KÜL| 2. Bölüm

23.6K 2.5K 535
                                    

Okunma sayısına göre oy sayısı çok düşük. İki bölüm de iyi bir oy sayısına ulaşana dek yeni bölüm yayımlamayacağım. K.A 50. bölüm ile Kül'ün 1. bölümünü kıyaslayabilirsiniz.


NATE

Saray ve tam karşı tepedeki Lermont'tan aynı anda alevler yükselmişti. İsyancılar şehre girmişti. Saldırı başladığında Nate, babası ile birlikteydi. Kral'ı strateji odasında bırakıp direkt olarak kız kardeşinin odasına koştu. Böyle durumlarda izlenecek plan belliydi: Dadıları ve birkaç asker kız kardeşini, kraliçeyi ve diğer prensesleri gizli geçitlerden geçirip saraydan kaçıracak, ormanda belirlenen rotadan kaçıp denize açılacaklardı.

Nate kardeşinin odasına varana dek herkes toplanmıştı bile. Annesi geldiğini görünce telaşla ona doğru koşturdu.

"Batı kanadı alevler içinde Nate!"

"Biliyorum," dedi sakince. Annesinin onu tutan ellerini nazikçe çekip, pencereden dışarı baktı. Tahmin ettiği gibiydi.

"Denizde de büyü var," dedikten sonra ihtimalleri hesapladı. Denize açılamazlardı, ormanda gizlenmeleri tehlikeliydi. Saraydaki geçitlerde gizlenmeleri de çok güvenli olmazdı, yangın çıkmıştı. Bir an önce karar vermesi gerekiyordu.

Kraliçe ve prenseslerden sorumlu askerlere, "Üzerinizi değiştirin ve ormanda gizlenin," dedi. En iyi seçenek orman gibi duruyordu. "Hadi, siz de saray çalışanı kılığına girin," dedi, ailesine. "Çabuk! Acele edin!"

Herkes odalarına koştururken, saray çalışanı kadınlar da prensesler için kıyafet getirebilmek için koşturdular. Lina, annesinin elini tutmuş, korku dolu gözlerle onları izliyordu. Nate, Lina'yı kucağına aldığında boynuna sımsıkı sarıldı.

"Sen de bizimle gel," dedi Lina. Konuşurken sesi titremişti.

Nate, Lina'yı gömüldüğü boynundan ayırıp, saçlarını geriye attı. Gözlerinin içine bakarak sakince konuştu.

"Ben veliaht prensim Lina. Sarayımızı ve halkımızı bırakıp gidemem. Sen prenses olarak kendini korumalısın ki bize bir şey olursa ülkenin başına geçebilesin."

Lina'nın iri gözlerinden yaşlar akmaya başladı.

"Sana bir şey olmasını istemiyorum. Andore'ye ve babama da. Ama bizimle gelemeyeceğinizi biliyorum. Peki Elena? Elena da mı gelemez?"

"Elena sarayda değil. Seni kandırmayacağım Lina, şu an bir savaştayız ve her şey olabilir. Ama ne olursa olsun bunun üstesinden gelebilirsin, tamam mı? Sen Orién'in prensesisin. Bunu hiçbir zaman unutma."

Nate, Lina'ya sıkıca sarıldı. Saray çalışanları kıyafetleri getirdiklerinde yere bırakıp annesine sarıldı.

"Gitmem gerekiyor. Dikkatli olun."

Kraliçe ellerini oğlunun yanaklarına koyarak gözlerinin içine gururla baktı.

"Sen de dikkatli ol, oğlum."

Odadan çıktığında, çocukluğunda korumaları olan, şimdi de başına geçtiği küçük askeri birliğini kapının önünde buldu. Giymesi gereken zırhları ve kılıcını getirmişlerdi. Elementlerini kullanmak büyü yüzünden çok zordu.

"Saraya saldırı başladı," dedi, askerlerinden biri.

"Doğu kanadı kapısından mı?" diye sorduğunda, asker başıyla onayladı. Tahmin etmek zor değildi. Yangın batı kanadında başlamıştı. Kuzey tarafı tepenin uçurum kısmına bakıyordu. Güney taraf ise sarayın girişiydi ve en sağlam korunan yeriydi.

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now