KADER ATEŞİ / 4. BÖLÜM

32.3K 2.9K 1.1K
                                    

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen :)

İyi okumalar :)

*

Kızlarla ortak salonda toplandığımızda, Nate ve kuzenleri ellerinde biralar, yiyecekler ve bir sürü abur cuburla odamıza geldiler.

"İtiraz etmek yok. Bu sefer kutuluyoruz!" dedi Lucas.

Bu sefer itiraz etmeye niyetim yoktu zaten. Bundan sonra devam edip edemeyeceğimiz belli değildi. Yarı finalde elenebilirdik ve fırsatımız varken kutlama yapmayı hak ediyorduk.

İçkilerimizi takımımıza kaldırdıktan sonra konu bugün parkurda olanlara gelmişti. Takımımın bu konuda ne düşündüğünü merak ediyordum. Nate'in ne düşündüğünü tahmin edebiliyordum, bana karşı hala tavırlıydı.

"Aslında bu sadece onlar için değil, bizim için de iyi oldu," dedi Tyler. "Onların zayıf bir takım olduğunu herkes biliyordu. Zayıf bir takıma karşı üç broş kaybetmiş olduk. Orada konuşurken de epey zaman geçti ve bu kadar zayıf bir takıma karşı, beklenenden daha uzun sürede kazandık. Sıradaki rakibimiz bunları düşünüp bizi hafife alacaktır. Ve Nate'in söylediği gibi; rakibini hafife aldığın an, yenilgini kesinleştirdiğin andır."

Canım Tyler, Nate'in bana kızgın olduğunu elbette ki biliyordu ve olaya farklı bir taraftan bakmasını sağlamaya çalışıyordu.

"Haklı," diyerek Lucas da ona katıldı. George ve kızlar da onu onayladılar. Amy düşünceli, Jeff ise konuşulanları duyamayacak kadar yiyeceklere odaklanmış durumdaydı.

Nate sonunda konuşmaya karar verdi.

"Bu iyiliklerin bir gün başına bela açacak." Onun ne söylenenler ne de oyun umurundaydı.

Ona bakmadan cevap verdim çünkü o da bana bakmıyordu ve bu hali canımı acıtıyordu. "Onlar için değil, kendim için yaptım," dedim bir çırpıda.

Nate anlamaya çalışıyor gibi değil de, dalga geçiyor gibi sordu. "O nasıl oluyor?"

"Eğer yapmasaydım, kızın söyledikleri beynimin içinde dönüp duracaktı. Belki de bir süre sonra Caroline ile benzediğimi düşünecektim."

Bu söylediklerim üzerine Nate bana baktı ve ben de ona döndüm. Tahmin ettiğimden çok daha sinirli görünüyordu.

"Oyunun kuralları gereği yaptığın şeylerle, onun size, özellikle de sana yaptıklarını nasıl bir tutarsın?"

Birinin bir şey söylemesini geçtim, yerlerinde kıpırdamıyorlardı bile. Jeff bile yemek yemeyi bırakmış dikkatle bizi izliyordu. Aramızda oluşan gerginlik tüm salona yayılmıştı.

"Tabii ki bir tutmuyorum. Ama o kızın söyledikleri..." Cümlemi tamamlamama izin vermedi. Bu sefer sesi yükselmişti.

"Sürekli başkalarının söyledikleri umurumda değil diyen sen değil miydin? Neden kendinle çelişiyorsun! Bırak ne düşünürse, ne hissederse hissetsin! Seni ne ilgilendirir! "

Cevap verirken benim sesim de onunla orantılı bir şekilde yükselmişti.

"Evet, başkalarının söyledikleri umurumda değil kaç kere söylemem gerekiyor? Ama oyunu kaybetmek ayrı, başkalarının senin arkandan çevirdiği saçma dedikodular ayrı, aşağılanmış hissetmek apayrı bir şey. Kim birinin gururunun kırılmasını umursamazlıktan gelebilir ki? Ömrün boyunca bu duyguyu tatmamış olabilirsin çırak çocuk ama ben kısa süre öncesine kadar, neredeyse her gün bu duyguyla yaşadım. O yüzden aşağılanmanın nasıl hissettirdiğini çok iyi biliyorum! "

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now