KÜL| 6. Bölüm

21.3K 2.7K 1.1K
                                    

Oy vermeyi unutmayın lütfen.

Kısa bir özlem giderme bölümü ♥

Acılar, yeniden vücuduma akın etti. Hem ruhsal, hem fiziksel bir acıydı bu. Canım çok acıyordu. Vücudum, kalbim, ruhum... Her yerim acıyordu.

Göz kapaklarımı kıpırdatmak bile zordu benim için. Eğer yapabilseydim, gözlerimi açardım. Gözyaşları, gözlerimin kenarlarından akıp giderken, tek bir kirpiğimi bile kıpırdatamamıştım.

"Elena?"

Nate... Bana yardım et...

"Şifacıları çağırın!" diye bağırdı.

Bir el, nazikçe saçlarımı okşadı.

"Elena. Aç gözlerini güzelim. Buradayım."

Gözlerimi usulca araladım. Odada yanan mumların soluk ışığı bile gözlerime keskin bir ağrının yerleşmesine neden oldu. Gözlerimi tekrar kapattım. Nate yavaşça gözyaşlarımı sildi.

"Elena."

Eğer yapabilseydim, ben de ona buradayım derdim. Artık burada olduğumu, benim için daha fazla endişe etmemesini söylerdim.

Gözlerimi tekrar araladım. Çok uzun zamandır görmüyormuşum gibi hissettiğim yüzüne baktım. Kalbim özlemle doldu. Bir insanın bu kadar fazla kişiye özlem duyacağını tahmin etmezdim.

Eğer yapabilseydim, uzanıp yanağını okşardım.

Ellerini, canımı yakmaktan korkarmış gibi ağır hareketlerle yüzüme yerleştirip gözyaşlarımı sildi. O benimkileri silmişti ama onun gözleri yaşlarla parlıyordu.

"Geri döndün," dedi, gülümseyerek. Sesinde minnet vardı. "Bana geri döndün."

Cevap vermeden önce dudaklarımı ıslattım. Konuşmak benim için çok zordu. "Her zaman," dedim, güçlükle çıkan sesimle.

Dudaklarıma ipek kadar yumuşak bir öpücük kondurdu.

"Canın çok acıyor, değil mi? Şifacılar şimdi gelecek merak etme."

Cevap verecek gücüm yoktu. Belli belirsiz kafamı salladım sadece. Birden fazla kemiğimin kırık olduğunun farkındaydım ve canım çok acıyordu. Ama yalnızca bunun için ağlamıyordum.

Sadece kemiklerim değil; kalbim, ruhum paramparça olmuştu.

Şifacıların koşarak içeri girdiğini hayal meyal görmüştüm. Neyse ki bilincim, kırıklarımın aksine bana insaflı davranmış, acıdan biraz olsun uzaklaşmama izin vermişti.

Sürekli bir uyku halinde olduğumun farkındaydım. Şifacılar mı beni uyutuyor, yoksa direncim hiç olmadığı için mi uyanamıyorum bilmiyordum. Çok da umurumda değildi açıkcası. Çünkü gözlerimi her açtığımda vücuduma akın eden acı, hemen uykunun kollarına kaçmayı istememe sebep oluyordu.

Bazen gözlerimi açtığımda kızları görüyordum. Bazen Nate'i. Bana bir şeyler söylüyorlardı ama tam olarak anlayamıyordum ne dediklerini.

Uykuda ne kadar zaman geçirdiğimi anlayamıyordum. Çoğu zaman uyandığımda sabah mı yoksa akşam mı onu bile ayırt edemiyordum. Farkına vardığım tek şey, Nate'in uzayan sakalıydı.

Uyurken hiç rüya görmüyordum. Bu benim için iyi bir şeydi. İlk başta bunu şifacıların verdiği ilaçlara bağlasam da, sonradan düşünebildiğim o kısa anlardan birinde, bunu Lily'nin yaptığını fark etmiştim. Bu yaptığı için ona minnettardım. Tek istediğim dinlenmekti çünkü. Hiçbir şey düşünmek istemiyordum. Rüyalarımda mutlu anlar yaşamak da istemiyordum. Huzurlu bir hiçlik istiyordum sadece. Dinlenmek ve en azından vücudumdaki yaraların geçmesini istiyordum.

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now