KÜL| 7. Bölüm

23.5K 2.4K 2.3K
                                    


Oy vermeyi unutmayın lütfen. Yeniden sıralamaya girebilmemiz için de bir yorumunuzu alırım :)

Nate'in kollarından ayrıldıktan sonra fark ettim, salonda kopan alkış tufanını. Arkadaşlarımız, bizden bile daha çok mutluydular sanki sonunda kavuştuğumuz için. Savaşın ardında bıraktığı enkazda yaşarken, güzel bir şeyler görmeye çok ihtiyaç duymuş olmalıydılar. Kral Boeyroth bile yüzünde kocaman bir gülümsemeyle, kocaman ellerini tüm gücüyle birbirine vuruyordu. Nate'ten hemen sonra gelip o da sıkıca sarıldı bana. Sonrasında Tyler, başkomutan Danow, Lucas ve Jeff.

"Seni yeniden ayakta görmek çok güzel," dedi kral, ellerimi tutarak.

"Sonunda uyanabildiğim için ben de mutluyum."

O sırada kraliçe Joelna'nın sesi yükseldi salonda. "Elena!"

Alkış sesini duymuş olmalıydı. Koşarak gelip bir de o kucakladı beni. Kollarından ayırdığında, ellerimi tuttu. "Seni tekrar bu halde görebilmek için o kadar çok dua ettim ki."

Gözlerinin dolduğunu fark ettiğimde gözlerimi ondan kaçırdım. Uyandığımdan beri Nate hariç kimsenin gözlerinin içine bakmamıştım. Baksam ne göreceğimi biliyordum çünkü. Karşılaşacağım şeye henüz hazır değildim.

"Teşekkür ederim. Sanırım işe yaradı," derken gülümsemeye çalıştım. Bu konuda artık eskisinden daha iyiydim.

"Bir şifacıya göründün mü? Neden bana hemen haber vermediniz? Karnın aç mı? Bir şeyler yedin mi? Neden hemen ayaklandın?"

Kraliçe sorularına devam edecekti ama Nate'in, "Anne," diyerek onu uyarması ile güldü.

"Çok mu soru sordum? Ama Elena benim de kızım. En yakın arkadaşımın kızı, oğlumun sevdiği kadın o." Bir elimi bırakıp, tam bir anne şefkatiyle saçlarımı okşadı. "Kız kardeşimin emaneti."

Kraliçenin sözleri boğazımın düğümlenmesine neden oldu. Gözlerimi dolan yaşları gülümseyerek gizlemeye çalıştım.

"Teşekkür ederim. Ben çok iyiyim, merak etmeyin. Sadece biraz dolaşıp vücudumu açmam gerekiyor o kadar."

Kraliçe, "Tabii tabii," deyip elimi bıraktı. "Siz dolaşın. Hem arkadaşlarınla vakit geçirmiş olursun."

Son kez gülümseyip Nate'in yanına yürüdüm. "Sen işlerini bitir. Sonra görüşürüz." Nate, bana bir kez daha sarıldı. Kulağıma, "İyi misin?" diye fısıldadı.

"Artık buradayım, merak etme."

Kızlarla birlikte bahçede dolaşmak için toplantı salonundan ayrıldık. Salondan çıkmadan önce dönüp Nate'e baktığımda göz göze geldik. Olduğu yerde durmuş, arkamızdan bakıyordu. Sorusuna cevap vermediğimi fark etmişti. iyiyim diyemediğimi fark etmişti. Her zaman fark ederdi. Kapı kapanana dek gözlerini benden çekmemişti.

Salondan bizimle birlikte çıkan kraliçe, "Akşam Nate'in odasına sizin için müthiş bir masa kurdurtacağım. Tekrar hep birlikte yemek yemenin tadını çıkarın," dedikten sonra yanımızdan ayrıldı.

Hep birlikte değildik ve bundan sonra da asla tam olmayacaktık. Ama yine de içten gülümsememle teşekkür ettim. Bahçeye çıkarken kral ve kraliçenin ne kadar muhteşem insanlar olduğundan bahsettik. Daha doğrusu onlar bahsetti, ben onları onayladım.

Arka kapıdan bahçeye çıktık. Bahçe yollarında yürürken kızlar saray çalışanları arasındaki dedikodulardan bahsederlerken ben sessizce onları dinledim.

Yan yana duran iki banka oturduğumuzda, kızlar da sessizleşmişti. İlk başta uyandığım için mutluydular, o yüzden kuşlar gibi cıvıldıyorlardı. Ama uyanmasını bekledikleri Elena ile buldukları Elena'nın çok farklı olduğunu fark ettikleri andan itibaren her şey, onların 'her şey yolunda' rolüydü. Bahçeye çıktığımız andan itibaren ise çabaya dönüşmüştü tüm gülmeleri, söyledikleri. Aslında bu çaba daha çok Amy ve Lily'nindi. Ara ara Shanny de onlara katılıyordu. Bella ve Kathy'nin sesini ise uyandığımdan beri duymamıştım.

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin