45.Bölüm

29.9K 3.2K 409
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)

**

Samantha'nın yanından ayrılıp tekrar bahçeye döndüğümde Nate dışında herkes çalışmaya gitmişti. Nate ise ellerini masanın üzerinde birleştirmiş, başını öne eğmiş bir şeyler düşünüyordu. Yaklaştığımı duyunca ayağa kalktı.

"Herkes dağıldı bize de benim odam kaldı," dedi. Yurda doğru yürümeye başladık.

"Emin misin? Odana zarar vermek istemem."

Bir anda o ciddi ifadesinden sıyrılık alaycı surat ifadesini takındı.

"Benden daha güçlü bir su gördün mü? Eminim senin kıvılcımlarınla baş edebilirim."

"Kıvılcım mı? Sen benimle dalga geçiyorsun ben Jeff ile çalışmak istiyorum," deyip yolumu değiştirdim. Değiştirmeye çalıştım. Kolumdan tutup beni kendine çevirdi. Diğer elini de diğer koluma yerleştirdi. Gülümsemesi, yüzüne daha da yayılmıştı.

"Sen bu aralar pek bir alıngan oldun prenses."

"Alıngan falan değilim. Ayrıca bana prenses demekten vazgeç artık."

"Beceriksiz derim o zaman. Ya da dur," dedi, gözleri aklına gelen şey ile mest olarak parlarken. "Kıvılcım. Evet, kıvılcım en güzeli!"

Dümdüz, boş bir yüz ifadesi ile yanıt verdim. "Hala benimle dalga geçiyorsun."

Ellerini kolumdan çekip önümde eğildi. "Özür dilerim prenses. Lütfen beni affedin."

Sinirlendim. Ciddi anlamda sinirlendim. Cevap verecekken vazgeçtim. Ağzımdan sadece sinirli bir "Of!" çıktı. Onu bırakıp yurda girdim. Peşimden gelip beni yine durdurdu. Bu sefer ciddi görünüyordu.

"Bu sefer ciddi anlamda özür dilerim. Bu kadar sinirleneceğini tahmin etmedim, gerçekten. Sen çok gergin görünüyordun. Ben o yüzden..."

"Bazen sinirimi bozduğun doğru çırak çocuk," diyerek araya girdim az öncekinden çok daha yumuşak bir ses tonu ile. "Ama özür dilemene gerek yok, ben gerçekten gerginim. Biraz fazla tepki vermiş olabilirim."

"Elena onları yenmek istediğini biliyorum. Ama bunun ucunda ölüm yok biraz abartıyorsun. Adı üstünde bu bir oyun, fazla anlam yüklüyorsun. Hem ne sanıyorsun ki? Onları yenince bir anda değişeceklerini mi? Daha iyi insanlar olacaklarını mı sanıyorsun? Ya da senden korkmalarını mı istiyorsun? Bunların hiç biri olmayacak çünkü onların karakteri bu. Diyelim ki onları yendik ve senden korkmaya başladılar. Sonra? Korku yerine sevgiyi tercih etmelisin, der babam. İnsanlar sana korku yüzünden değil, sevgi sayesinde saygı duymalı. Ki sen bunu başardın zaten. Şu an okulun yarısı sana saygı duyuyor ve bunun nedeni onların yalanını ortaya çıkarman değil. Eğer öyle sanıyorsan hemen bu düşünceden vazgeçmen için seni uyarmalıyım ki, yanılıyorsun. Sana saygı duymalarının nedeni, Caroline ve Chris'e onların yöntemiyle değil de, en doğru şekilde hak ettiklerini vermen. Herkese zekanın, diğer tüm güçlerden daha üstün olduğunu kanıtlaman. Biliyorum zulüm ettikleri insanlara, onların yenilmez olmadığını göstermek istiyorsun. Daha fazla sessiz kalmamalarını istiyorsun. Sen zaten başardın, gösterdin herkese. Bunu bir savaşa dönüştürürsen, yendiğinde herkes yanında olur evet. Ama eğer yenilirsen her şey tersine döner. Onun için önce gücünü geliştirmeye, sonra da eğlenmene bak. Bırak onları artık. Sizin yollarınız, amaçlarınız, hedefleriniz, hırslarınız hepsi farklı."

"Haklısın," dedim gülümseyerek. "Aslında.. sanırım sen çoğu zaman haklısın."

"Bunu fark etmen güzel," dedi tekrar o gülümsemeyi takınırken.

Odası tahmin ettiğim gibi çok sade ve tahmin ettiğimin tam tersi beyaz renklerle dekore edilmişti. İhtiyacı olmayan, sadece güzel görüntü için orada olan tek bir şey bile yoktu. Odası buram buram Nate kokuyordu.

*

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now