirerek daha eğlenceli bir şeylerden bahsetti. Bunu yapmamış olsa... Ah tanrım, düşünmek bile istemiyorum. Tüm bunlar olurken Amy, Lucas'tan kaçabilmek için büyük bir ciddiyetle fotoğraf ve video çekmekle meşguldü.

Son bardak doldurulurken ben pas geçmek istediğimi söylemek üzereyken, benim yerime Nate söyledi. "Elena içmiyor, içkiye dayanıklı değil."

Bobby bunu onaylayıp onaylamadığımı öğrenmek için bana baktığında güldüm. Ona değil, aslında Nate'in söylediğine gülmüştüm ama o üzerine alındı.

"Peki öyleyse."

Benden sonra Claire de pas geçti.

Bir, iki. Kızlar ve George başka içmediler. Üç, dört derken ikinci şişede Finn pes etti. Altı, yedi. Henry ve Tony. Üçüncü şişeye geçildiğinde, Nate ve kuzenleri ile içen sadece Bobby vardı. Dili dolanmaya başladığında, "İstersen bırak," dedi Nate. "Seni eve taşımak istemeyiz."

Bobby pes ederek ellerini kaldırdı. "Dorstum! Sağlamm içyorrssuuunnnz."

Nate arkasına yaslanarak sandalyesine daha da yayıldı. Alaycı gülümsemesinin gelmesine sevinmiştim.

"Bizim orada bu meyve suyu niyetine içiliyor."

"Ah nerresi orrası?" Bobby çok sarhoş görünmüyordu ama dili dolanıyordu. "Bende gelmek issterrim, sizin içkilerriden içmek isterrim.Neler içiyorrsunz?"

"Tabi tabi. Bir ara gelirsin."

Kuzenleri gülmeye başlarken, Nate ayağa kalktı. "Gitme vakti!"

Ben de ayağa kalkmaya hazırlanırken, bana uzattığı elinden destek alarak kalktım.

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now