KADER ATEŞİ / 33. BÖLÜM

27.5K 2.7K 1.8K
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen :)

*

Tüm o kötü olaylara ve ölümlere alışmış mıydık artık bilmiyordum. Her şeye rağmen bir şekilde devam edebiliyorduk. Günler geçtikçe biz de normale dönmüştük. Belki de kötü anların izleri silindiği için başarabilmiştik bunu. Shanny'nin alçısı çıkmıştı. Caroline ve George sakin bir şekilde hayatlarına devam ediyorlardı. Chris'i neredeyse hiç görmüyorduk. Birkaç sefer kütüphanede rastlasam da asla kafasını kaldırıp bakmamıştı. Belki de artık vazgeçmişlerdi.

Stella olayı sanki hiç yaşanmamış gibiydi. Bir daha asla konusu açılmamıştı.

Simon, Lerin'in arkadaşları ile son derece iyi anlaşıyordu. Zaman zaman hep birlikte vakit geçirdiğimiz bile olmuştu.

Son aylarda zaman o kadar hızlı akıp geçmişti ki, yılın son ayına girdiğimize inanamıyorduk. Bir şeylerle sürekli olarak meşgul olduğumuz için bize hızlı gelmişti muhtemelen.

Amy, çalışmalarının karşılığını bize göstermek için sabırsızdı. Gözlerini kapatıp kendini hazırlarken biz de sessizce oturmuş onu bekliyorduk. Son bir kez derin bir nefes aldıktan sonra gölgesi sıvı bir maddeymiş gibi dalgalandı ve uzadı. Kapıya doğru hareket edip, kapalı kapının altından dışarı süzüldü. Lily ve Claire aşağı katta, daha önce belirlediğimiz ama Amy'nin haberi olmayan cümleleri okuyorlardı. Amy, gölgesi ile onları dinleyebileceğini söylemişti.

"Ankalar en iyisi."

Amy, ilk cümleyi doğru söylediğinde şaşkınlıkla birbirimize baktık. Dikkatini dağıtmamak için en ufak bir ses dahi çıkarmamaya gayret ediyorduk.

Amy ikinci cümleyi söyledi. "Elena çok güzel."

Bu cümleyi Nate yazmıştı. Gülerek ona baktım.

"Amy çok patavatsız."

Son cümle ile Amy gözlerini açtı. "Ha ha! Çok komik!"

Onun sinirini umursamayarak alkışladık. Amy de surat asmayı bırakıp, bir tiyatrocu gibi eğilerek selam verdi.

Tyler, "Arkanı kollasan iyi olur Lucas," dediğinde Amy ona dönüp dil çıkardı.

Lucas ayağa kalkıp Amy'yi kollarının arasına aldı. "Neden öyle söylüyorsun ki? Sanki Amy'den gizli işler çeviriyorum." Amy'nin yanağını bir öpücük bırakıp devam etti. "İstersen kontrol edebilirsin."

Amy gülerek hafifçe Lucas'ın koluna vurdu. "Saçmalama Lucas!"

Nate ayağa kalkıp, "Harikasın Amy, ama artık yola çıkmamız gerekiyor," dediğinde hepimiz ayağa kalktık. Hafta sonu için Nate'lerin göl evine gidiyorduk. Planın başlığı kafa dağıtmak olsa da aslında doğum günüm için gittiğimizi tabii ki biliyordum. Orijinal, gerçek doğum günüm için.

Nate elimi tuttuğunda aşağı indik. Biz kapıdan çıktığımızda, kapının önünde bekleyen görevliler çantalarımızı arabalara taşımak için içeri girdiler. Nate'in prens olduğunu açıklamasının üzerinden iki ay geçmişti ve bu tarz şeyleri defalarca görmüştüm ama hala alışamamıştım. Arkamızda bizim çantalarımızı taşıyan görevlilerle birlikte, kapının önünde üç tanesi bizim, bir tanesi görevliler ve çantalarımız için bekleyen arabalara doğru yürürken nedense utanıyordum. Herkesin gözünün üzerinde olması duygusu tam olarak buydu demek.

Üzerimizdeki bakışları düşünmek yerine, yanımda yürüyen sevgilime baktım. Dizlerine kadar uzanan bir mont giymişti. Şu rapçilerin giydiği, kapüşonu kürklü havalı montlardandı. Çoğu zaman olduğu gibi bugün de simsiyah giyinmişti. Siyah bir bot, siyah bir kot, siyah bir gömlek... Aralık ayında olmamıza rağmen kendini cömertçe gösteren güneşten korunmak için ise siyah bir gözlük takmıştı. Özenle şekillendirdiği sarı saçları, güneşte parlıyordu. Tüm o bakışlar umurunda bile değildi. Bana bakmamasına rağmen ona baktığımı anlamış olacak, tuttuğu elimi dudaklarına götürüp nazikçe öptü. Sonrasında ise o muhteşem gülümsemesi ile bana baktığında, anlamsız bir şekilde utandığım için takmadığım güneş gözlüklerimi takıp, onun gibi kimseyi umursamayarak yürümeye devam ettim.

Orién : ANKA ATEŞİ | KADER ATEŞİ | KÜLWhere stories live. Discover now